Dünyada görülmeye değer bazı şehirler var rengârenk, ama bazıları var ki tek renk. İnsanların yüzyıllardır hikâyelerle renk verdikleri, dünyanın tek renkli şehirleri, benzersiz görüntülerle sizi harika maceralara davet ediyor!

1. Mavi Şehir: Şafşavan, Fas

Fas’ın meşhur mavi şehri, namıdiğer “Fas’ın mavi incisi Şafşavan”ı Pinterest ya da Instagram’ da görmüş olabilirsiniz. Gerçekten de şehir resimlerdeki kadar mavi mi, yoksa sadece birkaç cadde ya da sokaktaki evler mi böyle?

Şafşavan kenti 1471 yılında İspanya’dan firar eden Yahudiler ve Morolar tarafından Rif dağlarında kurulmuş. Kent adını, kurulduğu Rif dağlarının şeklinin keçiboynuzuna benzemesinden alıyor. Şafşavan’ın neden mavi olduğuna gelince, bu konuda iki rivayet var. Bunlardan ilki, Yahudilerin bir geleneğiyle ilgili; Tevrat’a göre İsrailoğullarının ibadet kıyafetlerinin dört köşesinden sarkması gereken püsküllerin tekhelet rengi iplerle burulması gerekiyormuş. Bu rengi bulamayan Yahudiler mavi beyaz arası bu tonu “hilazon” isimli, denizde yaşayan kabukludan elde etmeyi başarmışlar. Ve kendi kıyafetleriyle beraber tüm şehri mavi-beyaz arasındaki tonlara boyamışlar.

Şehrin maviye boyalı olmasındaki ikinci rivayet bu rengin kötü ruhları kaçırdığına olan inanış. Hangi rivayet doğru bilmiyorum ama şehir harika bir mavi görüntüye sahip. Sokaklar, evler maviyle süslenmiş. Şehir eski Yahudi nüfusundan kalma geleneğini bugün de sürdürüyor ve dağda olduğundan dolayı etrafındaki doğal güzellikler de harika. Bu yüzden fotoğraf tutkunları için inanılmaz güzellikte bir fon oluşturuyor.

2. Turuncu Şehir: Valletta, Malta

Valetta, sarı taşlardan yapılmış göz alıcı evleri, konakları, geçit vermez surları, tarihi kiliseleriyle Malta’da görülmesi gereken bir şehir, aynı zamanda Malta’nın başkenti.

Tarih boyunca yaşanan en kanlı ve şiddetli savaşlardan biri, Saint Elmo kalesi önünde yaşanmış. Ardarda yapılan saldırılarda her iki taraf da ağır kayıplar vermiş. Surlardaki tahribat arttıktan sonra Turgut Reis komutasındaki kuvvetler altıncı saldırılarında kale surlarına ulaşmışlar, fakat Turgut Reis, başına isabet eden bir şarapnel parçası ile ağır yaralanmış ve ölmüş. Turgut Reis’in ölümünün ardından da aylarca devam eden çarpışmalardan kesin bir sonuç elde edilememesiyle kuşatma kaldırılmış. Kuşatmanın Hospitalier Şövalyeleri’nin zaferiyle sonuçlanması, Avrupa’da büyük yankı uyandırmış. Papa, Malta’nın kurtulmasından dolayı kiliselerin çanlarını çaldırmış, çünkü Malta kaybedilseymiş Roma da kaybedilmiş sayılacakmış.

Hatta ünlü düşünür Voltaire’ in bile bu savaştan abartılı bir şekilde bahsederken “Hiçbir şey Malta Kuşatması kadar ünlü değildir.” dediği belirtilir. Şövalyelerin lideri de Valletta’nın bu zaferinden sonra Avrupa’daki saygınlığı yükselmiş ve adaya yapılan maddi destek artmış, bu sayede Valletta isimli, surlarla çevrili yeni bir şehir kurulmuş.

3. Beyaz Şehir: Udaipur, Hindistan 

Hindistan’ ın kuzeyinde, Rajasthan bölgesinin güneyindeki büyük şehir aynı zamanda “beyaz şehir” olarak biliniyor. 2008’ de Travel & Leisure dergisi tarafından ziyaret edilmesi gereken ilk sıradaki şehir ödülünü almış. Şehrin tamamı, etekleri Pichola gölüne doğru süzülen yeşil tepelerle çevrili. Udaipur çok sayıda göllerin ve bahçelerin olduğu bir şehir. Şehirde 6 göl var ve bu göller Udai Singh tarafından 16. yüzyılda Berach ırmağına set çekilerek oluşturulmuş.

Beyaz şehirdeki en ünlü yapılardan biri City Palace. Mihrace’nin en görkemli kışlık sarayı. Bir uçtan diğer uca 600m uzunluğuyla Hindistan’daki ikinci büyük saray. Tamamen granit ve mermerden yapılmış sarayın balkonlarından Pichola gölü ve yazlık saray izlenebiliyor. Saray, terasları, iç mekanları, antikaları, duvar freskleri ve bahçeleri ile oldukça görkemli, turistlerin favorisi.

Beyaz şehirde yapılacak diğer bir aktivite de Pichola gölünde tekne turu. Gölün ortasında beyaz mermerden inşa edilmiş, muhteşem yazlık saray da yer alıyor. Birçoğu şimdi otele dönüştürülen zenginlerin evleri ve sarayları dışarıdan ziyaretçi kabul etmese de, akşamüstü gün batımıyla beraber yapacağınız tekne turu sizde oldukça romantik bir etki bırakacaktır. Ancak gölün yağmur yağmadığında kuruduğunu da söyleyeyim.

Beyaz şehirde gerçek Hindistan’ı yaşamak için Jagdish Tapınağı’nın bulunduğu eski şehrin dar sokaklarında yürüyebilir, Hindu tapınaklarına girip ayinleri izleyebilir, yerel ürünler satan dükkanlardan alışveriş yapabilir ve kınayla yapılan geçici dövmeyi deneyebilirsiniz.

Hindistan’ın farklı köşelerini keşfetmek isterseniz Lousalome’nin Delhi ve Goa yazılarını okuyabilirsiniz.

4. Sarı Şehir: Izamal, Meksika

Şehrin binalarının sarı renkli olmasından dolayı buraya sarı şehir ya da altın şehir deniliyor. Kasaba olarak da adlandırabileceğimiz bu küçük şehrin tarihi Mayalar dönemine dayanıyor. Bir zamanlar Maya piramitlerini barındıran (ve çoğu yerde hala Maya dilinin konuşulduğu) tepelerde inşa edilmiş.

Meksika’daki İspanyol koloni mimarisinin izlerinin olduğu bu kasabada, yürüyerek ya da atlı arabalarla dolaşabilirsiniz. Pap Hol Chac tepesindeki Castillo de Reyes manastırınının uzun koridorunu oluşturan yetmiş beş sarı ark boyunca yürüyebilir ya da kasabaya bakan piramite tırmanabilirsiniz.

Meksika’nın farklı köşelerini keşfetmek isterseniz theMagger’daki Meksiko, Cancun ve Playa del Carmen yazılarını okuyabilirsiniz.

5. Kırmızı Şehir: Marakeş, Fas

Tarihteki ilk gezginlerden olan İbni Battuta Afrika ve Endülüs’ü dolaşıp 29 yıl süren 73.000 mil uzunluğundaki yolculuğunu tamamladıktan sonra Fas’ta yaşamaya başlamış, seyahatlerinde yaşadıkları halkın dilinde dolaşmaya başlayınca yolculuğu dönemin sultanının da isteğiyle yazıya dökülmüş. Eser “Rıhle” olarak meşhur olmuş.

Marakeş’e baktığınızda Avrupa’ya çok yakın olduğunu görürsünüz. Cebelitarık Boğazı’na uzaklığı sadece 13km olan Marakeş’te, Afrika ve Ortadoğu’nun izlerini bulabilirsiniz.

Bölgede, Atlas dağlarında gezilmesi gereken ve dünya mirası listesinde yer alan Ait Ben Haddou size zaman makinesiyle çok öncelere gitmişsiniz hissini verebilir. Ait-Ben-Haddou Kalesi, onyedinci yüzyılda kilden yapılmış bir kale ve tepeye doğru yükseliyor. Kaleyi keşfetmenin en iyi yolu küçük evlerin arasından eski basamakları tırmanıp kalenin tepesine ulaşmaktır.

Bazı ünlü filmlere sahne olan bu mistik kentte en son Games of Thrones dizisinin bazı kısımları da çekilmiş.

Fas’ın farklı köşelerini keşfetmek isterseniz, theMagger’daki “Tarihin Derinliklerinden: Fas“, “Batıdaki Doğu” ve “Kuzey Fas ve Bir Sörf Macerası” yazılarını.

6. Gri Şehir: Aberdeen, İskoçya

İskoçya’nın en kalabalık üçüncü kenti olan Aberdeen, coğrafi konum olarak Kuzey Denizi’nin kıyısında yer alıyor. Dünyada Avrupa’nın petrol başkenti olmasıyla ünlü olan şehirde petrol sayesinde endüstri canlanmış. Petrol gelirlerinden dolayı yaşam standartları yükselmiş.

Gemi turlarıyla şehri denizden görmeniz  keyifli bir alternatif olabilir. Balmedie ve City Beach isimli popüler plajlarda yürüyüş yapabilir ya da İskoçya’nın en büyük balık pazarını görebilirsiniz.

İskoçya’dan farklı bir kente doğru yolculuğa çıkmak için Pelin’in ve Zeynep’in Edinburgh yazılarını okuyabilirsiniz.