Hepimiz geçtiğimiz hafta Birleşik Krallık’ta gerçekleşen sosyal mesafeli festivali düşünüp “Aradığımız festival tadını verir mi? Vermese bile aylardır evde oturduktan sonra sahnede sevdiğimiz sanatçıları görmek için deneyimlemeye değer mi?” diye tartıştık. Sokağa yürümeye çıksam yeter diye düşündüğümüz zorunlu karantina günleri sonrası nankör insanoğlu “Üstüme festival atın, konserlerde birbirini eze eze ilerlediği alkol kuyruğu atın” diye normalde şikayet ettiği şeylerin hayalini kurmaya başladı. Ben de “Dışarda bir şey yemem artık” modundan “Hani yok mu event filan” moduna geçtiğimden size bu haftaki sosyal mesafeli ilk festival deneyimimden bahsedeceğim. Burada unutulmaması gereken en önemli nokta pandeminin sürdüğünün farkında olmak, rehavete kapılmamak ve bu koşullarda yeni normale uyum sağlamaya çalışırken en güvenli yolları tercih etmek.

Sosyal Mesafeli Festival Deneyimi

Hijyen, Sosyal Mesafe, Güvenlik ve Denetim

Öncelikle daha alan girişinde polisler vardı, teftişe gelmişlerdi. Alana girmeden önce ise maske uyarıları almaya başlıyorsunuz. Giriş sırayla ve arada mesafelerle sağlanıyordu ve içeri adım attığınız anda dezenfektan banyosu yapmalık büyük bir çeşme benzeri bir yapı vardı. (Buradan aynı zamanda festival boyunca maske tazeleyebiliyordunuz.)

Dans pistinde mesafeleri ayarlamak için lastikler vardı. Güvenlikler sürekli olarak maske uyarısında bulundu ancak alan serindi ve şehirde bunalıp boğazına maskeyi indiren ben bile bir süre sonra saatlerdir maskemi bir an bile indirmeden taktığımı fark ettim. Bu arada sürekli olarak sepetlerle maske dağıtmaya çıkan kişiler vardı, katılımcıları maskelerini yenilemeye teşvik etmek için bu bile ayrı bir hatırlatma görevi görüyordu.

Festivalde Yeme-İçme

Alan zaten Life Park diye hayli yeşillik ve genişti. Menülere QR kodla ulaşabiliyordunuz. Bardaklar festival gereği tek kullanımlıktı. (Belki bu kısım için bir sonraki festival doğa dostu matara standı olabilir ve isteyen matara alıp kokteylinin mataraya doldurulmasını isteyebilir diye düşündüm.)

Workshoplar

Workshoplar büyük piknik masalarındaydı ve çok az katılım ile gerçekleşti. Moretenders kokteyl workshopuna katılan biri olarak gördüklerim; her bir kokteyl malzeme ve shaker gibi aleti katılımcı sayısına uygun olarak tedarik edilmişti. Katılımcı sayısı ve önlemlerle birlikte etkinlik bir workshoptan çok sanki kendi evimde bir barmenden kokteyl yapımı için özel ders alıyormuşum gibiydi. 

Toparlamam gerekirse giderken bir arkadaşım “Ya ben her gün Zincirlikuyu’da aktarma yapmak zorunda kalıyorum. Daha korkunç olacağını sanmam.” demişti. Gördüklerim üzerine daha toparlayıcı bir şekilde “Herhangi bir otobüs durağından daha az tehlikeliydi.” diyebilirim. En azından kitlenin kalitesi gereği maskeler burnun altında değildi. Umarım havalar soğumadan yazın geç kararan havalarını ve ılık akşamlarını daha çok festivalle değerlendireceğimiz, güvenli ve özenli işler yapılır. Herkese bol müzikli ve danslı günler.

Kapak Fotoğrafı: Instagram.com/@dailymirror

İlginizi çekebilir: Beauty Magger’dan Yeni Seyahat Trendleri