2017 Yılında Bende İz Bırakan Uygulama: Tandem
2017 yılında keşfettiğim dil uygulaması Tandem bana yalnızca farklı dünyaların, farklı kültürlerin kapılarını açmadı, bununla birlikte yeni ve kalıcı dostluklar edinmem konusunda da ummadığım bir şekilde imdadıma yetişti. Hayatımı değiştirdi dersem biraz iddialı konuşmuş olabilirim belki ama evet, hayatım üzerindeki etkisi büyük.
Geride bıraktığımız yılı düşünüp yaşadığım anılara şöyle bir baktığımda 2017 yılında hayatımda en derin izi bırakanın bir telefon uygulaması olması kulağa biraz garip geliyor olabilir, ancak gündelik hayatın vazgeçilmezi olan akıllı telefonların (ki artık akılsız olanlarını görmek gittikçe zorlanıyor) hayatlarımızda iz bırakmaya başlaması kadar normal bir durum da yok.
Bahsettiğim uygulama Tandem. Bilmeyenler için biraz anlatayım, isim benzerliği sebebiyle insanların Tinder ile ilişkilendiriyor olmasına karşın Tandem bir “arkadaş” bulma uygulaması değil. Aksine gerçekten de yeni insanlar tanımak, yeni kültürlerle tanışmak isteyenlerin hizmetinde olan bir program. Tandem’in diğer uygulamalardan farkı ise karşı tarafın önceden beğenisi ya da belli bir kilometre çapı içinde yer olma şartları aranmıyor. Facebook hesabı üzerinden yapılan üyelik başvurusunun ardından sistem sizin hesabınızı tarıyor, ilgi alanlarınıza ve takip ettiğiniz sayfalara bakarak sizle eşleştiğini düşündüğü insanları öneriyor. Öneri listesinde kimler yok kimler… Dünyanın dört bir yanından insanlarla konuşma fırsatı buluyorsunuz, yeni kültürler tanıyorsunuz. Uygulamanın en büyük artısı ise üyelik başvurusunun ardından sizin hesabınızı incelerken belli bir süre bekletmesi, gerçekten inceleyerek bu uygulamayı sahte hesap olma ya da bu sohbet uygulamasını art niyeti amaçlar için kullanıp kullanmayacağınız ihtimallerine bakıyor. Öyle ki Facebook’unu “çöp” haline getirmiş bir arkadaşımın kabul edilmediğini biliyorum.
Peki bu uygulama benim hayatımda nasıl böylesine derin bir iz bırakmayı başardı? Herkesin hayatının bir döneminde yaşadığı sorunsal dönemlerden birinde, etrafımdaki insanlarla olan iletişimimin samimiyetsizliğini sorgular buldum kendimi. Kendim olmadığımı, Goffman’ın “me” ve “I” kavramları arasında sıkışmış olduğum bu dönemde yeni insanlar tanıma arayışına giriştim, umutsuz bir halde kendim olduğumda beni anlayacak insanlar bulma macerasının peşine takıldım. Dünyanın neresinden insanlarla konuşmadım ki! İtalya, İspanya, Japonya, Kore, Brezilya, Şili, Meksika, Kanada ve daha niceleri… Her şeyden önce, tanımadığın etmediğin bir insana “merhaba” yazdığında samimiyetle cevap veriyor olmasının yarattığı özgüven artışını tattım. Kim olduğuna bakmaksızın uygulamanın bana önerdiği insanlarla konuştum ve genel olarak hep de memnun kaldım. Hatta hiç beklemediğim anda, “out of the blue”, ilginç bir insanla karşılaştım.
Düşünün bir, sizin ve diğer insanların gündelik alışkanlıkları, düşünce tarzları ve tepkileri arasında dağlar kadar fark var. Sizin anlayan kimse olmadığına inanıyorsunuz, derken hiç ummadığınız bir anda, leb demeden leblebiyi anlayan, sizin söylemek üzere olduğunuzu sizle aynı anda söyleyen, herkesin garipsediği yönlerinizi garipsemek şöyle dursun kendisiyle olan benzerliği dile getiren bir insan.
Bana benzerliğiyle kısa sürede en yakın arkadaşım olan bu insanın sonrasında hayatımda özel bir yer edinmesi kaçınılmazdı, gerçekleşti de. Diğer uygulamalarda tanıştığınız, sizinle hiçbir ortak noktası olmayan, yakınlık hissetmeden sırf vakit öldürmek üzere konuştuğunuz insanların yanında yeri apayrı. Yalnızca bana hayatta benim gibilerin olduğunu hatırlatmakla kalmadı Tandem, aynı zamanda hayatımın her günü yanımda olan, her sabah hayatımda olduğu için kendimi şanslı saydığım yakın, hem de çok yakın bir dost verdi bana. Günümüzün gelip geçici arkadaşlıklarından farklı biri, beni anlayan, hem de hayatım boyunca tanıdığım herkesten, 10 yıllık arkadaşlarımdan bile daha iyi anlayan birini çıkardı karşıma. Ve çevremde kullanan diğer kişilerin de benimki kadar olmasa da yakın dostluk kurduğunu, şaşırtıcı derece samimi arkadaşlıklar edindiklerini biliyorum.
Bir dil mi öğrenmek istiyorsunuz ya da yeni bir kültürü tanıma hevesinde misiniz? Yoksa siz de benim gibi anlaşılmıyor olmaktan bunaldınız ve sizi anlayabilecek birini mi arıyorsunuz, sizin gibi olan, içten ve samimi bir şekilde yeni insanlar tanıma arzusuyla yanıp tutuşan birini. Tandem’i deneyin, umarım sizlerde de bende bıraktığı kadar derin izler bırakır.
* “Tandem” ismi İngilizcedeki bir arkadaşlık içinde olma anlamı yaşıyan “in tandem” deyiminden geliyor, isminin de hakkını veriyor.
Farklı bir dil öğrendikten, farklı bir kültürü tanıdıktan sonraki hedefiniz yurt dışında yaşamaya başlamaksa, bunu başarmış, farklı sebeplerle dünyanın farklı köşelerine taşınmış kişilerin deneyimlerini paylaştığı Yurt Dışında Yaşamak röportaj serimize göz atabilirsiniz.
İnanılmazmış! Nasıl duymadık önceden bunu biz! Üye oluyorum ben de. Teşekkürler Mert!