Saz: Berlin'den Horosan'a Sazın Peşinde Bir Yol Filmi
“Berlin’den Horasan’a Saz’ın gizeminin peşinde bir yol filmi” diyerek selamlıyor sizi Saz… Fransız yönetmen Stephan Talneu’nun gözünden, Batı Avrupalı müzisyen Petra Nachtmanova ile çıkılan ve gözlerinizi kapatıp kendinizi yola bıraktığınızda size Saz’ın gizemini fısıldayabilecek muhteşem türkülerin, müzisyenlerin, aşıkların, ozanların ve tabii ki sazın geçtiği coğrafyaların eşlik ettiği bir yol filmi.
Biletler, Petra’nın kalbinden Saz’a, Saz’a giderken de kendine çıktığı yolculuğa uzanıyor aslında. Film de bu çıkılan yolu ve Saz’ın gizini müjdelercesine Neşet ERTAŞ’ın o çok sevdiğim, türlü mesafeleri, zaman farklarını ortadan kaldıran o sözü ile başlıyor: “Kalpten kalbe bir yol vardır, görülmez.“
Petra’nın Saz’a merakı da buradan ileri geliyor; Saz’ın insanlarla kurduğu bu görülemeyen fakat aşklara, aşıklara, isyanlara, ozanlara dil olan, 2000 küsür yıldır zamanın ve mekanın ötesinde hiçbir kimliğe bağlı olmaksızın var olabilen halen de nesilden nesile akıp giden bir bağ…
Aşık Veysel’in insan sevgisi, Pir Sultan Abdal’ın isyanı, halkın derdini derdi bilip Saz’ına sözüne ortak edişi, Neşet’in tatlı sözü güler yüzü derken bu enstrüman hepimizi müziğin o yıldız tozlu gökyüzünün altında bir araya getiriyor. Yine Petra’yı yollara düşüren de Stephan’ı filme niyetlendiren de aslında bu yıldız tozu oluyor.
Yönetmenin Saz ile yakinen tanışması ise İstanbul’da gerçekleşiyor. Olay tabii yine Beyoğlu’nda geçiyor. Fransız yönetmen Stephan Talneau İstiklal Caddesi’nde yaşlı bir adamı elektronik saz çalarken görüyor ve insanların çok sessiz bir şekilde bu yaşlı adamı dinlemeleri, bu adamın sazı ile insanlara böylesine ulaşması fazlasıyla dikkatini çekiyor. Sonrasında da bu saz ustası ile tanışıyor ve bir de Petra ile tabii.
Petra, Talneau’ya saza olan ilgisinden onunla arasındaki bağdan ve saz üstüne bir film yapılmadığından bahsediyor, İstiklal’deki yaşlı saz ustası, Stephan’ı da etkilemiş olacak ki bir röportajında “sazı izleyen bir film“, “Petra’nın sazı izleyişini izleyen bir film” yapmak istediğini söylüyor. Ve böylece yolculuk başlıyor, Berlin’den Horasan’a sazın izinde ve kalbinin sesinde…
Petra sırtında Sazı ile Berlin’den yola çıkıyor ve yedi ülke, 10.000 kilometre aşarak dere tepe düz gidiyor, istikamet ise belli. Sazın doğum yeri; Horasan.(Bu dere tepe ayrıntısını verişimde hiçbir nüktedanlık olmadığını filmi izleyince Petra, size tüm şenliğiyle fark ettiriyor olacak.)
Film yine sazın iç içe olduğu tasavvufu, insanı, insan sevgisini, ozanların hali tavrını, hiç tanımadıkları bu Avrupalı müzisyeni buyur edişlerini ve Aşık Veysel’e selam edişlerini, Petra’nın Aşık Veysel’in ailesini ziyareti sırasındaki paylaşımlarıyla olabildiğine samimi ve naif bir biçimde seyircisine yansıtıyor.
Bir de Aşık Veysel’in belki hümanizmin bir manifestosu olsa o manifestoda göndere çekilebilecek “Beni Hor görme Kardeşim” türküsü ile ile taçlandırılıyor filmdeki bir sahne, bu Türkü’den o çok sevdiğim dörtlüğü ve Petra’nın yorumunu paylaşıyorum: “Beni hor görme kardeşim. Sen altınsın ben tunç muyum. Aynı vardan var olmuşuz. Sen gümüşsün ben sac mıyım”
Saz’ın izindeki yolculuğun objektif seyri de dikkatimi çeken diğer detaylardan oluşuyor; politik duruşların ve inançların virajlarına girmeksizin saza eli değmiş birçok kültüre selam ediliyor filmde; Azerisi, Alevisi, Türkmeni, Kürdü, Türk’ü, Zazası… Çünkü sazın güzelliği, cömertliği ve tüm dünya insanlarını buyur edişi de buradan gelmiyor mu aslında ?
Bir de habersizce kesilen başka bir bilet daha var filmde, bu bilet filmi her kim izlerse ona kesiliyor; onu da davet ediyor dilerse Horasan’a dilerse de kendine yolculuğuna… İyi yolculuklar dilerim. Saçlarınızı rüzgara değdirmeyi bir de müziğin sesini açmayı unutmayın! : )
Son olarak, yönetmenin ilk uzun metraj denemesi olan bu yol belgeseli, yol filmi ile alakalı daha detaylı bilgilere ulaşabileceğiniz bir linki de burada, filmin frafmanını ise aşağıda paylaşıyorum.
Kapak Fotoğrafı: Selcan Kucukustel
İlginizi çekebilir: Rasim Yaylacı’dan Az Bilinen Müzik Aletleri
o kadar güzel denk geldi ki...haftasonuma değer katacak bir film buldum, sayenizde..
Ne demek, mutlu oldum böyle hissetmenize; iyi seyirler diliyorum!