"İçimizdeki İrlandalı": Sinead O’Connor’un Ardından
Mustafa Denizli’nin söylediği “İçimizdeki İrlandalılar” lafı aslında ülkemizde ihaneti anlatmak için kullanılan bir söz kalıbı oldu. O zamanlar Mustafa Denizli’nin çalıştırdığı Türk milli futbol takımı, 2000 Avrupa Kupası’na katılmak için İrlanda Milli takımı ile yapacağı maç öncesi Hıncal Uluç tarafından ağır eleştiriler almıştı. Maçı Türkiye kazandı. Maç sonu Mustafa Denizli, Hıncal Uluç’u kastederek “Sadece İrlanda’yı değil, içimizdeki İrlandalılar’ı da yendik” diye açıklama yapmıştı. Ancak bugünkü yazımın konusundaki içimizdeki İrlandalı lafı, bir ihaneti değil, dünyada olduğu gibi ülkemizde de sevilen, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden sanatçı Sinead O’Connor’u anlatıyor.
Aslında 2018 yılında hayatını kaybeden The Cranberries’in solisti bir başka İrlandalı sanatçı Dolores O’riordan’ı da İçimizdeki İrlandalılar’a eklememiz lazım, ama bu yazıda Sinead O’Connor’dan bahsedeceğim. 1966 yılında Dublin’de doğan sanatçı beş kardeşten ortanca olanıydı. Babası mühendisti. Sonradan avukat oldu. Katoliklerde boşanmak yasak olduğu için boşanmanın yasallaşması üzerine faaliyet gösteren bir grubun başkanıydı. Anne ve babası ayrıldıktan sonra Sinead, annesiyle yaşamaya başladı. Annesi Johanna Marie O’Grady’nin şiddetine maruz kalan Sinead O’Connor, 13 yaşında annesini terk ederek babasıyla yaşamaya başladı. Okuluna devamsızlık yapması ve bir takım küçük hırsızlıkları sonucu Grianan Eğitim Merkezi isimli okula gönderildi. Müzikal yeteneği ilk burada keşfedildi. İrlandalı besteci ve yapımcı Colm Farrelly ile beraber Ton Ton Macoute isimli bir grup kurdu.
Sanatçı, ilk albümü olan The Lion And The Cobra’yı 1987 yılında yayınladı. İlk çocuğuna hamileyken kayıtları alınan albümün ismi İncil’deki bir bölümden gelir. Yine albümdeki “Never Get Old” parçası İrlandalı ünlü new age müzisyeni Enya’nın İncil’den bir bölüm okumasıyla başlar. Bu albümde iki tane bence çok güzel şarkı var. Biri “Drink Before The War”, diğeri ise yaylılarla çok güzel bir havaya bürünen “Troy”. Sinead O’connor yazdığı bu şarkıda annesine olan öfkesini anlatmış. Şarkının sözlerinin kaynak noktası ise İrlandalı şair William Butler Yeats’ın “No Second Troy” isimli şiiridir.
1990 yılında çıkan I Do Not Want What I Haven’t Got albümünde bulunan “Nothing Compares 2 U” parçası ile Sinead O’Connor tüm dünyada büyük ses getirdi. Bu şarkı, Billboard dergisi tarafından yılın en iyi single’ı seçilirken, MTV’den de pek çok ödül aldı. Albüm ise, dört dalda Grammy adayı olurken, en iyi alternatif müzik performansı dalında ödüle layık görüldü. Fakat şarkıcı ödülü almayı reddetti. Aslında Prince parçası olan “Nothing Compares 2 U” ilk olarak bir Prince projesi olan The Family’nin 1985 tarihli aynı isimli albümü için yapılmıştı.
İrlandalı sanatçı bir sonraki albümü olan Am I Not Your Girl’de büyürken dinlediği ve kendisinde şarkıcı olma isteği uyandıran caz parçalarını cover’ladı. Bu albümde bir de “Don’t Cry For Me Argentina” yorumu var. Dördüncü albüm olan Universal Mother, duygu yüklü bir albüm. Öfke ve daha çok acı hakim. Favori parçalarıma gelirsek, “My Darling Child” oğluna yazılmış bir ninni. Şarkıda sevgi sözcükleri yanında, “Me Little Ninja, Me Little Street Fighter” gibi mücadeleci olmayı simgeleyen sözler vardır. Uyumayan bebeğiniz varsa bu ninniyi bir deneyin. Piyano ve Sinead O’Connor’ın melek gibi sesi büyük ihtimalle başarılı olacaktır. Folk rock parçalarını andıran, piyanonun yine çok yakıştığı “A Perfect Indian” bence sanatçının en güzel parçalarından biri. Ayrıldığı Peter Gabriel hakkında yazdığı “Thank You For Hearing Me” albümde bulunan bir başka güzel parça. Nirvana’nın “All Apologies” parçasının yorumu da pek beğenmesem de yine bu albümdedir.
2000 tarihli Faith And Courage albümünde Brian Eno’dan, Dave Stewart’a çeşitli sanatçıların katkılarını görürüz. Geleneksel İrlanda şarkılarını yorumladığı Sean-Nos Nua albümünü, bu kez de reggae parçalarını yorumladığı Throw Down Your Arms albümü takip etti. 2007 tarihli Theology albümü, şarkıların hem akustik hem de grupla olan yorumlarını içeren 2 cd’den oluşur. 2012 yılında yayınlanan How About I Be Me (And You Be you) albümü “Reason With Me” ve “Take Off Your Shoes” isimli iki tane çok güzel parça barındırır. Son albüm ise 2014 yılında çıkan I’m Not Bossy, I’m The Boss ismini taşır.
Sinead O’Connor, “Nothing Compares 2 U” ile yakaladığı ün dışında sansasyonları ve özel hayatı ile de pek çok kez gündem oldu. 1990 yılında New Jersey’de verdiği bir konserde, öncesinde Amerikan Milli Marşı çalınırsa sahneye çıkmayacağını belirtip tepki toplamıştı. 1992 senesinde katıldığı Saturday Night Live programında, Papa 2. Jean Paul’un resmini yırttı. 2000 yılında lezbiyen olduğunu açıkladı, daha sonra bunu geri aldı. 2018 yılında Müslüman olduğunu açıklayarak Şüheda Sadakat ismini almıştı.
Aksiyon filmlerinde bir klişe vardır. Genelde kahramanımız filmin sonunda asıl kötü adamla olan hesaplaşmasında bir süre dayak yer, sonra o kötü adamın ailesine, ya da sevdiklerine yaptıkları gözünün önünden geçer ve bir anda gücü artıp kötü adamı yener. Sinead O’Connor’un da yaşadığı zorluklar onun sesine yansımış, Annesini şiddetinden, oğlunun intihar etmesine hayatın ona yaşattığı zulümden intikam almak için kullandığı silahı meleksi sesi olmuş.
Kapak Fotoğrafı: Pinterest
İlginizi çekebilir: Gürkan Sonat’tan Müzik Dünyasının Günceli
Ben en çok In the Name of the Father filminin soundtrack albümünde yer alan 'Your Make Me Thief of Your Heart' şarkısını severim. Gerek vokal gerekse de İrlanda folk müziğinden esinli orkestrasyonu ile gerçekten çok sevdiğim, ara ara dinlediğim bir parçadır.
Aynen, özellikle sonu İrlanda folk olur, çok güzeldir.