Semerkand: Özbekistan ve İpek Yolu’nun İncisi
İpek Yolu’nun incisi, Timur’un başkenti, İslami eserlerle dönemin bilim ve ilim diyarı, Uluğ Bey’in astronomi merkezi, tarihte gezginlerin ortak noktası… Semerkand, modern zamanlarda adı geçtiğinde gizemi, bilgiyi, zenginliği, görkemi çağrıştırır…
Özbekistan: Semerkand ve Buhara
Orta Asya’da Özbekistan’ın bir şehri olan Semerkand, tarih boyunca önemli bir kent olmuş. Bugün bile adı duyulduğunda bir gizemi çağrıştırır. Hakkında yazılan kitaplardan, İslami bilginlerden ve tarihi yapılarından dolayı insanların aklında kalıyor. Ve bugün 56 ülkeyle vizeleri kaldıran Özbekistan’a, dolayısıyla da Semerkand’a turist akını yaşanıyor.
Dünya üzerindeki en eski şehirlerden biri olan Semerkand’ı geçtiğimiz ay ziyaret etme şansı yakaladım. Önce Taşkent’i dolaştım ve burada, yazılan ilk Kur’an-ı Kerim’in üç nüshasından birinin sergilendiği Hazret İmam (Hast-i İmam) Külliyesi’ni ziyaret ettim. Aynı gece tren yolculuğu ile Buhara’ya ulaştım. Ülkede Taşkent, Buhara ve Semerkand şehirleri arasında hızlı trenler bulunuyor. Özbekistan ziyaretim sırasında Taşkent’te bir gün, Buhara’da iki gün ve Semerkand’da üç gün konakladım.
Büyülü Şehir: Buhara
İnsan kendini Buhara’da tarihin derinliklerine inmiş gibi hissediyor. Geçmişim izlerini taşıyan şehrin sokaklarında yürürken, her köşe başında İslam tarihine ait kıymetli bir eserin bulunduğu Buhara, köklü tarihinin yanı sıra manevi atmosferiyle de insanı büyülüyor. Hem Semerkand hem de Buhara, Seyhan ve Ceyhan nehirleri arasında yer alan Maveraünnehir olarak adlandırılan topraklarda kurulan şehirlerden. Buhara’nın en dikkat çeken yapıları, kentin merkezindeki meydanda toplanmış olan Cuma Camii ve 12. yüzyılda yapılan, 47 metre yüksekliği ile döneminin en uzun minaresi olan Kalyan Minare.
Yüzyıllar boyunca Asya’nın eğitim merkezi olmuş bu şehirde, Uluğ Bey Medresesi, Timur Medresesi gibi önemli yapılar yer alıyor. Şehirdeki çarşıları, hanları, hamamları ziyaretim sırasında Buhara, tarihi-kültürel yapısı ile bir anlamda Bursa’yı andıran bir şehir izlenimi verdi bana. Fakat burada “Eski Şehir” olarak adlandırılan bölge çok iyi korunmuş. Eski Devlet Başkanı İslam Kerimov’un bu işte gerçekten büyük bir emeği olduğunu öğrendim. Modern şehirden Eski Şehre geçişin nasıl sağlanabileceği, bu kaynaşmanın ve bütünlüğün nasıl oluşturulabileceği noktasında çok iyi bir planlama dikkati çekiyor. Geçmişin izleri ve renkleri çok iyi korunmuş.
Semerkand: Görkemi ve Mimarisi
Buhara’nın ardından Semerkand’a geçtim. Şehre turistlerin ilgisi çok yoğun. Farklı coğrafyalardan gelen insanlar şehri ziyaret ediyor. Özellikle İtalyanlar, Marco Polo’nun 13.yüzyılda şehri ziyareti ve burada bir dönem kalmasından dolayı daha fazla ilgi gösteriyorlar. Semerkand’a indiğimde ilk olarak şehrin kalbi olarak kabul edilen ve heybetiyle görenleri etkileyen yapıların yer aldığı, içinde Uluğ Bey Medresesi’nin de bulunduğu Registan Meydanı’nı gezdim. Burası fotoğrafçı her insanın etkileneceği bir mekan. Hem görkemi hem de mimarisiyle dönemin zenginliğini çok iyi yansıtıyor. Bu yapının hemen arkasında Timur’un hanımı için yaptırdığı Bibi Hanım Camii bulunuyor. Bölgedeki tarihi eserlerin tamamı birbirine bağlı ve insanlar golf arabaları ile bu yapılar arasında taşınıyor.
İsterseniz yaya da gezebiliyorsunuz. Buradaki yapıların tamamı sonradan aslına uygun olarak çok güzel restore edilmiş. 1990’lı yıllarda şehri gezenler, şimdi tekrar gezdiklerine gözlerine inanamadıklarını söylüyor. Kentte bir huzur ortamı hakim, insanlar çok misafirperver. Taksici sizden para almak istemiyor, yemek yediğiniz yer aynı şekilde davranıyor. Kısacası bozulmamış bir toplum ve kültür ilk haliyle korunuyor. Umuyorum bu şekilde de sürüp gider.
Semerkand gezisi sırasında Astronomi dünyası için önemli bir bilgin olan Uluğ Bey tarafından inşa edilen ve şu an müze olarak kullanılan ilk rasathanelerden birini de ziyaret ettim.
Renklerin, tarihin olduğu her yerde bir zenginlik, yaşanmışlık var. Bu yaşanmışlığın da bizlere ulaşan bir yansıması var. Yüzlerce, binlerce yılın birikimi bu bölgelerden dünyaya yayılıyor. Üstelik tarihin en görkemli şehirlerinden biri olan Semerkand, İpek Yolu ile bize de bağlı. Gizemli, büyülü, masal gibi bir rüya kenti olan Semerkand, mutlaka tekrar ziyaret edeceğim duraklar arasındaki yerini aldı.
Kapak fotoğrafı: Tayfun Coşkunüzer
İlginizi çekebilir: Tayfur Coşkunüzer’den Petra Antik Kenti
İlk yorumu siz yazın!