The Favourite filminin senaristlerinden Tony McNamara’nın Hulu yapımı dönem dizisi The Great, tıpkı büyük beğeni toplayan film gibi türün kalıplarını ve tarih yazımının erilliğini alaşağı ediyor. Dizinin odağındaysa bu kez İngiliz kraliyetinden az tanınmış bir kraliçenin değil, Çarlık Rusya’sını on sekizinci yüzyılda ülkeyi her anlamda farklı bir seviyeye taşıyarak tarihe geçmiş bir kadının, Çariçe II. Katerina’nın, ya da diziye verdiği adıyla Büyük Katerina’nın hikayesi var. 

the great - elle fanning
Elle Fanning, The Great

Bence 2018’in en iyi filmi olan The Favourite’ın başarısının kaynaklarından biri, eril bir dille yazılmış tarih kitaplarında erkek hükümdarların arasında sıkışıp kalmış, çok dillendirilmemiş bir dönemin kraliçesinin saray hayatının ve entrikalı dünyasının kapılarını aralıyor oluşuydu. Bir diğeri, erkeklerin birer karikatüre dönüştüğü o sarayda üç kadının oynadığı oyunlar ve kurduğu stratejileri başka üç kadının güçlü performanslarıyla bize aktarmasıydı. Cinsellik odaklı tabuları ve didaktik politik doğruculuğu ezip geçen, olabildiğine komik, tarihi baştan yorumlayan bir filmdi. İşte saydığım tüm bu özellikler, The Favourite‘ın senaristlerinden Tony McNamara‘nın yaratıcısı olduğu yeni bir dizide, yeniden hayat buluyor: Rus Çarlığı’nın on sekizinci yüzyılda en görkemli dönemlerinden birini yaşamasını sağlamış olan hükümdar II. Katerina‘nın, ya da diziye verdiği adıyla Büyük Katerina‘nın hikayesini anlatan Hulu dizisi The Great.

the great - nicholas hoult
Nicholas Hoult, The Great

The Great, Elle Fanning‘in canlandırdığı Catherine‘in, tanımadığı bir hükümdarla evlenmek üzere Prusya’dan Rusya’ya gitmesiyle başlıyor. Nicholas Hoult‘un canlandırdığı Rus hükümdarı Peter, babası Peter the Great‘in görkemli döneminin ve başarılarının altında ezilmekten türlü sorunlar yaşayan, devlet yönetmekten ya da stratejiden zerre anlamayan, zevkine ve seks hayatına oldukça düşkün, başta başpiskopos olmak üzere etrafındaki danışmanlarının kolay manipüle edebildiği bir adam. Kısa sürede, ikisi arasındaki evlilik ilişkisinin tamamen bir veliaht ‘üretme’ odaklı olduğunu anlıyoruz. Avrupa’daki Aydınlanma hareketinin fikirleriyle, metinleriyle, eserleriyle büyümüş, sanata ve bilime sonsuz güveni olan Catherine ise dilini ve kültürünü bilmediği bu ülkede bir objeden farksız konumda olmayı ilk andan itibaren reddediyor. Tüm bunlar tek bir fikrin filizlenmesiyle sonuçlanıyor: Peter’ı tahtan indirip Catherine’in Rusya’yı yöneteceği bir dünya fikriyle… Başta Peter’ın kalbini kazanmak için kendine söz veren Catherine, dizi boyunca Rus tahtını kazanmaya uğraşıyor kısacası.

the great
The Great

Bir zamanlar Netflix’in bir sosyal medya paylaşımında dile getirdiği gibi, “Tarih en büyük spoiler’dır.“. Catherine’in eninde sonunda amacına ulaşacağını, Catherine The Great olarak Rusya’ya hükmedeceğini biliyoruz. Fakat diziyi izlerken, onun bu yolda adım adım ilerleyişini – çoğu zaman tökezleyişini, hatta bazen başarısızlığa uğrayışını – görmek bir an bile tahmin edilebilir bir hâl almıyor. Tarih kitaplarındaki sıkıcı, güçlü ve yenilmez erkekler, zeki bir kadının hamleleriyle farkında bile olmadan eziliyor, aşağılanıyor, yeniliyor. Ölümle dahi dalga geçmeyi, cinselliği konuşmayı, tabuları yıkmayı biliyor The Great. Her bölümde kendi içinde katmanlı bir şekilde ilerleyen senaryo, politik olayların ya da sarayın içindeki olayların paralelinde Catherine’in, Peter’ın ya da her ikisinin karakteri hakkında yeni bir ipucu veriyor.

The Great

Tarihi dizileri bir belgesel ciddiyetinde izleyenlerdenseniz, şimdiden uyarayım. Ben ilk sezonu birkaç günde tükettikten sonra II. Katerina’nın hayatını araştırmaya başlayınca gördüm ki, dizinin akışını çok daha akıcı hale getirmek için atlanmış bazı detaylar, çarpıtılmış bazı olaylar ya da ilişkileri değiştirilmiş karakterler söz konusu. (En basitinden, Peter the Great’ın Peter’ın babası değil dedesi olması ve dizideki yan karakterlerden bazılarının Peter’dan önce tahta geçmiş olduğunu öğrendim.) Ama zaten dizinin kendisi de “arada sırada gerçeklere dayandığı” bilgisini olabildiğince sahipleniyor ve başlığının yanına bir slogan olarak iliştiriyor.

Tüm odak noktası büyük bir imparatorluğu içeriden ele geçiren ve yıllarca elinde tutmayı başaran bir kadının hikayesi olan ama yer yer tarihi çarpıtmayı sorun etmeyen bir dönem dizisi fikri hiç cazip gelmiyorsa, sizi Osmanlı İmparatorluğu’nu defalarca yenilgiye uğratan ve Kırım’ı Rus topraklarına katan o hükümdarın bir kadın olduğunun mümkün olduğunca gizlendiği tarih kitaplarınızla baş başa bırakayım.

İzleyecek olanlara ise iyi seyirler. Huzzah! *bardak kırar*

https://www.youtube.com/watch?v=hJGedvRfHYg

IMDb Puanı: 8.0/10