Citroën ë-C4'ten İlhamla Derlendi: Yeni Sürdürülebilir Teknoloji Trendleri
Doğayı ve geleceği korumak, daha yeşil bir hale getirmek denince aklınıza nasıl çözümler geliyor? Ağaçlandırma, organik tarıma ağırlık vermek veya daha az plastik kullanmak gibi öneriler en sık karşılaştığımız çözümler arasında. Her biri de çok kıymetli, fakat geleceğimizi çok daha hızlı ve geniş çerçevede daha yaşanabilir kılacak olan dostumuz, teknoloji. “Benim kullanmayacağım bir plastik pipetle ne değişecek ki?” duygusunun da ilacı teknoloji aynı zamanda. Hayal edin, dünya üzerindeki tüm pipetleri çevre dostu yapacak bir teknoloji, bireysel önlem almaktan daha etkili olmaz mıydı?
Her gün kullandığımız, hepimizin severek tükettiği ürünler ciddi bir ‘ileri dönüşüm’ geçiriyor. Lüks markalar, otomobiller, evlerimiz, seyahatlerimiz… Hepsi müthiş bir hızla sürdürülebilir ve çevre dostu versiyonlarına geçiş yapıyor. Çok değil, bundan beş sene önce doğayı korumak için alışkanlıklarımızdan, zevklerimizden vazgeçmemiz gerektiğini düşündüğümüz bir dönemde yaşıyorduk değil mi? Birazdan bahsedeceğimiz trendlerde de görebileceğiniz gibi, yepyeni sürdürülebilir teknolojiler sayesinde tüketim alışkanlıklarımızdan vazgeçmenin yerini, yeniden var etmek alıyor. Bu vizyonla ilk adımlarını uzun zaman önce atan iyi kalpli teknolojilerin öncüsü yeni Citroën ë-C4’ten aldığımız ilhamla, en yeni 5 sürdürülebilir teknoloji trendini sizin için derledik. Keyifli okumalar.
Ro Plastic Prize: Plastik dostumuz olabilir.
Kullan-at ürünlerin yerini geri ve ileri dönüştürülebilen, uzun süre kullanım imkanı sağlayan ve dayanıklı eko-plastik tasarımlar almaya başlıyor. Örneğin her yıl malzemelerin geri dönüşümü ve yeniden kullanımını içeren projelere verilen Ro Plastic Prize’ın bu yılki kazanan projeleri arasında 3D baskı yöntemiyle üretilen bir protez bacak yer aldı. Bu sistemle, doğal afet veya acil ihtiyaçlar durumunda çok hızlı bir şekilde mükemmel uyuma sahip protez destekler üretilebilecek. Üstelik çok daha düşük maliyetlerle ve kişiye özel olarak tasarlanabiliyor. Sürdürülebilir iyilikle teknolojinin buluşması için harika bir örnek!
Ekoturizm ile tanışın!
Ekoturizm, sürdürülebilir seyahat kavramının çok önemli bir parçası olarak dikkat çekmeye başladı. Seyahat ettiğimiz bölgenin yerel özellikleriyle uyumlanmak, doğası hakkında ön bilgi edinip seyahatimizi şekillendirmek ve gittiğimiz yerlere nasıl bir katkı sağlayabiliriz sorusunu sormakla başlayan bir yolculuk anlamına geliyor. Ekoturistler için biçilmiş kaftan rotalar arasında ise başta İsveç yer alıyor. İsveç’i Alpler ve Jura Dağları ile İsviçre, Rusya – Karelia Ormanları, koruma altındaki bölgeleriyle İspanya, Norveç ve yaylalarıyla Romanya takip ediyor. Peki ama neden bu ülkeler? Doğa dostu konaklama imkanlarının çeşitliliği, bölgede yaşayanların da ekolojik eğilimlere sahip olması ve elbette temiz hava, bu lokasyonları ekoturistlerin gözdesi haline getiriyor. Bir ekoturist olarak araçlarınızı da ona göre seçiyorsunuz. Örneğin sıfır ses ve sıfır karbon salınımı sözü veren %100 elektrikli Citroën ë-C4 ile doğayı uykusundan bile uyandırmadan keşfedebilirsiniz.
Sokak lezzetleri artık sadece mutluluk dağıtmıyor.
Sokak lezzetlerini kim sevmez diye sormayacağız bile. Bazen aile geleneğiyle hazırlanmış bir taco, yıldızlı akşam yemeklerine bile tercih edilebilir. Üstelik artık yalnızca mutluluk dağıtmıyorlar, elektrik de üretiyorlar. Nasıl mı? Sokak lezzetleriyle ünlü Kolombiya’da atık yağlarla çevresel kirlilik riski yaratan sokak satıcıları için yemeklik yağdan elektrik üreten gıda kamyonu prototipi geliştirildi.
İsmi “Self-Sufficient Food Cart” olan bu sürdürülebilir teknoloji, 3 litrelik atık yağ ile 11 saat süren kesintisiz enerji üretebiliyor! Yazının başında da dediğimiz gibi, mükemmel bir burgerden vazgeçmek yerine üretim aşamasını yeniden var edebiliriz.
Çantanız nerden? Elmadan.
Bu senenin iyi haberlerinden biri de lüks tüketim ürünlerimizin de doğa dostu olmaya evrilmesi oldu. Dünyaca ünlü tasarım evleri çantalarda ayakkabılarda elma, ananas ve mısır kabuğu kullanmaya başladı. Üstelik alıştığımız deri görünümünden ayırmak mümkün değil! Geri dönüştürülmüş altından mücevher tasarımları, bitkisel kumaşlardan üretilen mobilyalar ve hatta yat ve teknelerde kullanılan iç mekan tasarımları bile artık ileri dönüştürülmüş malzemelerden üretiliyor. Belli ki bu yıl, bir tane elmadan çanta edinmek için harika bir dönem olacak!
İleri sürüş, ileri teknoloji, ileri dönüşüm
Geldik son maddemize, burada listemize de ilham kaynağı olan Citroën ë-C4’ten bahsetmek istiyoruz. Sürdürülebilir teknoloji konusunda tüm kutuları işaretleyen bir araçla karşı karşıyayız çünkü. Çantamızdan seyahatimize her alanda dünyayı ve zevklerimizi gözetirken her günü birlikte geçireceğimiz yeni yol arkadaşımız da bu yeni eko benliğimize uyum sağlayacak. Kendisi elbette %100 elektrikli. Sıfır ses ve sıfır karbon salınımı yaratıyor, 350 km’ye varan menzil sunma avantajıyla önceki sürüş konforumuzu aratmıyor. Bakım masraflarıysa benzinli ve dizel araçlarla kıyaslandığında çok daha tasarruflu! Badem sütlü kahvemizi yudumlayacağımız 30 dakikalık bir süre içinde %80’e kadar şarj olabiliyor. Eko, Spor ve Normal olmak üzere üç farklı moduyla günümüze uyumlanıyor. Yollarda sadece Citroën ë-C4 bulunduğunu hayal edin, kuş seslerini şehrin tam ortasında duyabilirdik o zaman. Harika bir hayal değil mi? Gerçekleştirmeye hemen başlayan kişi olmak için ilk adımı buradan atabilirsiniz!
İlk yorumu siz yazın!