Yaşamına ve çalışmalarına Londra’da devam eden sanatçı Seçil, uzun bir aradan sonra İstanbul’da bir kişisel sergiyle sanatseverlerin karşısına çıkıyor. Sanatçının ilk defa gösterilecek ve sergi için üretilmiş işlerinden oluşan “Being”, 4 Mayıs tarihine dek adas İstanbul’da izleyicilerle buluşuyor.  

secil_being
Seçil

Uzun zamandan sonra İstanbul’da kişisel bir sergi açacağın için nasıl hissediyorsun?

Çok heyecanlı ve keyifliyim. İstanbul’dan tamamen hiç kopmamış olsam da 7-10 senedir bir ayrılık olduğu gerçeği var. Tamamı son dönemde Londra’da ürettiğim, aktif üretimi 1 yıl ama toplamda yaklaşık 4 yıllık çalışmayı kapsayan bir sergi ile izleyicim ve yakınlarımla yeniden bir araya gelebiliyor olmanın memnuniyetini yaşıyorum. 

image-280
Being/Olma Hali NO3, 2024, oil on canvas, 180x150cm

Bu sergini nasıl tanımlarsın, “Being” sergi adı nereden geliyor?

Sergi ismi uzun yıllardır sorduğum sorulardan birisi olan yaşamın anlamı ve değeri ile ilgili varoluşsal sorulara dair yaşadığım bir farkındalık anından geliyor. Ben kimim, biz kimiz, benin ötesinde ne var gibi sorular. Bu hayatta girmek zorunda olduğumuz roller; kimlikler, yapmak zorunda olduklarımız arasında kendimizi unutuyoruz. Benim yaşantımda böyle çok an ve durum vardı, bir çoğumuzda olduğu gibi. Yine bunlardan birisinin üzerime düştüğü bir durumla yüzleşip, tamamen büyük bir kabul ile ışıl ışıl bir alana geçtiğim bir an var. O an beni birçok forma sokan şeyden vazgeçtiğim, limitler ve sınırlarım arasında netleştiğim, kendimi bulduğum, saf bilinçle karşılaştığım ve benim olma hâlimin nefes almaya devam ettikçe her şeyin ötesindeki önemini fark ettiğim andır.

Sen bir saf bilinç olarak “benim bu deneyimde daha iyiyi yaratabilmem, dengede olabilmem için ne yapmam gerekir?” dediğinde ve o anda her şeyin tamamen seninle alakalı olduğunu kabul ettiğinde, her şey başka türlü görünüyor, akış değişiyor. Diğer şeylerdense kuşların sesine daha çok odaklanıyorsun ve/veya yağan yağmur sana memnuniyet veriyor, bir başka olasılığın olduğuna inanıyorsun… Uzun anlattım ama sergi ismi buralardan geliyor. 

image-2-32
Being/Olma Hali NO10, 2024, oil on canvas, 180x150cm

Olma hâli sergiye eş zamanlı hayatına da yeni bir bakış açısı getiriyor. Uzun zamandır üzerine düşündüğün bu konu eserlerine nasıl yansıdı?

Az önce bahsettiğim an gibi birçok an var benim yaşantımda. Uzun zamandır kendim üzerinde potansiyelimi yaratmak, özgürleşmek, hayat amacım ile yaşamak ile ilgili niyetim, tam burada sanatçı olarak da yaptığım eserleri yaparken ki kavramlarla birleşiyor.

İlk günden beri ürettiğim her eser sonsuzlukta ideal olasılığı aramak ve etrafıma değer katmak ile ilgili oldu. Bu kimi zaman büyük kitlelere kimi zaman değil ama bir şekilde bu gerçekleşiyor. 

Zamanın, mekânın ve her şeyin sürekli devinim hâlinde olduğu evrende, interaktif bir oyun alanı sağlayabilen birim bütün ilişkisini içeren, hareketin ve değerin hâkim olduğu, renkler ve dokularla yaşamın enerjisini yüzeye taşıyan görüntüler hâline geldiler. Sonuçta ben resimlerim ile izleyicinin interaktif biçimde eserlerin parçası olması, bir şey düşünebilmesi ya da hissedebilmesi ile ilgileniyorum ve çok merak ediyorum, bakalım izleyicinin bilinci ne tür yorumlar getirecek, neler görecekler, neler hissedecekler?

Çok yıllar evvel sevgili Emre Zeytinoğlu katalog yazımın başlığına “Bir resim daha başka neyi başarabilir?” dediğinde biraz şaşırmıştım. Ama şimdi daha iyi anlıyorum, bir resim ancak olmayı başarır, gerisi herkesin kendi gördüğü.

Bu sergide çıkan renk ve dokuya ek olarak çok parçalı ve büyük boyutlu işlerin dikkatimizi çekiyor. Üretim pratiğindeki bu evrilme seni nasıl etkiledi? Nasıl bir çalışma süreci geçirdin?

Benim için değişim, yenilenmek, ilerlemek, kendimi aşmak, öncekinden farklı bir deneyime sokmak çok önemlidir. O nedenle eserlerim de hem içeriksel hem görsel hem de boyutlarla ilgili sürekli değişim gösteriyor. 

Bu sergi bağlamında ürettiğim resimler adas’ın mekânında gösterebileceğim, kendi içinde bağlantısı olan 12 parçadan oluşan ve her birisi bir ayı temsil eden resimler olarak toplamda 180x1800cm boyutunda bugüne kadar yaptığım en büyük resim olma özelliğini taşıyor. Bununla beraber yine “Being in love” isimli diğer resmi 30 parçalı 30x30cm bu defa yine bir ayın günlerinin güncesi hâline gelmiş bir harmoni olarak oluşturdum. Süreç boyunca eskiz defterlerim ve çeşitli yüzeyler üzerinde yaptığım yan üretimler ile eserlerin renk kodları niteliğinde oluşturduğum bellek eserleri de izleyici ile paylaşmak heyecanındayım.

Oldukça büyük tamamı palet olan bir masa üzerinde başlıyorum güne. Son yıllarda hiç es geçmediğim sabah ritüellerim var, belli bir saate kadar dış dünyadan uzak kendimle ve stüdyomda vakit geçiriyorum. Meditasyon, fiziksel ve nefes egzersizleri derken, elbette müzik eşliğinde renklerle oyun başlıyor. Hatta bu serginin hazırlık sürecinde iki ay boyunca her sabah buz banyosu deneyimini de sabah ritüellerime ekleyerek, tamamen organik ve sağlıklı beslenme, diyetler ve yoğun fiziksel egzersizlerle zihnimi; bedenimi ve ruhumun senkronize dinamiğini hep yüksek seviyede tutarak bir üretim süreci geçirdim. 

Bütün bu ritüellere ek olarak, palette geçirdiğim uzun sürelerde girdiğim derin zihinsel seviyenin ardından yüzeyle kurduğum diyalog arasında bir tür kendimi kaybetme ve bulma arasında bir yerde çıkarıyorum resimlerimi. Elbette her resmim hem soyut hem de kompozisyon kurallarından dolayı sürekli takip gerektiriyor. Defalarca geri dönüyorum her yüzeye. 

image-3-30
Being/Olma Hali NO8, 2024, oil on canvas, 180x150cm

Rupert Spira’nın kitabı ve dinlediğin söyleşisi ilham kaynakların arasında yer alıyor. Biraz bahsedebilir misin?

Elbette, uzunca bir süredir kendimi geliştirme ve aydınlanma konusunda Spira, Deepak Chopra başta olmak üzere pek çok kitap okuyor, podcast’ler dinliyorum bunlara ek olarak bu ve benzeri söyleşi, konuşma, workshoplara katılıyorum. Spria’ninki de onlardan birisiydi ve bir grup sanatçı arkadaşımla Oxford’daki söyleşi ve meditasyonuna katıldık. Huzur veren, derin felsefi anlamlı konuşmaların yapılabildiği bu ortamlarda bulunmak çok iyi geliyor. Sanatıma sadece kavramsal olarak değil üretme anlarındaki bulunduğum frekanstan dolayı büyük bir açılım kattığını düşünüyorum. 

Ama esas sorunuza dönecek olursam da “Her şeyde bir varlığı parıldatan benim olma hâlimdir” dediği cümlesinin geçtiği “I am” isimli kitabında tam da benim bu sergiye ismini veren şeyden bahsettiğini görmek bana ilham oldu. 

Soyut kavramlar ile somut formlar arasında köprü kuran bir üretim pratiğin var. Sen bu köprüyü nasıl tanımlarsın?

Her şey biraz algı, biraz da hayal kurma meselesi özellikle sanatta ve yeni keşfedilen şeylerde. Benim için her zaman kavramlar, formlar, sayılar, renkler, kokular, sesler, birbirleri ile hassas bir incelikte ilişki ve çağrışım kurarlar. Ve resim yapmak benim için bir eylem, deneyim, yaşamın satır aralarında okumalar yaparak onlara mikro ve makro alanlarda yaklaşabildiğim bir tezahür. O alanda somut ve soyut diye bir şey kalmıyor ve deneyime dönüşüyor, bir tür simya gerçekleşiyor ben de bu alana bir köprü hâline geliyorum diyebilirim. 

“Being” sergisine eş zamanlı olarak Artnivo’da “Possibilities” (Olasılıklar) isimli online bir sergin gerçekleşiyor. Orada bizi neler bekliyor?

Aktif bir sanatçı olarak, çok çeşitli teknik ve boyutta eser üretiyorum ve eserlerimi çeşitli yöntemlerle sunmanın çok çeşitli izleyici gruplarına ulaşmak açısından değerli olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda adas’taki sergim kapsamında kurulduğu yıllardan beri çalıştığım Artnivo ile yepyeni bir iş birlikteliğine giderek 2016 yılında Barabara Evi Misafir sanatçı programında ürettiğim “Olasılıklar” serisine ait 44 adet, 40x40cm boyutundaki kağıt üzerine yağlı boya resmimi sergiliyoruz. Bu eserlerden çerçeveli 4 tanesi için adas’taki “Being” isimli sergimde küçük bir alan da yaratarak iki sergi arasında hem anlam hem sunum birlikteliği yarattık. Bunu sağladıkları için adas’ın ve Artnivo’nun her tür desteği ve esnekliğine müteşekkirim. 

image-4-23
Being/Olma Hali NO4, 2024, oil on canvas, 180x150cm

Sırada ne var?

Sırada hep çalışmaya üretmeye devam etmek var. Bu sergi sonrasında, İstanbul başta olmak üzere Türkiye ile ilişkileri mi daha sağlam ve sıkı tutmayı umuyorum. Bu sergilerin peşi sıra ise bir sanatçı kitabı ve Londra solo sergim için çalışmalar devam ediyor. Beraberinde uluslararası bazı fuar ve küratöryel grup sergileri de devam ediyor olacak. Çok teşekkürler.

Kapak Fotoğrafı: Being/Olma Hali NO3, 2024

İlginizi çekebilir: Halil Şimşek’ten Uğur Cinel Röportajı