Sosyal Medya Linç Kültürü: Toplumsal Pencereden Bir Okuma
Çoğu zaman internette etkileşimde bulunduğumuz insanların market sırasında bize sıra veren, asansörde karşılaştığımızda gülümseyip ‘günaydın’ dediğimiz gerçek insanlar olduğunu unutuyoruz.
Linç kelimesi internetin olmadığı çok eski zamanlara dayansa da ”cancel culture” online ve anonim kınama gruplarının oluşmasına kolaylık sağlayan internetle beraber sık rastlanan grup davranışı haline geldi. Ancak, kişileri geniş kitlelerin desteğini alarak kınayıp yüzüstü bırakarak; onların kaba davranışlarını düzeltmesine ve toplumun gelişmesine herhangi bir katkımızın olmadığı gözden kaçıyor.
Sürüye karşı dur, yargılamak için acele etme, daima içeriği araştır ve empatiyle tepki ver trend topic sürüsüne göre değil.
Sadece 170 takipçisi olan Justine Sacco gibi attığı bir tweet’le online lince uğrayan ve işini, itibarını kaybeden birçok habere rast gelmişsinizdir. Ülkemizde de hatırlayacağımız üzere havaanlanında personele bağıran ve internete düşen bir kişi olmuştu. Bu olaylar nasıl başlarsa başlasın kişilerin toplumca onaylanmayan davranışlarını kınamanın aksine, kişileri kınamakla sonlanıyor. Atılan “Nasıl biri olduğu 3 yıl önce masaların üstünde dans ederken çekilmiş fotoğrafından belli oluyor.” gibi tweet’lere baktığımda olay, personele bağırılmasından alakasız olarak, kişinin özel hayatının pamuk hallaçlar gibi saçılmasına dönüşmüştü.
Jon Ronson, Ted konuşmasına denk geldiğimde kitabından haberdar olduğum bir yazar. Dili oldukça akıcı, online linç olaylarına birçok örnek sunuyor. Linç kültürünün internetten önceki tarihine de…
Kitaptan dikkatimi çeken en önemli şeylerden bir tanesi sosyal linç durumunda özür dilemenin kifayetsizliği. Online toplum kendini kınamaya öyle bir kaptırmış oluyor ki; özür dilemek konuyu güncel tutmaktan başka bir işe yaramıyor. Örneklerine bakarken dikkatimi çeken diğer bir konu da birçok rapçi cancel culture mağduriyetini kısa süreli ve hafif kınanmalarla atlatmışken; genellikle kadın, medya güçlerine yakın olmayan ünlülerin daha büyük zararlar alması. Örneğin Monica Lewinski vakasından sonra adı 40 rap şarkısında geçen bir mağdur. (Hoş bir şekilde geçmediğini söylememe gerek yok sanırım.)
Konuyla ilgilenenlere Black Mirror’ın üçüncü sezonundaki ‘sosyal linç’ işlenen bölümünü ve ‘Vur Ulan Vur- Linç Öyküleri’ kitabını da gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirim. Dijital hallerimizin de insani duygularımızdan nasibini aldığı online dünyalar dileğiyle…
Kapak fotoğrafı: Gal Dem
İlginizi çekebilir: İrem Bali’den Sosyal Medya Detoksu
Bahsettiğiniz konu zamanımızın büyük bir problemidir. Mamafih yazınızda Jon Ronson'ın kitabına da değindiniz. Benim ilgimi çeken şey de bu oldu. Bunun için teşekkür etmek istedim. Bu kitabı okumaya çalışacağım.