Tarihini okuduğumda şunu öğrendim ki Tomtom Mahallesi oldukça popüler bir imaja sahipmiş. Şimdilerde bizlerin hatırladığı da aslında çok farksız değil. Sanat galerileri, tasarım butikler birbirinden farklı kafeler mahalleye ruh olmuşlar. Beyoğlu’nun özel ve akıllarda kalıcı Mahallesi Tomtom’da konsolosluklar, manastırlar, Fransız Sarayı ve İtalyan Lisesi yer alıyor. Belki birçoğumuzun hafızasında mahalledeki tarihi Venedik kırmızısı bina, binanın içerisindeki sergiler, sokağındaki müzik aktiviteleri yer alıyordur. Dünyada da örneklerini gördüğümüz mesela Paris’teki Marais şimdiler de biz de Tomtom diyebiliriz. Hadi gelin birlikte tarihi atmosferde lezzetli bir akşam yemeğine yolculuk yapalım. 

Seretinà Mercek Altında

Mekan

Mekanın ismi İtalyanca “Sakinlik” demek. Zaten içeriye girdiğinizde isminin hakkını veriyor diyeceksiniz. Öyle sakin, öyle cool… Mekan mütevazı bir ortamda servis ettikleri yemeklerle ön planda. Şef Aylin Yazıcıoğlu ve Gülseren Onanç’ın kurucusu olduğu Seretinà tarihi bir bina içerisinde yer alıyor. Yapı aslında geçmişte bir şapelmiş. Şef Aylin Yazıcıoğlu ile biraz sohbet etme imkanı bulabildim. Bu yapı için şöyle söylüyor: “Burası aslında bir harabeydi. Biz de her önünden geçtiğimizde üzülürdük.” Sonra ki zamanlarda bina restore ediliyor. Gülseren Onanç, kurucusu olduğu SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği için Beyoğlu’nda bir yer ararken şapelin kapısından giriyor ve bugün harika vakit geçirdiğimiz Seretinà da böylelikle doğmuş oluyor.

Sizlere biraz ambiyansından bahsetmek istiyorum. İçeride taş duvarlar, pencereler, dışarıya açılan demir kapı ve yüksek tavan ilk dikkatimi çeken ayrıntılar oldu. Pencerelerin olmadığı duvarda ise nişler ve bu nişlerin üzerinde çeşitli objeler yer alıyor. Kapıdan girdiğimizde hemen solumuzda uzun bir masa, sağımızda mini bir bar ve arka tarafta yer alan yuvarlak masa dikkat çekiyor. Masalarda beyaz örtüler, minik tatlı vazolarda taze çiçekler, ortamın loş aydınlatmalarını tamamlayan ve mekanın adı gibi sakinlik veren mumluklarla burası oldukça şık olmuş.

Lezzetler

Bir ilkbahar menüsü bizleri karşılıyor. Başlangıçlar, Ana yemekler ve Tatlılardan oluşan menü kısa ve öz. İtalyan Düğün Çorbası; Mevsim Sebzeleri Salatası; Kuşkonmaz Bezelye Mücver, Otlu Sabayon; Zeytinyağlı Enginar Dolması başlangıçlar olarak yer alıyor. Günün personel çorbası da seçenekleriniz arasında. Ben başlangıç olarak Enginar dolmasını tercih ettim. Fresh ve beni mutlu eden bir başlangıç tabağı olduğunu söyleyebilirim. Ana yemeklerden El yapımı Isırganlı Kuskus Risotto söyledim. İçerisinde brokoli ve bergama tulumu vardı. Sebze sevmeyenler bence artık fikrinizi değiştirebilirsiniz. Bahar Sebzeli Kuzu Navaren, Tavuk Fricassee mantar ve bahar sebzeleri ile, Balıkçı Usulü Minekop ve yanında patates pave de seçebileceğiniz ana yemeklerden.

Gelelim en güzel kısma… Tatlı olarak menüde Ulviş’in Sütlacı, Çikolatalı Profiterol ve Elma Tatin yer alıyor. Ulviş’in Sütlacını denemenizi net bir şekilde tavsiye ediyorum. Lütfen en kısa zaman da yiyin! Neden Ulviş’in Sütlacı peki? Kimdir bu Ulviş? Sevgili Gülseren Hanımla kısa bir sohbet ettiğimiz de kendisi hikayeden biraz bahsetti. Menü tadımı yaparken sütlacı yediğinde şöyle bir yorum yapmış “Aynı anneannemin yaptığı gibi, bu tatlı beni geçmişe götürdü”. Aylin Hanım da anneannenin ismini sormuş. Cevap: Ulviye 🙂 Böylece şu an yemeye doyamadığımız tatlımız Ulviş’in Sütlacı da menüde yerini almış oluyor.

Bu harika Bistro’da sizlerin de menüdeki lezzetlerle buluşmasını isterim. Seretinà’yı bu akşam ki gözlemlerimle şöyle tanımlıyorum: “Misafirlerin tatlı sohbetleri eşliğinde havaya kalkan bardaklarla bir kutlama havası”. Ek bir bilgi paylaşmak istiyorum. Mekan Salı’dan Cumartesi’ye her gün saat 11:00 ve 23:00 arasında açık. Rezervasyon yaptırmanızı öneririm. Şimdiden keyifli zamanlar.

Kapak Fotoğrafı: Tuba Nil Dengiz

İlginizi çekebilir: Tuba Nil Dengiz’den Gasto İstanbul