Teleman: Kimi Zaman Melankolik Daima Melodik!
2012’de Londra’da kurulmuş ve indie-pop müzikte iddialı grup Teleman Zorlu PSM MIX Festival kapsamında ilk kez Türkiye’de sahne alacak. Dinleyici tarafından çok sevilen ‘Family of Alliens’ albümünün ardından ‘Family of Remixes’ albümünde farklı müzisyenler tarafından yeniden düzenlenmiş şarkılarını bir araya toplayan Teleman 16 Kasım’da Red Bull Sahnesi’nde bizlerle buluşacak.
Detaylı olarak bilmeyenler için, hikayenizi sizden dinleyebilir miyiz? Müziğin hayatınıza girmesi nasıl oldu?
Jonny ve ben (Tom) 2004’ten beri birlikte müzik yapıyoruz, kendi şehrimiz İngiltere-Reading’te başladık müzik yapmaya. Sonrasında Londra’ya taşındık ve 2012’de Teleman’ı kurduk. Müzik ilgi duyduğum, çok iyi anladığım ve hayatımı adamaya istek duyduğum tek şey. Daha küçük bir çocukken bile müzik yapmaya çok büyük ilgim vardı, içimde açığa çıkması gereken bir şeyler olduğunu hissediyordum.
Nasıl bir araya geldiniz, yollarınızın kesişmesi ve bir dörtlü olarak birlikte müzik yapma fikri nasıl doğdu?
Yaşadığımız yerde geniş bir müzik ortamı yoktu, bu yüzden müzisyenler arasında birbirlerine doğru doğal bir çekim vardı ve böyle bağlar oluşuyordu. Pete, Jonny ve ben, önceki grup üyesi arkadaşlarımızla birlikte bu ortamın birer parçasıydık, ama Londra’ya taşındığımız zaman yeni bir grup kurmaya karar verdik ve Hiro ile tanıştık, yeni projemiz için çok iyi bir davulcu olduğunu düşündük. Ve böylece Teleman doğmuş oldu.
Bize yeni albümünüz “Family of Remixes”ten bahsedebilir misiniz? İçerisinde daha pop öğeler olduğu gibi, yer yer melankolik, yer yer enerjik çok farklı dokunuşlar da var. Bu esneklikten yola çıkarak Teleman üyeleri arasındaki ilişki ile ilgili de çıkarımlar yapabilir miyiz?
Remixler bizim tarafımızdan yapılmadı, iletişim kurduğumuz başka gruplar tarafından düzenlendiler. Şarkılara yeni birer ışık kattılar, melodi ve temaların yeni deneyim yollarıyla hissedilmesini sağladılar. Çok rağbet görmeyen parçalarımızın remixlerle tamamen yeni şarkılara dönüştüğünü görmek bizim için çok güzeldi. Kayıtlar tümüyle ilginç bir stil ve ton spektrumunu gözler önüne serdi.
Yoğunlaşılan ana temalar ve dinleyiciye aktarılanlar açısından Family of Remixes, Family of Aliens ve Breakfast ile farklılaşıyor diyebilir miyiz?
3 tane stüdyo albümümüz var; Breakfast, Brilliant Sanity, and Family of Aliens. Family of Remixes aslında bizim yaptığımız bir albüm değil, başka sanatçılar tarafından yapılmış remixlerin bir araya toplanmasıyla oluştu. Son stüdyo albümümüzün yeniden keşfi ve yeniden kurgulanması diyebiliriz. Şarkıların daha sadeleşmiş ve ritim bazlı olduğu söylenebilir, daha az melodi temasına ve belli, seçilmiş sözlere odaklanıyorlar.
MIX Festivali’n 4. yılındayız! Mix, her yıl gelişip büyümeye devam eden bir festival. Yoğun festival programıyla da tanınan ve böylece dünyanın her bir köşesinde birbirinden farklı izleyici kitlelerine ulaşan başarılı bir dörtlü olarak, MIX Festival’ın bir parçası olmak ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Sizce nasıl bir dinleyici kitlesi bekliyor sizi?
Bizi neyin beklediğine dair bir fikirimizin olmaması aslında çok tazeleyici bir his. Uzun süre turda olup festivallerde çaldıkça yeni yerlerde, yani yeni ülkeler ve şehirlerde, bulunmak için daha az fırsatımız oldu. Londra’da tanıştığım Türk insanlarıyla deneyimim çok eğlenceli ve nazik oldukları yönünde, ve iyi vakit geçirmeye her zaman hazırlar (tabi yaşadığım yerdeki asla gülümsemeyen market sahibi dışında.) Bu yüzden bizim için çok olumlu bir tecrübe olacağını düşünüyorum!
İlginizi çekebilir: MagPorter’dan Zeynep Erbay Röportajı
İlk yorumu siz yazın!