Submarine: Kendine Özgü Tarzıyla Bir Başka Gençlik Filmi
Prömiyerini 35. Toronto Uluslararası Film Festivali’nde yapan, Richard Ayoade’ın yazıp yönettiği, başrollerinde ise Craig Roberts, Yasmin Paige, Noah Taylor, Paddy Considine ve Sally Hawkins’i izlediğimiz 2010 yapımı komedi/dram türündeki Submarine (Denizaltı); Joe Dunthorne’un aynı adı taşıyan romanından beyazperdeye uyarlanan bir Birleşik Krallık filmi. Craig Robert’ın hayat verdiği baş karakter Oliver Tate’in 16. yaş gününe kadar iki ana hedefi üzerinden ilerleyen film -ki bu hedefler bekaretini kaybetmek ve ailesinin parçalanmasını önlemekten oluşmakta- alışılagelmiş gençlik temasına rağmen ele alınış şekli, sinematografisi ve Alex Turner imzalı ‘soundtrack’leriyle diğer filmlerden ayrılmayı başarıyor ve kendine has bir dünya yaratıyor.
“Çoğu insan kendisini yeryüzünde benzeri olmayan bireyler olarak görür. Bu düşünce, onları her şey yolundaymış gibi yataklarından kalkmaları, yemek yemeleri ve boş boş gezinmeleri için motive eder. Adım Oliver Tate.”
(Editör Notu: Yazı bu bölümden itibaren filme ilişkin spoiler içermektedir. Dilerseniz filmi izledikten sonra yeniden ziyaret edebilirsiniz.)
Filmin ilk dakikalarından itibaren tek kusuru olan egzamasına rağmen kendince mantıklı sebeplerden ötürü (?) kız arkadaş adayı olarak seçtiği Jordana’nın radarına girmek isteyen Oliver, iyi bir gözlemci olmasının verdiği avantajla Zoe’ye zorbalık yapmasının ve bundan pişmanlık duymasının ardından gelişen olaylar sonucu Jordana’yla yakınlaşıyor. Kendi ifadeleriyle “Jordana’yla sevişerek, hocaları aşağılayarak ve zayıflara kabadayılık yaparak” geçen bu iki haftalık serüvenin ardından -two weeks of lovemaking adlı bir kısa filmle de taçlandırılan bu serüven filmin bel kemiğidir diyebiliriz- Jordana’nın ailevi problemleri gün yüzüne çıkıyor. Jordana’nın bu süreçten sonra karakterinin değişmesinden korkan Oliver onunla bağını koparıyor. Oliver’ın sessizliğinin adından Jordana’nın ayrılık mektubuyla Oliver’ın kendine has çektiği ayrılık acısı filmi izlerken hem üzülmenize hem de tebessüm etmenize yol açıyor.
Jordana’yla ilişkisinin yanı sıra Oliver, lamba teorisi merkezinde anne ve babasının parçalanmaya başlayan ilişkiyle de mücadele ediyor. Depresyonda olan babanın ardından yeni taşınan komşu ile annenin yakınlaşması sonucu baş karakter bu gidişata dur demek için giderek dozunu artırdığı agresif hamlelerle olaya el atıyor. Bu kurtarma operasyonunun yanı sıra “Yangın çıksa ilk kimi kurtarırdın?” sorusuna aldığı yanıtlarla anne ve babasının iç dünyasıyla yüzleşmekten de kaçınmayan Oliver’ın karşısında ise bazen bazı şeyleri iyi veya kötü anlamda değiştirme gücüne sahip olmadığımız fikri yer alarak ebeveynlerin hikayesinin ana fikrini oluşturuyor.
Nihayet diyalog ve monologlarıyla zekasını asla hafife aldırmayan Submarine; babasının Oliver’a hazırladığı karışık kasediyle, okyanusun derinliğinin 6 mil olmasıyla, 38 yaşında hatırlanacak şeylerle, kendi ölümünün yasını tutanları hayal etmekle ve daha nice ayrıntılarıyla, karakterleriyle, mizahıyla, mükemmel şarkıları ve sahneleriyle kusursuz bir film. Tek başınıza izledikten sonra onu bir ömür içinizde yaşayacak türden bu filmi mutlaka listenize almanızı öneririm.
Kapak Fotoğrafı: IMDb
İlginizi çekebilir: Sümeyye Karadaş’tan Eight Grade
İlk yorumu siz yazın!