Wings’lenin Uçuyoruz: Mutlu Şehir Stockholm
Bugün, uluslararası mutluluk endekslerinde ilk 5’ten düşmeyen İsveç’in başkenti Stockholm’e doğru kanatlanıyoruz. Peki bu mutluluk nereden geliyor, gidince o enerji bize de geçiyor mu, nereleri görmeli, neler tatmalıyız? Wings’in gezginlere sağladığı ayrıcalıklardan aldığımız ilhâmla, bütün bu soruların cevabını birlikte bulmaya hazırsanız Wings’lenin, uçuyoruz.
Bize sorarsanız bu yazı ile tam zamanında karşılaştınız çünkü Stockholm’e gitmek konusunda bizim gibi Akdenizliler için en ideal zaman dilimine giriş yapmış bulunuyoruz. Mayıs – Eylül arası, bu büyüleyici şehri titremeden doya doya gezmek için harika bir dönem. Başlamadan biraz heyecanlandırmak için şimdiden söyleyelim, Kuzey maceramız boyunca burnumuzda kahve kokusu, damağımızda bakery tadı, gözümüzde nordik tasarımlar, telefonumuzun adım sayma özelliğinde ise binlerce adım olacak.
Stockholm 101
Öncelikle Mälaren Gölü ve Baltık Denizi’nin kesiştiği noktada 14 ada üzerine kurulu şehrin cazibesini gerçekten anlamak için söylememiz gereken birkaç anahtar kelime var. Burası yalnızca ‘görkemli’ olmaktan ziyade sofistike, abartıdan uzak ve oldukça zarif bir şehir. Stockholm için sessiz lüksün, mütevazi ve rafine zevklerin buluşma noktası diyebiliriz. Sadeliğin ve işlevselliğin ön planda tutulduğunu şehrin her detayında görebiliyoruz. Stockholm’ü tam anlamıyla keşfetmek için 3-4 gün ayırmanız yeterli olacaktır.
Nerede Konaklamalı?
Konaklama konusunda 3 favori bölgemiz var. İlki Sodermalm. Sodermalm bölgesinin ilginç butiklerinde alışveriş yapmaya, yeni nesil kahvecilerini keşfetmeye, tasarımlara göz atmaya bayılıyoruz. Ayrıca vintage dükkanları gezmeyi seviyorsanız bu bölgeye kesinlikle şans vermelisiniz.
İkinci sırada Gamla Stan bölgesi yer alıyor. Burası şehrin daha turistik ve tarihi noktası. Özellikle Stockholm’e ilk defa geliyorsanız turist olmanın tadını çıkarın ve Gamla Stan bölgesindeki otellere göz atın deriz.
Üçüncü favorimiz ise Norrmalm bölgesi. Norrmalm için şehrin kalbi diyebiliriz. Her noktaya bağlanmanın en kolay olması, alışveriş ve gastronomi durakları açısından zengin seçenekleriyle konaklamanızı Norrmalm bölgesinden seçmeniz mantıklı olacaktır.
Mutlaka Görülmesi Gerekenler
Gamla Stan ile Başlıyoruz
Stockholm’e kaçıncı gelişiniz olduğu fark etmeksizin ilk durak hep Gamla Stan bölgesidir. Gamla Stan, Eski Şehir anlamına geliyor ve Stockholm, 1252 yılında bu bölgede kurulmuş. Dolayısıyla şehrin kalbi burada atıyor. Bölgeye girdiğiniz anda, Stockholm’ün ‘en iyi korunmuş ortaçağ şehirlerinden biri’ olma ünvanını sonuna kadar hak ettiğini anlıyorsunuz.
Gamla Stan’i keşfetmeye günümüzde de kullanımına devam edilen en büyük kraliyet saraylarından biri olan Kungliga Slottet ile başlayabilirsiniz. İçinde 600 oda ve müzeler barndıran sarayda asker değişim saatindeki seremoniyi izlemek oldukça popüler bir aktivite.
Gamla Stan bölgesinde Stockholm denilince akla ilk gelenlerden biri olan Nobel Ödülleri’nin harika bir temsili olan Nobel Müzesi’ni, Neoklasik mimariye sahip etkileyici Parlemento Binası’nı ve Stockholm’ün en eski kilisesi olan Stockholm Katedrali’ni görebilirsiniz.
Finalde ise fotoğrafçıların çok sevdiği Stortorget Meydanı’nda “Fika” (Kahve içmeye ayrılan özel zamanı anlatan bir tabir) veya yemek molası vermelisiniz. Renkli yapıları, cıvıl cıvıl halleriyle bu meydana bayılıyoruz.
Stockholm’ün Bohem Tarafı Sodermalm
Old Town ruhundan biraz çıkıp, şehrin kalbinin attığı Sodermalm’a gidiyoruz. Burası gerçek bir ilhâm depolama bölgesi. Biricik tasarım dükkanları, kahvecileri, İsveç’in geri dönüşüme verdiği önemi harika bir biçimde yansıtan vintage mağazaları ile Sodermalm’a tekrar tekrar gelmek isteyeceksiniz.
Sodermalm’ı bu kadar çekici hale getirip, bölgeye sanatı dalga dalga yayan bir fotoğraf müzesi bulunuyor. Fotografiska! 2500 m2’lik alana yayılmış olan müzede yılda 4 adet büyük, 15-20 adet ufak kapsamlı sergi gerçekleştiriliyor ve turistler kadar yerliler için de her açılış, oldukça büyük bir heyecanla karşılanıyor. Sergileri gezdikten sonra müzenin kafesinde bir kahve molası vermeyi unutmayın.
Hazır havalar ısınmaya başlamışken Sodermalm’ı bisikletle keşfetmek de isteyebilirsiniz! Bisikletinize atlayıp -veya yürüyerek- bölgenin parklarından Vita Bergen’a dalarak şehrin kalbinde doğayla bütünleşebilir, şanslıysanız bir konser veya performansa denk gelebilirsiniz.
İki Deneyim Noktası
Stockholm’de etkileyici metro galerileri bulunuyor. Bulunduğunuz bölgeden bağımsız olarak arada bir metrolara girip güncel sergileri keşfedebilirsiniz. Şehrin metrolarının %90’ı enstelasyonlarla ve murallerle süslü!
İkinci deneyim noktası ise, Skansen Açık Hava Müzesi. Burası halen aktif olarak yaşayan eski bir köy aslında. Yaklaşık 150 tarihi İsveç evinin ve hayvanların bulunduğu müze, etkileyici bir koleksiyona sahip. İçindeki dükkanlara girip eski zamanların esnaflarıyla sohbet etmek oldukça keyifli bir deneyim sunuyor.
Stockholm Lezzetleri
Çok Yaşa Fika!
Kahve ile başlamalıyız çünkü kahve, İsveç için çok önemli bir konu. Avrupa’nın ve hatta dünyanın önemli kahve kavurucularının ve üçüncü nesil kahve dükkanlarının burada olması dışında halk fika adı verilen belki kahve molası diye çevirebileceğimiz bir kültüre de sahip. Kendi fika’larınız için kahve ve tatlıları ile meşhur Chokladkoppen’in samimi ortamını, yeni nesillerden Drop Coffee’yi, defalarca İsveç’in en iyi kahve dükkanı seçilen Johan&Nyström’ü veya Espresso Sosta Bar’ı tercih edebilirsiniz.
Kahvaltı & Brunch
Rengarenk kahvaltı kâseleri, taze malzemelerle hazırlanmış sandviçleri ile bir bakery cennetine gelmişken kahvaltıya ayrı bir bölüm ayırmadan olmaz. Smoothieleri ve sağlıklı seçenekleriyle ilk sırayı Pom&Flora’ya ayırıyoruz. Geleneksel bir kahvaltı ve füme somonlar, benedictler için Greasy Spoon, kahvaltısını protein yüklü sevenler için Eggs Inc., ve özellikle brunch için harika hamur işlerine sahip Cafe Pascal’ı ajandanıza ekleyebilirsiniz.
Köttbullar Lütfen
IKEA ile birlikte hayatlarımıza ışık hızıyla giriş yapan İsveç köftesini sevmeyenimiz var mıdır? Stockholm’de bulunan Pelikan, dünyada İsveç köftesini yiyebileceğiniz en iyi destinasyonlardan biri olarak gösteriliyor. Meatballs For The People da yine geleneksel İsveç köftesi için en çok tercih edilenlerden.
Tatlı, tatlı ve tatlı
Roll’lar, çörekler, kruvasanlar, pretzeller ve tatlılar… Yazarken yutkunduğumuz bölüme hoş geldiniz. Hamurişi ve tatlılar konusunda Stockholm’ün ünlüleri arasında Vete-Katten ilk sırada. Klassisk Semla denilen pastacı kremalı bun’larına aşık olduğumuz mekanda çeşit çeşit roll’lar da mutlaka denenmeli. Ayrıca Mr. Cake’in İsveç’e özgü Princess Cake’lerine, Brod&Salt’ta çöreklere, Skeppsbro Bageri’de Kanelbull’lara -tarçınlı çörek- şans vermelisiniz.
Akşam Yemeği
Stockholm mutfağının akşamlarını en çok deniz ürünleri şenlendiriyor. Özellikle somon, Stockholm mutfağı dediğimizde ilk 3’teki yerini her daim koruyor. Bu yüzden, taze somonun tuz, şeker ve baharatlarla marine edilmesiyle elde edilen “Gravad Lax” isimli tarif burada mutlaka tatmanız gerekenlerden. Geleneksel bir Gravad Lax için rahat ortamıyla Tradition’ı veya Ulla Windbladh’ı tercih edebilirsiniz.
Deniz mahsülleri seviyorsanız sadece Stockholm’ün değil dünyanın en eski restoranlarından biri olan Den Gyldene Freden’i deneyebilirsiniz. Burası aynı zamanda loş ortamı ve 1772’den bu yana korunan mimarisiyle İsveç ruhuna dair bir deneyim de sunuyor.
Bir lokal gibi takılmak isterseniz Riche’yi kesinlikle öneririz. Ayaküstü paylaşımlıklar atıştırmak, bar menüsünü denemek ve İsveçlilerin iş çıkışı rutinini gözlemlemek için çok eğlenceli bir nokta. Rahat akşam yemekleri arıyorsanız, Stockholm’ün en iyi burgercisi olma iddiası taşıyan Flippin Burgers veya market alışverişi de yapabileceğiniz Urban Deli sizi çok mutlu edecektir.
Son olarak Stockholm’ün tüm meşhur lezzetlerini -özellikle deniz mahsüllerini ve şarküterilerini- bir arada bulup, paket olarak eve de götürebileceğiniz Östermalm Saluhall mutlaka görülmesi gereken gastronomi noktalarından biri. Burası 1888’den beri aktif olarak kullanılan tarihi bir market ve keşfederken tadım yapmayı sevenlerdenseniz burası tam sizlik.
İlk yorumu siz yazın!