Ülkü Rowe ile: TAO ve Müziğin Evrensel Dili Üzerine
İşlerine ve müziğe tutkuyla bağlı iki kadın, bolca emek ve “o nasıl olacak” demeyi sevenlere inat “neden olmasın” mentalitesi… Sanırım Turkish American Orchestra (TAO)’yu böyle özetleyebilirim. Amerika’da yaşayan ve teknoloji ile müzik dünyalarında lider iki Türk kadını, Ulku Rowe ve Nisan Ak tarafından New York’ta kurulan Türk Amerikan Orkestrası (TAO), müziğin evrensel dili aracılığıyla farklı izleyici topluluklarına ilham vermeyi hedefliyor. Bu yenilikçi orkestra, 50’nin üzerinde profesyonel Türk ve Amerikalı müzisyenden oluşuyor ve sadece klasik batı müziği değil, Türk müziğinin her çeşidini icra ediyor! Bu heyecan verici orkestrayı bir de Ülkü Rowe’dan dinleyelim istedim.
Öncelikle bana zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. TAO’yu (Turkish American Orchestra) başından beri takip eden biri olarak ben aşinayım 🙂 Ancak ilk kez tanışacaklar için bizi hikayenin başına götürüp bu orkestrayı kurmaya nasıl karar verdiğinizden söz edebilir misiniz?
Her şey Nisan (Ak) ve benim yaptığımız bir zoom toplantısı ile başladı. O da en az benim kadar çılgın. Biz bu işi yaparız dedik, sıfırdan başladık. Turkish American Orchestra’yı kurarken hayalimiz, Türk müziğini dünya sahnesine en yüksek standartlarla taşıyan, klasik Batı müziği ile Türk müziğini harmanlayan bir kültürel köprü kurmaktı. Türk halk müziğinden, Türk cazına, film müziklerinden klasiklere kadar geniş bir repertuvarı olan, herkesin ailece keyifle dinleyebileceği bir orkestra yaratmak istedik. Bunu yaparken de genç müzisyenlerimize fırsatlar sunmak ve onların sesini Amerikan kültür sahnesinde duyurmak önemli bir misyonumuz oldu.
TAO’nun müzik repertuvarını üç kelimeyle tanımlasanız bunlar ne olurdu?
Çeşitli, heyecanlı ve yenilikçi! Türk müziğinin her türünün olduğu, klasik-müzik severlerin de hayatında ilk defa orkestra konserine gelenlerin de keyif alabileceği, şaşırtıcı bir orkestra.
Müziğin kültürel bir elçi olarak rolü sizler ve TAO için ne ifade ediyor?
Müzik, kültürel sınırları aşan evrensel bir dil. TAO olarak müziği Türk kültürünü ve mirasını dünyaya anlatan bir köprü olarak görüyoruz. Aynı zamanda, orkestramız bir sivil toplum kuruluşu olarak da genç müzisyenleri desteklemeyi ve burslar vermeyi misyon edinmiş durumda. Bu, bizim geleceğe yaptığımız bir yatırım.
TAO’nun danışma kurulunda Esin Aydıngöz ve Mehmet Şanlıkol gibi Grammy Odulu adaylığı olan kıymetli besteciler yer alıyor. İlk konserde onların eserlerini de dinleme sansı bulacak miyiz?
Evet, kesinlikle! İlk konserimizde hem Esin Aydingoz’un hem de Mehmet Ali Sanlıkol’un eserlerini dinleyebileceksiniz. Mehmet Ali NY’da bizimle olacak, Esin maalesef is durumu yüzünden gelemedi ama desteği hep bizimle. Bunun dışında Utar Artun, İlkim Sungur, Betin Güneş gibi değerli müzisyenlerin eserleri de yer alacak.
26 Ekim’de Peter Norton Shmphony Space’de gerçekleşecek ilk konser için çok da zaman kalmadı! Sizi ilk konsere dair en çok heyecanlandıran şey nedir?
İlk konserimizi Cumhuriyet’in 101. yılında yapmak büyük bir onur. Atatürk Türkiye’sinde büyüyen iki kadının kurduğu, kadın bestecilerin ve kadın müzisyenlerin arka planda olmadığı bir orkestra ile sahnede olmak, Türk müziğini Amerika sahnesinde duyurmak çok anlamlı.
Bir de Sezen Aksu şarkılarını orkestramızın seslendirecek olması müthiş bir duygu! Türk müziğinin bu ikonik ismini böylesine büyük bir sahnede yankılandırmak bizi heyecanlandırıyor. Sezen Hanım’ın ekibine bu proje ile ulaştığımızda, onların da aynı heyecanı paylaştığını görmek bizim için çok özel bir an oldu.
Bir orkestrayı bastan inşa etmek müzisyenlerin seçiminden bürokratik süreçlere pek çok zorlu asamadan geçmeyi gerektiriyor. Bunu deneyimleme şansı bulmuş kurucular olarak size en çok keyif verenler & zorlayanlalar neler oldu?
Keyif verenlerden başlayayım. Yaptığımız işten inanılmaz bir keyif alıyoruz ve bu sanırım biraz bulaşıcı! Projeyi kime anlatsak, herkes bizimle birlikte heyecanlanıyor ve bir şekilde destek olmak istiyor. Nisan’la ikimiz başladık, şimdi ise çığ gibi büyüyoruz.
Zorlu yönlere gelince, orkestra kurmak startup kurmaya çok benziyor. Sıfırdan bir vizyon yaratıyorsunuz ve bu vizyonu gerçeğe dönüştürmek için hem yaratıcı hem de operasyonel zorluklarla başa çıkıyorsunuz. Bir yandan doğru yetenekleri bulurken, diğer yandan prodüksiyon, teknik planlama, finans, dijital iletişim ve sosyal medya gibi alanlarda destek verecek geniş bir ekip oluşturuyorsunuz.
Ancak orkestra kurmanın startup kurmaktan çok büyük bir farkı var: Orkestranız ne kadar başarılı olursa olsun, bilet satışları bütçenizin ancak %30’unu karşılayabiliyor. Bu yüzden, fon yaratma ve bütçe yönetimi kritik önem taşıyor.
TAO’nun kurulum sürecinde, müzikal başarı kadar, uzun vadeli sürdürülebilirliği sağlamak için kurumsal yapıyı oluşturmak da bizim için çok önemliydi. Bu süreçlerde, Nisan’ın müzik deneyimi ve benim iş dünyasındaki tecrübelerimizle birbirimizi çok güzel tamamladık.
TAO’nun geleceğini nasıl görüyorsunuz ve nasıl destek olabiliriz?
Hayalimiz TAO’nun bir orkestradan öte hepimizin gurur duyabileceği, sahiplendigi, kalici bir bir kulturel kurum olmasi. Türk müziğini en yüksek standartlarda temsil ederken, genç müzisyenlere destek olmaya devam edeceğiz. Siz de bizi konserlerimize katılarak, orkestramızı sosyal medyada takip ederek ve sponsorlarımız arasında yer alarak destekleyebilirsiniz.
Kapak Fotoğrafı Kaynağı: Ülkü Rowe
İlginizi çekebilir: Melo Magger’dan Nisan Ak Röportaj
İlk yorumu siz yazın!