Simurg Inn Hotel tam da hayal ettiğim gibi doğayla iç içe, huzurlu ve bir sürü köpekli harika bir otel! O kadar keyifli vakit geçirdim ki, buradaki deneyimlerimi sizlerle de paylaşmak istedim.

Burası Ayvacık’ın Ahmetçe Köyü’nde yer alan bir butik otel. Dar ve engebeli yolları tırmandıktan sonra otelin kapısından girdiğiniz anda içiniz huzurla doluyor. Hele bir de sizi otelin köpekleri Laika, Wana, Bella, Wabi ve Kek karşılarsa keyfiniz iyice katlanıyor. En azından benim için öyle oldu. Öncelikle belirtmeliyim ki burası gerçekten de doğayla iç içe bir yer. Dolayısıyla hayvanlardan çekiniyorsanız Simurg Inn sizin için pek keyifli olmayabilir. 

Otelin 8 odası var ve hepsi birbirinden güzel dekore edilmiş. Hepsinin içi birbirinden farklı ve çoğu butik otele kıyasla odalar kocaman. Dolayısıyla hangi odada kalırsanız kalın, odadan çıkmak istemeyeceksiniz. Ayrıca her odanın ismi farklı bir kuş türü. Mesela biz Hüthüt’te kaldık ve odamızı hem dizayn hem de rahatlık açısından çok beğendik. Bir de terasımız vardı ona ayrıca bayıldık.

Simurg Inn’de güne nefis ve doğal bir kahvaltıyla başlıyorsunuz. Bahçeden toplanan domates, biber, maydanoz ve daha birçok ürün masanıza geliyor. Sonrasında yumurtanızı nasıl istediğinizi seçiyorsunuz ve muhteşem bir manzara eşliğinde kahvaltınızı yapıyorsunuz. 

Daha sonra isterseniz biraz odanızda keyif yapabilir isterseniz de havuz kenarına geçebilirsiniz. Havuza girmek, şezlonglarda oturmak çok keyifli. Biz kahvaltı sonrasında havuz kenarındaki koltuklarda kahve içmeyi tercih ediyorduk. Koltukların yanında yine şahane bir manzaraya bakan hamak var, orada oturmak da çok güzel. Ayrıca biz kahve içerken, oradaki çimenlerde Pia ve Sophie, Bella, Laika ve Wabi ile vakit geçiriyordu.

Denize girmek isterseniz arabayla 10 dakikada Simurg Sea’ye inebiliyorsunuz. Burası da küçük ama harika bir yer! Hem çok kalabalık olmuyor, hem denizi hem de yiyecekleri çok güzel. Zaten dışarıdan kimseyi kabul etmiyorlar. Ayrıca köpeklerle gitmek için de çok uygun. Hele köpeğiniz denize girmeyi seviyorsa (bizimkiler pek sevmiyor ne yazık ki) orada çok güzel zaman geçirecektir diye düşünüyorum.

Otel içinde yapılabilecek çok fazla aktivite yok. Ama civarda mutlaka görülmesi gereken birçok yer mevcut. Bunlar hakkında detaylı bilgiyi otelden alabilirsiniz. Eğer otelden çıkmayı tercih etmezseniz, 2-3 günlük kaçamak için Simurg Inn çok güzel bir seçenek olacaktır diye düşünüyorum. Günbatımını mutlaka otelde izleyin! Müzik ve bir kokteyl eşliğinde günü batırmak çok keyifli oluyor gerçekten. Müthiş manzara, nefis bir kokteyl, güzel müzik ve oyun oynayan köpeklerin verdiği mutluluğu tarif etmek çok zor.

Akşam yemeğini otelde yemek isterseniz o gün ne yemek varsa onu yiyebiliyorsunuz. Öğle akşam yemekleri için yemek seçebileceğiniz bir menü yok. Menü olsun derseniz yine Simurg Sea’ye gidebilirsiniz. Bu arada otelin yemekleri de gayet başarılı. O yüzden akşamüstü sorup, sevdiğiniz bir şey çıkıyorsa denemenizi tavsiye ederim. Akşam yemeği, başlangıç, salata, ana yemek ve tatlıdan oluşuyor. İçkiler fiyata dahil değil. Eğer otelde yemek istemiyorsanız da Dilara Hanım’dan restoran önerisi almayı unutmayın.

Otelden çıkmadan önce Dilara Hanım’ın defterine mutlaka bir not bırakın. Polaroid fotoğrafınızı çekip notu yazdığınız sayfaya o fotoğrafı koyuyorlar. Bu zarif detay benim çok hoşuma gitti.

Özetle, biz Simurg Inn’den çok memnun kaldık! Zevkli dekore edilmiş odaları, harika kahvaltıları, muhteşem manzaraları, tatlı mı tatlı çalışanları, misafirperver Laika, Bella, Wana, Wabi ve Kek ile çok sevdiğim sahibi Dilara Hanım sayesinde hepimiz (Sophie ve Pia da dahil olmak üzere) çok güzel vakit geçirdik. Bana sorarsanız her mevsim gidilebilecek bir yer. Örneğin biz tekrar ne zaman gitsek diye gün sayıyoruz diyebilirim 🙂Simurg Inn deneyimimiz ile ilgili daha fazla detaya Smile and Travel’daki bu yazıdan ulaşabilirsiniz.

Kapak Fotoğrafı: Melis Büyükerk

İlginizi çekebilir: Lisya Kalma’dan Simurg Inn