Bebek arabası, kamp çadırı, özel günlerde giyilen bir elbise… Bir kez alıp sonra kenara kaldırdığımız kaç eşya var, hiç düşündünüz mü? Evet çok haklısınız! Oldukça fazla! İşte tam da bu noktada paylaşım ekonomisinin gücü devreye giriyor. Kullanmadığımız eşyalar aslında atıl duran birer yatırım. Peki ya onları sadece ihtiyaç duyduğumuzda kullanıp geri kalan zamanlarda başkalarına kiralayarak kazanca dönüştürmek mümkün olsaydı? İşte bu fikir üzerine inşa edilen Kiraala, insanların eşyalarını paylaşarak sürdürülebilir bir gelir elde etmesini sağlıyor. Uygulamanın kurucusu Şeref Sertel ile yaptığım röportajda, bu dönüşümün sadece bireyler için değil, kaynakların verimli kullanımı açısından da ne kadar kritik olduğunu konuştuk.

Kiraala | Fotoğraf: Kiraala

Girişim ekosisteminde tanıştığım başarılı ve etkileyici girişimlerden biri olan Kiraala, sürdürülebilirlik açısından da beni heyecanlandıran uygulamalardan biri oldu. Kurucusu Şeref ile sohbet ederken aynı üniversiteden mezun olduğumuzu ve ikimizin de İzmirli olduğunu öğrenince, belki biraz pozitif ayrımcılık yapmış olabilirim. İşin şakası bir yana, benim de bir dönem özel etkinlikler için kıyafet kiralama uygulamalarını kullanarak ufak bir giriş yaptığım paylaşım ekonomisi, her geçen gün daha fazla konuştuğumuz, üzerine düşündüğümüz ve hayatımıza daha çok entegre olan bir model haline geldi.

Gerçekten de bir durup düşündüğümüzde, sadece birkaç kez kullanacağımız eşyaların dolapta beklemesi yerine başkalarıyla paylaşarak gelir yaratması fikri fazlasıyla cazip. Ben Y kuşağından biri olarak alışveriş yaparken hâlâ önce “satın al” refleksiyle hareket ediyorum ama dünyaya karşı hissettiğim sorumluluk, kiralama uygulamalarına olan ilgimi artırıyor. Daha fazla uzatmadan, Şeref ile paylaşım ekonomisini ve Kiraalayı tüm detaylarıyla konuştuğumuz keyifli röportajımızla sizi baş başa bırakıyorum. Yazının sonunda uygulamayı indirip Instagram hesaplarını takip edeceğinize neredeyse eminim. 😊

img_4462-_1
Şeref Sertel, Kiraala | Fotoğraf: Şeref Sertel

Şeref, öncelikle bana ve theMagger okuyucularına vakit ayırdığın için çok teşekkür ederim. Paylaşım ekonomisi ve Kiraala hakkında konuşmadan önce seni biraz tanıyalım diyorum. Seni girişimci olmaya getiren yolculuk nasıl şekillendi?

Asıl ben teşekkür ederim. Senin gibi bir girişimci ile bu sohbeti gerçekleştirmek büyük keyif. Benim serüvenim, temelinde konfor alanımdan çıkabilme dürtülerimin galip gelmesi ile başladı diyebilirim. Yaklaşık 15 senelik kurumsal hayatın kaçınılmaz olarak yanında getirdiği rutinler ve sonsuz döngüsü beni artık motive etmiyordu. Hayata, topluma ve geleceğe pozitif bir etki bırakmak ve bu etkiyi, hayata geçirmeyi hep hayal ettiğim modelde yaratabilmenin çok büyük bir mutluluk ve tatmin getireceğini biliyordum ve bir adım attım. Bu adım bir diğerini getirdi ve girişimimi hayata geçirdim. Umarım çok felsefi yaklaşmamışımdır. 😊

Paylaşım ekonomisi girişimleri son yıllarda oldukça popüler. Bence de olması gereken bir süreci yaşıyoruz şu anda. Sen döngüsel ekonomi konseptiyle ilgilenmeye nasıl başladın?

Gündelik hayatın kaosundan biraz uzaklaşıp, bir parçası olduğumuz ekonomik sisteme yukarından baktığımızda, aslında tüketim alışkanlıklarımızın ne kadar bozuk olduğunu çok rahat bir şekilde görebiliyoruz. Kaynakları oldukça sınırlı dünyamızda, sistem bize “satın al – kullan – at” modelini dayatıyor. Her şeyi ama her şeyi satın almak için sonsuz, anlamsız ve sürdürülemez bir yarış halindeyiz. Bir düşün lütfen: Bir ürüne çok kısa süreli ihtiyacın olduğunda ya da bir ürünün sana uygun olup olmadığını bilmediğin bir senaryoda bile satın almak zorunda bırakılıyoruz. İşte tüketim kültürümüzdeki bu bozukluğu fark ettiğimde paylaşım ekonomisi ile tanıştım. Toplumun her katmanındaki paydaşın fayda sağlayabileceği bir modeli nasıl kurgulayabileceğimiz hakkında kafa yordum diyebilirim.

Harika! Peki sence paylaşım ekonomisi, geleneksel tüketim modeline nasıl bir alternatif sunuyor?

Paylaşım ekonomisi, geleneksel “al-kullan-at” modelinin aksine, kaynakların maksimum verimlilikle kullanıldığı ve atıkların en aza indirildiği sürdürülebilir bir yaklaşım sunuyor. Ürünlerin ömrünü uzatmak amacıyla yeniden kullanımı teşvik ediyor, tamir ve geri dönüşüm gibi stratejilerle kaynakların daha etkin değerlendirilmesini sağlıyor. Aynı zamanda, yenilikçi iş modellerini teşvik ederek ekonomik büyüme ve inovasyon için yeni fırsatlar yaratıyor ki birazdan daha fazla üzerine konuşacağız sanırım.

Kesinlikle! Bunu birazdan daha ayrıntılı konuşacağız. Sürdürülebilirlik ve kiralama modelinin çevresel etkileri hakkında ne düşündüğünü merak ediyorum. Bu sistem, karbon ayak izimizi azaltmada ne kadar etkili olabilir?

Gezegenimizi ve geleceğimizi tehdit eden sera gazlarının %60’ı evde kullandığımız ürünlerden kaynaklanıyor. Geri dönüşüme kıyasla yeniden kullanım, karbon emisyonları ile mücadelede iki kat daha etkili. Bu gerçeklerden yola çıkacak olursak, evimizde bulunan birçok ürünün tekrar kullanılabilirliğini artırmamız gerekiyor. Kiralama modeli, bu hedef doğrultusunda tercih edebileceğimiz oldukça etkin bir çözüm. Elimizde çok net veriler var: Her bir ürünün kiralanması, ortalama 25 kg CO2 emisyonunu önlüyor. Örneğin, bir bisiklet 10 kişi tarafından düzenli şekilde kiralanırsa, 9 bisikletin üretiminden kaynaklanan emisyonu engellemiş oluyoruz.

bebeginizin-i%cc%87htiyaclari
Kiraala | Fotoğraf: Şeref Sertel

Bu oldukça ilginç bir veri. Türkiye’de döngüsel ekonomiye nasıl bir yaklaşım var? Sen bu potansiyeli nasıl fark ettin?

Kendim bulmuşum gibi sürekli tekrar etmeyi çok sevdiğim bir cümle var: “Değişim bir günde olmayacak”. 😊 Türkiye’de döngüsel ekonomi ve sürdürülebilir tüketim alışkanlıklarının kabul edilmesi henüz emekleme aşamasında ama devasa bir potansiyel barındırıyor diyebiliriz. Farkındalıkların yukarı ivmelendiği bu dönemde, özellikle genç nüfusun kararlarını sürdürülebilirliği önceliklendirerek verdiğini gözlemlemeye başladık. Halktan talep geldikçe kamu ve özel sektörün de bu hassasiyetler kapsamında adımlar atacağını öngörmek zor değil. Bu noktada bizler gibi girişimcilerin de önemli rol aldığımızı düşünüyorum çünkü döngüselliği ve paylaşımı, ekonomik bir model ile birleştirerek herkesin fayda sağlayabileceği şekilde tüketici ile buluşturmak için teknolojiler geliştiriyoruz.

v2_camera-man
Kiraala | Fotoğraf: Şeref Sertel

Gelelim senin girişimin Kiraala’ya. Kiraala tam olarak ne yapıyor? Nasıl çalışıyor? Ekipte kimler var?

Kiraala, aslında biraz önce bahsettiğimiz döngüselliği ve paylaşım ekonomisini, kiralama modeli ile birleştirerek ete, kemiğe büründürdüğümüz bir platform. Kiraala, bireylerin ve işletmelerin birçok kategoriden farklı ürünü, platformdaki diğer kullanıcılara kiraya verebildikleri P2P (peer-to-peer) bir pazaryeri. En basit anlatımı ile Kiraala’da kullanıcılarımız mobil uygulamamızı indirip bir profil oluşturuyorlar. Profil bilgilerini doğruladıktan sonra sahip oldukları ürünleri listeliyorlar. Bu ürünlere ihtiyacı olan diğer doğrulanmış kullanıcılarımız da ürünü sahibinden güvenle kiralayarak ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar. Kiraala, tam bir kazan-kazan ekosistemi sunuyor çünkü ürün sahibi, boşta duran eşyasından gelir elde edebiliyor. Kiracı da ihtiyacını oldukça makul şartlarda karşılıyor ve ciddi tasarruf ediyor. Satın alma zorunluluğu ortan kalktığı için karbon emisyonlarının doğumu engelleniyor ve sürdürülebilir tüketim gerçekleşmiş oluyor. Tüm bu işlemlerin sorunsuz ve güvenle gerçekleştirilebilmesi için sıfırdan sadece döngüsel kiralama modelinin ihtiyaçlarına yönelik bir platform hazırladık ve son kullanıcı ile buluşturduk. Temelinde bir teknoloji firmasıyız ve ekibimiz ben ve bir diğer kurucu ortağım dahil toplam beş kişiden oluşuyor.

Türkiye’de rakiplerin var. Sektör gittikçe büyüyor. Bu iyi bir şey bana göre. Sen Kiraala’yı sektörde nerede konumlandırıyorsun? Kiraala’yı farklı yapan ne?

Evet, çok değerli rakiplerimiz var ve nefis işlere imza atıyorlar. Rakiplerimizin olması ve günden güne artması, pazar doğrulaması için oldukça önemliydi. Rekabetin olduğu yerde kalitenin de yükseleceği aşikâr. Bu noktada bizi ayrıştıran 3 temel fark var:

Kiraala’da ürün envanterimiz yok. Yani platformumuzda, Kiraala’nın sahip olduğu ve kiraya verdiği herhangi bir ürün bulunmuyor. Biz, kullanıcılarımızın kendi ürünlerini işlettiği bir pazaryeri olarak var olmak istiyoruz. Kiraala’da, diğerlerine göre fark yaratacak şekilde, bir kullanıcı hem kiraya veren olup gelir elde edebiliyor hem de kiralayan olup tasarruf edebiliyor. Bir kullanıcı = iki persona 😊

Bizi ayrıştıran bir diğer konu ise; müşteri deneyimi. Kiraala’yı yaklaşık bir buçuk senelik ARGE sürecinin sonunda kullanıcılarımız ile buluşturduk. Döngüsel kiralama modelinin tüm ihtiyaçlarını mobil uygulamamızdaki müşteri yolculuklarına entegre ettik. Sayısız ve tekrarlanan kullanıcı testlerinin sonunda rafine edilmiş teknolojimizi kullanıcılarımız ile buluşturduk.

Son olarak teknolojimizin yeni pazarlara çok kolay uyarlanabilir olduğundan bahsetmeliyim. Çünkü rakiplerimize kıyasla Kiraala’da global bir vizyonla yola çıktı. Yapacağımız teknik ayarlamalar ile normalde aylar hatta yıllar sürebilecek yeni pazar açılımlarını, birkaç haftalık sürelere indirgeyerek modelimizi istediğimiz ülkelere duplike edebilecek duruma geldik diyebilirim.

v3_camping
Kiraala | Fotoğraf: Şeref Sertel

Kullanıcı güvenliğini nasıl sağlıyorsun? Hem kiralayan hem de kiracı için ne gibi güvenlik önlemleri aldın?

Bu önemli bir soru. Öncelikle kullanıcılarımızı, ister bireysel olsun ister kurumsal, titiz bir doğrulama sürecinden geçiriyoruz. Doğrulanmamış hiçbir kullanıcı ürün listeleme yapamıyor, kiralama işlemi gerçekleştiremiyor. Tüm paydaşlarımızın gerçek kişiler ve kurumlar olduğundan emin oluyoruz.

Taraflar arası iletişim, rezervasyon, teslim/iade, ödeme, müşteri ilişkileri gibi tüm işlemler mobil uygulamamız üzerinden gerçekleştiriliyor ve kayıt altına alınıyor. Finansal işlemler ödeme sistemleri servisi üzerinden gerçekleşiyor. Dileyen kullanıcılar depozito sisteminden faydalanabiliyor. Taraflar arası iletişimin kesintisiz sağlanabildiği bir sohbet fonksiyonu sunuyoruz. Ürünler hakkında sorunuz mu var? Sahibi bir mesaj ötede oluyor. Ayrıca, platformumuzda oldukça şeffaf kullanıcı ve ürün incelemelerine yer veriyoruz.

Kiralama esnasında yaşanabilecek hasarlar için önceden belirlenmiş şartların sağlanması halinde 10 bin TL’ye kadar bir güvence sunuyoruz. Yakında her bir kiralama işleminin sigortalanması için yapacağımız anlaşmaları da duyuracağız. 7/24 ulaşılabilecek müşteri hizmetleri servislerimiz de iyi bir deneyim sunulması için gerekeni yapıyor.

Çok iyi! Peki hangi tür eşyalar daha çok kiralanıyor? Beklenmedik şekilde popülerleşen bir ürün kategorisi oldu mu?

En popüler kategorilerimiz arasında outdoor ekipmanlar (kamp çadırı, bisiklet) ve teknoloji (oyun konsolu, drone) başı çekiyor. Bebeklerin sürekli değişen ihtiyaçlarından olsa gerek, anne-bebek (bebek arabası, oto koltuğu, taşıma askısı) kategorisi de ön plana çıkmış durumda. Şaşırtıcı olan ise medikal cihazlar! Emzirme pompası ve tekerlekli sandalye gibi ürünler, kısa süreli ihtiyaçlar için çok talep görüyor.

Önümüzdeki dönemde platformu büyütmek adına planladığın yenilikler var mı? Yapay zekâ entegrasyonu, blockchain ile doğrulama gibi yeni teknolojiler düşünüyor musun?

Evet var. Şimdilik bir pazaryeri modelinde çalıştığımızı söylemiştim. Farklı dikeylere de dokunmak istiyoruz. Örneğin kısa süreli mülk kiralama, hava ve deniz araçları kiralama gibi. Kiralamanın süper-app’ine dönüşme hedefimiz var.

Teknolojik altyapı açısından yapay zekâ ile kişiselleştirilmiş öneriler, ürün sahibi/kiracı eşleştirme ve risk analizi üzerine çalışıyoruz. Ayıca kullanıcıları, karbon emisyonları ile mücadelede nasıl bir fayda yarattıklarını gösteren basit tablolar sunarak teşvik etmek istiyoruz.

copy-of-v1bahce-ekipmanlari
Kiraala | Fotoğraf: Şeref Sertel

Türkiye dışında farklı pazarlara açılma planın var mı?

2025’in sonunda platformu önce Birleşik Arap Emirlikleri pazarına daha sonra da Birleşik Krallık pazarına açma hedefimiz var. Özellikle BAE, yoğun expat nüfusu ve buna dayalı sirkülasyondan dolayı ciddi bir potansiyel barındırıyor. İnsanlar satın aldıkları ürünleri görevleri/işleri bitiminde kendi ülkelerine bile götürmeyip orada bırakıyorlar. Biz de satın almayın, kiralayın diyeceğiz 😊

Son sorumu da sorayım. 😊 Sence paylaşım ekonomisi gelecekte tüketim alışkanlıklarını tamamen değiştirebilir mi?

Kesinlikle! Özellikle Z kuşağının “erişim > sahiplik” algısı bu devrimi hızlandıracak. Genç nüfus, deneyimi sahipliğe tercih edecek. Ekonomik dengesizliklerden dolayı ürünlere erişim zorlaşacak. Çevresel açıdan duyarlı, harekete geçmek isteyen nesiller bu tüketim çılgınlığının alternatifine yönelecekler. Rakamsal olarak 2023’de 387 milyar dolar olarak gerçekleşen paylaşım ekonomisi pazarının küresel hacmi 2035’a kadar 1 trilyon doları aşacak. Biz de Kiraala ile bu dönüşümün Türkiye ve çevre bölgedeki öncülerinden biri olacağız.

Tekrar bize zaman ayırdığın ve sorularıma içtenlikle cevap verdiğin için teşekkür ederim. Kiraala’ya başarılarla dolu bir yolculuk diliyorum.

Kapak Fotoğrafı: Şeref Sertel

İlginizi çekebilir: Tazedirekt’ten Ali Conker ile Ne Yediğini Önemse