1996 doğumlu Belçikalı müzisyen Tamino Amir, birbirine zıt iki kültürü harmanlayarak müzik dünyasına farklı bir pencere açmış bulunmakta. Tamino, Mısır kökenli olmasına rağmen Avrupa’da yetiştiğinden hem Batı hem de Doğu kültüründen besleniyor. Zaman zaman iki farklı kültürün arasında sıkışıp kaldığını belirtiyor ise de, şarkılarında Batı ve Doğu müziği esintilerinin aynı anda görülebileceği yeni ve değerli genç müzisyenlerden.  

Tamino Amir Kimdir?

Tamino, hem Doğu’da hem de Batı’da giderek tanınıp sevilmeye başlayan bir müzisyen. Türkiye’de de popülerliğinin giderek artmasının önemli bir sebebinin insanların kendilerini Tamino ile özdeşleştirebilmesi olduğunu düşünüyorum. Doğu kültüründen gelen gelenek ve değerlere sahip olmakla birlikte, özellikle yeni nesillerin hayatında Batı kültürünün etkilerini görebiliyoruz. İki zıt kültürün arasında kalmışlık hissini pek çok kez yaşadığımızı ve hangi yönde gideceğimizi kestiremediğimizi düşünüyorum. Bu durum, özellikle kişi kendi ülkesinden taşınıp yurtdışına yerleştiği zaman ortaya çıkabiliyor. Tamino’nun da bu tür bir durumdan etkilenerek müziğini yapıyor olması, onu dinlemeye başlamak için fazlasıyla yeterli bir neden oldu benim için. 

Tamino’nun Müzik Geçmişi

Tamino’nun müzikle olan ilişkisi aslında küçüklüğünde başlamış. Dedesi Moharram Fouad, Arap dünyasında bilinen ve sevilerek dinlenen müzisyenlerden olduğundan Tamino’nun başarıyı yakalayacağı aslında tahmin edilebilir. 14 yaşındayken dedesinin antika gitarını keşfetmesiyle müzik yolculuğu başlamış ve o zamandan beri de kendi müziğini yapıyormuş. Tamino Avrupa’da büyüdüğünden Fouad’ın torunu olmanın getireceği baskıların hiçbirini hissetmediğini belirtmiş. Arap müziği ile en başlarda pek ilişikli olmayan Tamino, ufak çaplı konserler vererek ve alternatif rock müzikten esinlenerek Batı kültürünün etkilerinin görülebileceği şarkılar yazmaktaymış. Müziğinin şu anki geldiği nokta ise, büyükannesinin Lübnan’daki memleketine yaptığı bir ziyaret sayesinde olmuş. 

Lübnan’a yaptığı gezi esnasında Arap müziğine duyduğu ilgiyi keşfeden Tamino, aynı zamanda kendi şarkılarına Arap müziğinden özgün parçalar katabilme yeteneğinin de farkına varmış. 2018’de “Habibi” ile yaptığı ilk çıkışla birlikte kendine has bir müzik yaptığı anlaşılır olmuş. Özellikle Arap kökenli bu ismi seçmesinin sebebi ise ailesinin fazlasıyla kullandığı, bu yüzden aşina olduğu bir kelime olmasaymış. “Habibi” şarkısı üzerine gördüğü ilgiden sonra “Amir” isimli albümü çıkarmış ve geniş çaplı övgüyle karşılanmış. Albümde bulunan “Sun May Shine” ve “So It Goes” isimli iki şarkı, Arap mültecilerden oluşan Brüksel merkezli bir Arap orkestrasına da yer vermekte. Bu orkestraya şarkılarında yer vermesinin başlıca sebebi ise Arap müziğinin şarkılarına bir yoğunluk katacağına inanmasıymış. 

Tamino’nun Arap müziğinden esintileri kendi parçalarında kullanmasının bir diğer önemli sebebi de bir Avrupa ülkesinde, Arap kökenli biri olarak yetişmiş olmasından kaynaklanıyor. Hayatında iki farklı kültürün izlerini taşımasından dolayı ortaya çıkan arada kalmışlık hissinden oldukça etkilenmiş. Tamino, sahip olduğu farklı kimlikleri müzik sayesinde şarkılarında oldukça başarılı ve pek de göze batmayan şekilde birleştiriyor.

Bunun yanı sıra, Batı’nın Arap kültürü hakkında sahip olduğu yanlış düşüncelere de ironik bir şekilde müziğinde yer veriyor. Örneğin, “Tummy” şarkısının video klibinde Mısırlı bir firavun görülüyor. Batı insanının Araplar hakkında yanlış düşüncelere sahip olması, sanki hala Mısır’da firavunların tahtta olduğu gibi düşünceler içinde olmaları sebebiyle bu figüre klibinde yer vermiş. Belçika’da büyürken de çeşitli basmakalıp düşüncelere maruz kalmış olması da, müziğini de istemsizce şekillendirmiş. O halde yazıyı Tamino’nun ironik öğelere yer verdiği şarkısıyla bitirelim.

Kapak Görseli: Wannart

İlginizi çekebilir: Bülent Tunga Yılmaz’dan Neo-Klasik Müzik