Hayatın nasıl yaşanacağı sorusu insanlığın belki de en eski ve en tekrar eden sorularından biri. Özellikle hayattaki anlam duygusunun köreldiği ve her bireyin kendi başına anlam bulmaya bırakıldığı çağlarda bu soru daha da derinlik kazanıyor. Yaklaşık iki bin yıl önce ortaya çıkan Stoacı felsefe, bugün tekrardan popülerleşmiş durumda. Bu yükselişin neden gerçekleştiğini ve stoacılığın temel öğretilerini sizinle paylaşmak istiyorum, bu anlatımı yaparken de Epiktetos’un ”İçsel Huzur İyi Yaşamın Kapısını Açar” kitabından yararlanacağım.

gs2irkisnbmtrxp7-637140002552737040
Epiktetos | Fotoğraf: dunyabizim.com

Stoacılık yüzyıllar boyunca; krallar (II. Frederick), devlet başkanları (George Washington), politikacılar, sanatçılar ve girişimciler arasında değişen en güçlü liderler tarafından;

  • Strese karşı dayanıklılığı arttırma
  • Üretkenliği arttırma
  • Sorun çözme becerisini geliştirme
  • Önemli kararlar alırken düşüncenin netliğini ve doğruluğunu arttırma

gibi yetkinliklerin bir yolu olarak kullanıldı.

Günümüzde minimalist yaşam başta olmak üzere yaşam tarzlarına dair bilgi paylaşımı ve kavramların popülerliği arttıkça Stoacılık öğretileri de tekrardan değer kazanmaya başladı. Özellikle son dönemde konu ile ilgili sosyal medya kaynaklarının artması; Seneca, Marcus Aurelius ve Epictetus’un öğretilerinin modernize uygulamalarının hayata geçirilmesiyle Stoacılığın adeta bir rönesans dönemi geçirdiğini söyleyebiliriz. 

Hayatın nasıl yaşanacağı sorusu insanlığın belki de en eski ve en tekrar eden sorularından biri. Özellikle hayattaki anlam duygusunun köreldiği ve her bireyin kendi başına anlam bulmaya bırakıldığı çağlarda bu soru daha da derinlik kazanıyor. Pek çok modern yazar ve düşünürün “yaşama sanatı” olarak gördüğü Stoacılığın soruları ve temel ilkelerinin günümüzde yeniden alevlenmesinin temel nedeni de tam olarak anlam arayışımızın artması.

Stoacı Felsefe Üzerine

Her gün daha da karmaşıklaşan ve telaşı sürekli olarak artan hayatlarımızda bir saniye dahi durup nefes aldığımızda, kendimizi eylemlerimizin anlamını sorgularken buluruz. “Gelecekte ne yapacağım, şu anki eylemlerimden mutlu muyum, doğru kararı verdim mi?” gibi pek çok konu günlük yaşamımızda istemesek de aklımızın bize sürekli anımsattığı soruların başında gelir. Tüm bu karmaşanın içinde beynimizde yükselen seslerden zaman zaman bunalabiliriz. Bu noktada içsel huzuru sağlamak için bazılarımız meditasyona yönelirken bazılarımız kitap okumaya, sakinleştirici müzik dinlemeye ya da spor yapmayı tercih edebiliyor. Stoacı felsefede ise bu içsel huzur arayışı hedef değil, hayat boyu devam eden bir süreç olarak tanımlanır. Kaygılarımız ve streslerimiz aslında olması gerekenden fazla olan duygusal tepkiler olarak algılanır. İç huzura ulaşmak istiyorsak endişe ederek vakit kaybetmenin, kendimize zarar vermekten başka bir anlamı olamayacağından, bu alışkanlığın önlenmesi tavsiye edilir.

Stoacılığın temel öğretilerinde, dünyanın öngörülemez oluşu, hayatın kısalığı ve memnuniyetsizliğin nedeni, mantıktan ziyade duygularla olan dürtüsel bağımlılıktan kaynaklanır. Stoacılık, dünya hakkındaki karmaşık teorilerle ilgilenmez, yıkıcı duyguların üstesinden gelmeye ve neyin üzerine hareket etmemize yardımcı olmakla ilgilenir. Harekete geçmek için tasarlanmıştır ve zihinsel dinginliğe, güce ve netliğe ulaşmamıza yardımcı olacak teknikler sunar.

Stoacılığın Dört Temel Erdemi

Stoacılık, geniş bir ilke ve idealler kümesini içerir, ancak temelde dört önemli erdemi bulunur: 

Andreia: Cesaret

Endişe duyulacak konular meydana geldiğinde sakince düşünüp doğru kararı almaya odaklanmak gerekir. Platon ve Sokrates gibi bu erdemi benimseyemesek de hayatta hepimizin mücadele ettiği konular olabilir. Tehlikeler ve aksilikler karşısında korkmak bize bir fayda sağlamaz. Diğer bir yandan, cesaret erdemi ölümle de doğrudan bağdaştırılır. Örneğin bir arkadaşınızın yakını öldüğünde onu teselli edersiniz ve zamanın bir şekilde bu acıyı götüreceğini söylersiniz. Ancak kendi yakınınızdan birini kaybettiğinizde arkadaşınıza verdiğinizden katbekat yoğun tepkiler verirsiniz. Stoacı düşüncede bu bir anlamda hayatta takılıp kalmak olarak tanımlanır. Hayatta her zaman ölümün ya da bir şeyin/bir kimsenin varlığını bilip, kabullenip; o şey yaşandığında da afallamamayı kendimize öğretmemiz gerekir. 

Dikaiosyne: Adalet

Her zaman için doğruluk ve dürüstlükten yana olmalısınız. Bir eylemde bulunmadan önce üzerine uzunca düşünmelisiniz. Bu şekilde yaptığınız eylem başkalarını rahatsız etse bile siz doğruluğundan emin olursunuz. Yaptığınız eylemleri kendinize gerekçelendirebiliyor olmanız adalet kavramında oldukça önemli bir yere sahip. 

Sophrosyne: Ölçülülük

Kendininizin ve eylemlerinizin farkında olmalısınız. Aşırılılıktan kaçınmalısınız. Dışarıda özenebileceğin pek çok hayat var ancak dış etkenlerin iç huzurunu belirlemesine izin vermemelisiniz. Kendi isteğinizin, sizi dış etmenlerden bağımsız bir şekide mutlu edebilecek şeyin ne olduğuna karar vermelisiniz. Bir insanın sizden daha zengin olması daha iyi, daha mutlu olduğu anlamına değil, ancak sizden daha çok mülk sahibi olduğu anlamına gelebilir. Başarı ve iyinin tanımını sahip olduklarınız değil, iç huzurunuz belirler.

Ölçülülükte gereklilik esas alınır. Örneğin satın alacağınız bir ürün ya da üzerine vakit harcayacağınız bir işin önce gerekliliğini sonra da önemini sorgulamalısınız. En önemlisi de gün içinde yapmanız gereken işleri doğru şekilde önceliklendirebilme yetisine sahip olmalısınız.

Phronesis: Bilgelik

Olmadığınız bir şey olmaya çalışmak, çok fazla farklı alanda en üstün başarıya sahip olmak için çaba sarf etmek sizi her alanda sıradan yapar. Tüm sıfatların ötesinde günün sonunda yalnızca bir kişi olabilirsiniz. Kim olacağınız üzerine de çok temel bir ayrım bulunur: iyi ya da kötü. 

Bu noktada bilgeliği bir süreç olarak görmelisiniz. Örneğin her gün birkaç sayfa kitap okumak, yeni bilgiler öğrenmek ve zihnini beslemek bilgeliğin en önemli adımlarından biri olarak gösterilir. Phronesis’te her gün bir önceki günden daha gelişmiş olmak öğütlenir.

1_9vruby613nm_auqhcwtkpa
Fotoğraf: medium.com

Stoacıların kendilerine sıklıkla sordukları sorular:

  • Bugün Stoacılığın 4 erdemine uygun şekilde hareket ettiniz mi?
  • Kaygılarınızı ve hedeflerinizi bir yere not aldınız mı?
  • Bugününden en yüksek (optimum) verimi aldınız mı? Gününüz yeterince keyifli ve verimli geçti mi?
  • Bugün bakış açınızı ve tepkilerinizı eğittiniz mi?

Kitaptan en beğendiğim alıntılar:

  • ”Mutluluk ve özgürlük, bir tek ilkenin açık seçik anlaşılmasıyla başlar: Bazı şeyleri kontrol edebiliriz, bazı şeyleri edemeyiz.” 
  • ”Ortaya çıkan ve sizi rahatsız eden durum kontrolünüz dışındaysa kendinizi endişelenmemek üzere eğitin.”
  • ”Kontrol alanımız içinde olmayan şeylere karşı duyduğumuz geçici arzularımıza yenilirsek, özgürlüğümüzü kaybederiz.”
  • ”Gerçek özgürlük bizden bazı şeyler ister.”
  • ”Eğer siz aklınızı korursanız aklınız da sizi korur.”

Stoacılığı yaşam felsefesi olarak benimsemeye bugünden başlamak istiyorsanız Jack Krier’in stoacılık üzerine blog yazılarını, Ryan Holiday’in The Daily Stoic ve The Obstacle Is The Way kitaplarını okumanızı tavsiye ederim. 

Anlam arayışında olduğunuz bir dönemde ise Viktor E. Frankl’ın İnsanın Anlam Arayışı kitabını mutlaka okumalısınız.

                                           Kapak fotoğrafı: themantle.com