Storrveldi ile: Sanat ve Moda İlişkisi Üzerine
Instagram artık çok fazla tercih etmediğim platform. Modayla ilgilenen herkesin bildiği üzere FashionTok artık o ilgiyi üzerine almış durumda ama Instagram ana sayfamda her gördüğümde mutlu olduğum hatta yeni yaratımlarını görmek için sayfasını ‘stalk’ladığım biri var ki o da: Storrveldi. Stjorn avangard bir sanatçı ve aynı zamanda bir tasarımcı. Yarattığı elbiseler ve daha önemlisi o elbiselerle anlattığı hikayeler modayla sanatın girift ilişkisini çabasız bir şekilde ortaya koyuyor. Ben de sizi onunla tanıştırmak ve biraz “giyilebilir” olan, moda, sosyal medya ve sanat denklemleri arasındaki ilişkilerden söz etmek istedim.
Stjorn, öncelikle tanıştığımız için çok heyecanlıyım. Seni uzun zamandır takip eden biri olarak ben hikayene hakimim ama theMagger okuyucuları için bir sanatçı olarak modayla da kesişen yolculuğundan biraz söz edebilir misin?
Sanatçı yolculuğum aslında doğduğumda başladı. Her zaman yaratıcı bir çocuktum diyebilirim çünkü yaratmak benim için nefes almak gibi. Tasarım ve son birkaç yılda yarattıklarım ise bir başa çıkma stratejisi olarak geldi. 2022-2023 yıllarında zor bir dönemden geçtim ve yaşadığım süreç benden çok şey götürdü. Kim olduğumu yeniden inşa etmem gerekti. Ben de bunu sanat aracılığıyla yaptım. İlk koleksiyonum olan “transcending”, yeniden doğuşu ve kendini yeniden şekillendirmeyi anlatıyordu. Hikayemi kişiselleştirmek inanılmaz derecede kathartikti. O koleksiyondan sonra daha fazlasını yaratmaya devam ettim.
Senin çalışmaların benim tutkunu olduğum iki dünyayı bir araya getiriyor: Sanat ve Moda! Elbiseler yapmaya nasıl karar verdin ve bir elbiseyi tamamladığında neler hissediyorsun?
Aslında ben elbise yaratmaya karar vermedim. Benim biraz garip bir yaratım tekniğim var. Açıklayayım. Ben fazlasıyla görsel bir insanım ve müzik dinlerken bir tasarımın resmi zihnimde canlanır. Müzik benim yaratma sürecimin önemli bir parçası. Bazen tek bir şarkıdan ve onu dinlerken zihnimde oluşan görsellerden ilham alan koca bir koleksiyon yaratırım. Bir elbiseyi bitirdiğimi de sezgilerim bana bitirdiğimi söylediğinde anlıyorum!
Modanın hikaye anlatma gücüne inanan biriyim ve bence senin elbiselerin de bunu en büyük kanıtı. Pek çok favorim var ama “Garden” her zaman bir numaram olacak. Bu elbiseyi yaratırken nelerden ilham aldın?
Garden benim için çok özel bir elbise. Kalbimde ayrı bir yeri var. Müziğin elbiseleri yaratmamdaki etkisinden söz etmiştim. İşte Garden’ı da Grimes’ın Genesis”ini dinlerken yarattım. Topraktan yapılmış bir elbisede yetişen bir bahçe hayal ettim. Sonra da zihnimde oluşan bu hiper gerçekçi görseli gerçek hayata geçirmeye çalıştım.
Yakın zamanda New York Moda Haftası’na davet edildin. Bize biraz kendi deneyimden bahsetmek ve sanatçı olarak moda haftasına davet edilmek isteyenler için ipucu vermek ister misin?
Bence sosyal medya bir altın bilet gibi. Bu bir yandan da sanat dünyasını sevmediğim kısmı aslında. Bir yere davetiye alabilmek için güçlü bir online varlığa sahip olmak iyi bir fikir. İnsanların ilgisini çeken içerikler paylaşmak, etkinlikleri düzenleyenlere ve tasarımcılara reklamda yardımcı olabileceğinizi ve dolayısıyla bir davet için iyi bir seçenek olabileceğinizi gösteriyor. Sosyal medya hesabınız, bir özgeçmiş gibi!
Modaya tutkun biri olarak günlük yaşamda “profesyonel” görünebilmek için giyebileceklerimizin bu kadar sınırlı olması beni çok üzüyor. Giyen kişi bundan mutluysa her kıyafetin giyilebilir olduğu fikrine katılır mısın?
Ben de oldukça muhafazakar bir hükümet şehrinde yaşıyorum dolayısıyla moda çok… Sade. Yine de bazı insanlar bu sınırları aşmayı ve benzersiz giyinmeyi başarabiliyorlar. Fark ettiğim kadarıyla, bazı insanlar “profesyonel olmayan” şekilde giyindiğinizde sizi aşağılıyorlar, ama benim düşünceme göre, uygunsuz bir şey giymiyorsanız, ne giydiğiniz önemli değil! Eğer birinin beni kıyafetim yüzünden aşağıladığını hissediyorsam, onlara önem vermem. Bir iş yeri sadece gri takımlar giymemi bekliyorsa, orada çalışmam. Kimse kişisel tarzından ödün vermemeli, profesyonel olabilir ve yine de şık görünebilirsiniz.
Peki sürdürülebilir moda hakkında ne düşünüyorsun? Sence bir ‘buzzword’ olmaktan ileri gidebilecek mi?
Umuyorum ki sürdürülebilir modanın daha geniş bir potansiyeli olur. Modanın tümüyle sürdürülebilir olması çok zor. Eskiden ikinci el materyaller bulur ve onları ileri dönüşümde kullanırdım. Fakat bu durumda bile moda tasarımları ciddi bir karbon ayak izi oluşturabiliyor. Bununla birlikte bence sürdürülebilirlik alanında büyük buluşlar gerçekleşiyor. Mesela; 0 atık desen yapımı gibi. Bunları görmek iyi hissettiriyor.
Eğer özel bir proje için bir moda tasarımcısı ya da bir sanatçıyla birlikte çalışabilseydin kimi seçerdin?
Kesinlikle Grimes! Onun stilinin bu denli özgün oluşunu çok seviyorum. Bence birlikte delice konseptler yaratırdık.
Bizimle paylaşmak istediğin yeni projelerin var mı?
Harika projeler üzerinde çalışıyorum ama şu an için gizli tutmak zorundayım. Sanırım onları görebilmek için beni takip etmeniz gerekecek…
Kapak Fotoğrafı: Instagram/@storrveldi
İlginizi çekebilir: Gizem Kalaç’tan Begüm Kıroğlu Röportaj
İlk yorumu siz yazın!