Prens Adaları’nın Prensesi : Sedefadası
Marmara Denizi’nde bulunan ve Prens Adaları olarak adlandırılan Kınalıada, Burgazada, Heybeliada ve Büyükada’nın devamında konumlanan Sedefadası, Sedefadalılar Derneği’ne bağlı özel mülkiyettir. Başka bir deyişle adaya, adada evi olmayanlar giremez!!! Sedefadası’nı diğer adalardan ayıran en büyük özelliği de işte bu sınırlı kamusallığı ve insana İstanbul’da kaybedilen aidiyet duygusunu hissettirmesi.
<
Öncelikle Sedef’in Adalıların girebildiği konut bölgesine 26 yıllık doğma büyüme bir Adalı olarak baktığımda ilkokul yıllarına kadar denizden çıkmadığım, bütün günü güneşin altında geçirdiğim ve sokakta gece oluncaya kadar kaldığım, kapıların kilitlenmediği bir yer olarak hatırlıyorum. Lise yıllarında bu durum yerini “Anne, ben Bodrum’a gitmek istiyorum, tüm arkadaşlarım orada!”lara bırakmıştı. Neden mi? Çünkü adada alışveriş yapılabilecek yalnızca 80 hane ve 1 bakkal-market var ki o da güneşin batmasıyla birlikte kapanıyor; yine aynı saatlerden sonra adaya/adadan ulaşım yok! Ve tüm adanın etrafını yürümek yalnızca 15 dakikanızı alıyor. Ada ile olan ne seninle ne sensiz durumu üniversitenin bitmesi ile birlikte çözümleniyor. Ada bu kez de herkesten kaçıp nefes alınabilecek, sessizliğin tadının çıkarıldığı, bu mekân ayrıcalığın dostlarla paylaşıldığı bir yer ve İstanbul gibi bir metropolde “an”ın durduğu gizli bir cennet haline geldi. İşte bu “an”ı ve bakirliğin bozulmasından korkan adalılar, pek de paylaşmayı sevmezler adalarını.
Peki ya adalı olmayanlar?
Adada evi olmayanlar için Sedefadası, yalnızca meydanında bulunan iki işletme aracılığıyla deneyimlenmektedir. Ancak bu noktada bir restoran için adaya gidilir mi demeyin… Yaz aylarında İstanbul’a 10 dakikalık mesafede böyle bir cennet bulamayacağınızın garantisini verebilirim.
Yaz aylarında İstanbul’da çalışan ve hafta sonu ne yapsak da şehrin hızlı temposunun dışına çıksak ve alternatif bir şeyler yapsak diyenler için Sedefadası vaat ettikleri ile önemli bir opsiyon.
Bir ada gününe İstanbul’dan kısa bir deniz seyahati ile başlanır. Adaya yanaştığınızda iskelede karşınıza çocukların akşam yemeği sonrası meydanda buluşup saklambaç oynarken en favori sığınağı çift kollu taş bir merdiven sizi karşılayacak. Bu merdivenlerden çıktığınızda meydanın solunda kalan işletme Elio Sedef ve meydanın sağından uzanan aksın ucundaki işletme ise Club Sedef Ada. Seçiminizi yapıp şezlongunuza yerleştikten sonra İstanbul’a karşıdan baktığınız, deniz ve güneş dolu bir gün sizi bekliyor.
Gün boyu denizin tadını çıkarttıktan sonra Büyükada’nın ardından batan güneşin eşliğinde adayı bir de akşam deneyimlemenizi özellikle tavsiye ederim. Adaya gelmişken gitmeden bir de fayton turu yapsak diyorsanız, bunun için diğer adalara gitmeniz gerekeceğini söylemekte fayda var sanırım, çünkü adada fayton da yok, adaya dair hediyelik eşya satanlar da…
Sedefadası’na nasıl ulaşılır?
Bostancı’dan motorlar ile adaya ulaşım sağlanmaktadır. Buna ek olarak adada bulunan Elio Sedef ve Club Sedef Ada işletmeleri de kendi mekanlarına ulaşım için shuttle servisi hizmeti sunmaktalar. Kapasiteleri sınırlı olduğu için rezervasyon yaptırmanızı tavsiye ederim, aksi takdirde bahsettiğim üzere adada yapabilecekleriniz sınırlı. Bunlara ek olarak deniz taksi ile de günün her saati adaya ulaşılmaktadır.
Sedefadası’nda nerede kalınır?
Keyifli bir günün sonunda uyuma vakti geldiğinde ne yazık ki adaya veda zorundasınız, çünkü adada konaklayabileceğiniz bir işletme bulunmamakta. Pansiyon bile mi yok? Evet, yok.
Ama belki de tam da bu nedenle, yaz aşkı gibi kısa ve anılarda hep özel kalan bir deneyim olacaktır, Sedefadası…
İlk yorumu siz yazın!