Modanın uzun zamandır spordan ilham aldığını biliyor muydunuz? Son dönemde açık hava sporlarına olan ilginin artmasının sonucu olarak tenniscore estetiğinin her geçen gün popülerleştiğini görüyoruz. Üstelik tenniscore ile bu estetik kortlardan sonra artık podyum ve sokaklara da taşınıyor. 

Tenniscore estetiğine ait videolar özellikle ‘Z kuşağı’ tarafından ilgiyle takip edilen ve günümüzde bir trend belirleme plartformu haline gelen TikTok’ta 170 milyona yakın görüntülenme aldı. Yani TikTok’un etkisiyle moda dünyasında büyük bir yankı uyandırmayı başardı diyebiliriz. Peki Tenniscore estetiğinin oluşumunda etkili olan faktörler neler? Öncelikle tenis sporu ortaya çıktığı yıllardan beri lüks yaşam stiliyle özdeşleştiriliyor. Tenisin çoğunlukla şehir kulüplerinde ve seçkin otellerde oynandığını düşündüğümüzde bu, elbette şaşırtıcı değil. Bununla birlikte tenis kortlarında lüks moda markalarının üniformalarının başrolde olduğu yadsınamaz bir gerçek. Seçkin kesime hitap eden ‘Yüksek Moda’ kavramıyla tenis sporunun bir araya gelip moda ve tenisi birbirleriyle ilişkili hale getirmesi tenniscore estetiğinin ayak seslerini duyuruyor.

90’lı yılların moda ikonu olan Prenses Diana tenniscore estetiğini en iyi yorumlayan kişilerin başında geliyor. Diana; biker şortları, kolej sweatshirtleri ve tenis etekleriyle estetiğin önlenemez yükselişine katkıda bulunanlardan. Tenniscore estetiğini başarılı bir şekilde yorumlayan bir diğer isim ise ünlü oyuncu Farrah Fawcett. Beyaz şortu, polo tişörtü ve spor ayakkabılarıyla estetiğin olmazsa olmaz tüm kodlarını üzerinde taşıyor. Bu isimlerin yanında sinema da tenniscore estetiğinin popülerliğinin artmasında büyük bir rol oynayanlar arasında: The Royal Tenenbaums, Wimbledon, King Richard gibi şehir kulübü ve lüks moda ruhunu başarıyla aktaran filmler bu estetiğin, moda dünyasında ikonik bir stil olarak konumlandırılmasına katkı sağlıyor. 

Tenniscore estetiğe olan ilginin günden güne artmasının nedenlerinden biri de tenis oyuncularının sosyal medya aracılığıyla moda sektöründe ilham veren kişiler haline gelmeleri. Günümüzde başarılı tenisçiler yüksek moda markalarıyla işbirliklerine imza atıyor. 2020 yılında Sports Illustrated tarafından yılın sporcusu seçilen Naomi Osaka, Louis Vuitton’la; Gland Slam şampiyonu Sloane Stephens, Solid&Striped ile; ünlü tenisçi Coco Gauff, New Balance ile yaptıkları anlaşmalarla moda ve tenisin bağlarını iyice güçlendirmiş durumdalar. 

Bu estetiğin yüksek modadaki etkilerine bakalım… Gucci, Bottega Veneta, Dior, Miu Miu, Ralph Lauren, Lacoste gibi lüks moda markaları yeni koleksiyonlarında tenniscore olarak tanımlayabileceğimiz anahtar parçalara yer verdiler. Gucci’nin Adidas ile yaptığı işbirliğinde karşımıza tenis etekleri ve tenis ayakkabıları çıkarken; Lacoste’un 2022 İlkbahar/Yaz defilesi A-kesim elbiselere, vizörlere, jarse örgülere ve beyaz-yeşil renk skalasına ev sahipliği yaptı. Tüm bunlara baktığımızda yüksek modanın bize anlatmaya çalıştığı şeyin tenis kıyafetlerini üzerimizde taşımak için bir tenis oyuncusu olmamızın gerekmediği olduğunu görüyoruz. 

Tenniscore estetiğinin anahtar parçaları arasında tenis etekleri, biker şortlar, polo tişörtler, sweatshirtler, A-kesim elbiseler ve tenis ayakkabıları yer alıyor. Estetiğin renk paleti ise ağırlıklı olarak beyaz ve yeşil tonlarından oluşuyor. Önce kortlardan podyumlara daha sonra da sokaklara taşınan tenniscore estetiğinin moda sektöründeki etkisi hız kesmeden devam ediyor. Günlük hayatımızdaki giyim tarzımıza kolaylıkla uyarlanabilen bu estetik, önümüzdeki dönemde geçici bir trend olmaktan sıyrılıp zamansız ve kült bir stil haline geleceğe benziyor. 

Kapak Fotoğrafı: Vogue NL

İlginizi çekebilir: Chic Magger’dan Güncel Moda Terimleri Sözlüğü