Uçakla sabah erken saatlerinde Sivas Nuri Demirdağ Havaalanı’na vardık. İlk işimiz etli pide yaptırmak oldu. Tüm sokaklarda manav-kasap-fırın üçlüsü vardır. Önce manavdan domates, biber alınır sonra kasaba gidip kıymayla onlar karıştırılır ve sonra taş fırında o malzemelerle pide yaptırılır. Muhteşem bir lezzet tabii ki! Bir de yanına kahvaltı için katmer aldık, o da tuzlu, Antep’tekilerden farklıdır. Yemeklerden enerjimizi aldıktan sonra Sivas’ın turistik merkezini gezmeye çıktık. Ulu Camii, Çifte Minare, Gök Medrese, Kurşunlu Hamam ve Kongre Müzesi görülmesi gereken eserlerden.

Çifte minarenin ilerisindeki küçük çarşıda çok güzel hediyelik eşyalar da bulabilirsiniz, bunların yanında Sivas kilimleri ve halıları da görülmeye değer, biz kendimize birkaç tane aldık. Ardından temiz hava almaya Paşa Fabrikası’na gittik. Büyük bir park/orman; yürüyüş alanları ve küçük şelaleler mevcut.

Temiz havada acıkan biz kendimizi meşhur Mis Kebab’a attık. Döner yeniliyor ve etin tadı gerçekten farklı ve çok leziz. Akşama kadar döneri kalmayabilir, tavsiyem öğlen erkenden gitmeniz.

Bu arada Sivas’ın “kangal” cinsi köpeklerini de unutmamak lazım. Safkan çoban köpeği dünyaca ünlüdür. Bir sonraki günümüzü Bilici Termal-Sıcak Çermik’te geçirdik. Kükürtlü suda her kişiye ya da aileye ayrı odalar şeklinde sıcak çermiğe ya da ortak havuz/sıcak sular alanında da şifalı suya girebilirsiniz. Çermikler bölgesinden Sivas Yıldız Dağı Kayak Merkezi’ne bir yol yapılıyor. O yol açıldığı zaman kayak yaptıktan sonra sıcak çermiklerde dinlenmek daha da kolay olacak.

Başka bir şifalı yer de meşhur Kangal balıklı çermiktir. Tedavi özelliğiyle dünyada tek olan kaplıca, sedef hastalığını tedavi etmektedir.

Sivas’a gelmişken olabildiğince çok yemek tattık: Çermik yolu üzerindeki Tokat kebabı, Sivas merkezindeki Sivas köftecilerinin çoğu lezzetli.

Sivas gezisini Aşık Veysel ve Ozanlar Haftası‘na ya da Kangal Çoban Köpeği Koyunu Kültür ve Sanat Festivali‘ne de denk getirip daha eğlenceli yapabilirsiniz.

Herkese sevgiler…