Söylenir Ve Yarım Kalır Bütün Aşklar Yeryüzünde II
Şehrin ikonik binalarından Borusan Perili Köşk, hafta sonları ziyaret edebileceğiniz yenilikçi bir sergiye ev sahipliği yapıyor: Söylenir Ve Yarım Kalır Bütün Aşklar Yeryüzünde II. Turgut Uyar severler hemen tanımıştır bu ifadeyi; evet, sergi ilhamını modern Türk şiirinin en önemli isimlerinden biri olan Turgut Uyar’dan alıyor. 8 Mart’a kadar devam edecek olan sergiye birlikte yakından bakmaya ne dersiniz?
Perili Köşk’ün huzur dolu Boğaz manzarasına göz kırpıp sanat gezimize başlıyoruz. Söylenir Ve Yarım Kalır Bütün Aşklar Yeryüzünde II, adından da anlaşılacağı üzere Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nun devamı niteliğinde bir sergi. Video, yerleştirme, yeni medya, neon-LED gibi dijital tekniklerle üretilmiş yapıtlardan oluşan koleksiyona yeni dahil olan eserler, Dr. Necmi Sönmez küratörlüğünde sergileniyor ve hafta sonları sizlerin ziyaretini bekliyor.
Serginin ana teması için, giderek dijitalleşen günümüz dünyasında bireyin verdiği var olma mücadelesi ve bunun onda yarattığı iç sıkıntısı, karamsarlık, mutsuzluk hali diyebiliriz. Bir başka deyişle sergi bizlere şu soruları sorgulatıyor; içinde sürüklendiğimiz dijital devrimin bizlere olan gerçek yansımaları neler? Günlük hayatlarımızda bizden başkalarıyla ne kadar bağ kurabiliyoruz, yoksa ‘dijital çağ’ diye adlandırdığımız aslında insan ilişkilerinde özelinde süregelen bir ‘kopukluk-iletişimsizlik’ çağı mı?
Sergide en çok dikkatimizi çeken çalışmalardan biri olan, Dominic Harris‘in “Çırpınış” adlı eserinden (2011) bahsetmek istiyoruz. Çünkü bu eser, tam olarak yukarıda söz ettiğimiz konuya odaklanıyor ve belki de bu konuya ironik bir perspektiften yaklaşıyor.
Çırpınış, koleksiyondaki interaktif çalışmalardan biri. Her aynanın önünde bir kelebek figürü yer alıyor. Aynalar kelebekleri kusursuz bir şekilde taklit ediyorlar ve izleyici olarak bizler hareket ettiğimizde, kelebeklerin kanat çırptıklarını görüyoruz. Bunun sebebiyse, çalışmanın yukarısına yerleştirilen ısı sensörleri. Sensörler, bizlerin hareketlerini algılayarak sanal kelebek imgelerini harekete geçiriyor. Sanki sanatçı Harris, teknolojik gelişmelerle birlikte giderek dijitalleşen günümüz dünyasında iletişim ve etkileşim kurma yolunun bile yine bu teknolojiler aracılığıyla olduğunu yüzümüze vuruyor. Siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlara bekliyoruz!
Sergiden özellikle bahsetmek istediğimiz bir diğer eser ise, Ekrem Yalçındağ‘ın “195 Renk” (2007) adlı çalışması. Eserde gördüğünüz hiçbir renk birbirinin ayrı değil, her biri ayrı renk tonlarında karılmış 195 farklı renk görüyoruz. Serginin ana bağlamını düşündüğümüzde, tahmin edersiniz ki bu kurgu, gelişen teknolojilerin karşısında el emeği ve zanaatkarlığın değerini hatırlatan bir nitelik taşıyor. Çalışmanın kendisi de tuval üzerine yağlıboya olmakla birlikte, renklerin üzerindeki çatallı desenler halk geleneğini çağrıştırıyor ve yine, geçmiş yaşamın, kökenlerimizin değerini vurguluyor.
Sergi, ev sahipliği yaptığı daha pek çok eser aracılığıyla günümüzün dijitalleşen dünyasına farklı bir yorum getiriyor. 8 Mart tarihine kadar ziyaret edebileceğiniz sergiyi keşif listenize eklemenizi tavsiye ediyoruz.
Sergiyle ilgili detaylı bilgi için tıklayın.
İlginizi çekebilir: ArtsyMagger’dan “İstanbul Sergi Takvimi“
İlk yorumu siz yazın!