Timur Selçuk’a Veda: Kalırsa Da İçimizde Bir Derin Sızı Kalır
Timur Selçuk, Türk Müziği Tarihi’nin en renkli, verimli ve karizmatik besteci ve yorumcularından biriydi. Özellikle damga vurduğu 1970’lerde Ayrılanlar İçin, İspanyol Meyhanesi, Beyaz Güvercin, Pireli Şarkı gibi besteleri Türk Pop Müziği’nde kendine özgün, derinlikli bir yol açmıştı. O yoldan da çok giden olmadı; Selçuk’un özgün müziği günümüze kadar ulaştı. Aldığı piyano ve bestecilik eğitimini Fransa dönüşü Türk Pop Müziği’ne uyarlaması ortaya orkestrasyonu zengin, yarı-senfonik, Fransız Altılıların teatral müziğini, Kabare Müzikleri’ni ve Fransız Chanson’larını andıran piyano eşliği ile çok özgün bir müzik ortaya çıkardı. Ülkenin o dönemki politik, toplumsal, sanatsal ve kültürel atmosferinin de etkisiyle sadece Türk Müziği’ne değil Kültür ve Sanat Tarihi’ne de büyük izler bıraktı.
Timur Selçuk da bu dünyadan göçtü…. Ve onunla özdeşleşen şarkılarından, Ümit Yaşar Oğuzcan’ın bir şiirinden bestelediği ‘Ayrılanlar İçin’ de dediği gibi ‘‘(…) İçimizde bir derin sızı kaldı’’.
1989 yılında Eurovision Şarkı Yarışması’nda Türkiye bir Timur Selçuk besteci olan ‘Bana Bana’ ile temsil edilmişti. Ben o yarışmayı BBC’den seyrediyordum. BBC’de yarışması sunan kişi Timur Selçuk parçayı yönetmeye başlar başlamaz şöyle demişti: ‘Here goes the boy, Timur Selçuk’… Timur Selçuk şarkıyı yönetirken adeta kendini kaybetmişti.
Şarkı bittiğinde de ‘gecenin en ilgi çekici orkestra şefi’ yorumunu yapmıştı sunucu. Şarkı sadece 5 puan aldı ve 22 şarkı arasından 21. oldu. ‘Bana Bana’ çok iyi beste ancak şunu sormadan da edemiyor insan: Eurovision gibi ‘kitsch’ bir şarkı yarışması için bu derece yoğun, sıradan bir müzik dinleyicisinin anlayamayacağı için ancak alay edebileceği düzeyde bir opera/müzikal yapısı taşıyan şarkıyı seçerken bölgesel olarak belirlenen jüri ne düşünüyordu? Timur Selçuk Eurovision Türkiye seçmelerine niçin böyle bir şarkıyla katıldı? Bunlara hala anlamlı bir cevap veremiyorum ama Timur Selçuk öyle büyük bir müzik insanı ki Türkiye’deki ‘Eurovision lanetine’ uğramadan hak ettiği gibi hatırlanmaya ve anılmaya devam etti.
Timur Selçuk, Türk Müziği Tarihi’nin en renkli, verimli ve karizmatik besteci ve yorumcularından biriydi. Özellikle damga vurduğu 1970’lerde Ayrılanlar İçin, İspanyol Meyhanesi, Beyaz Güvercin, Pireli Şarkı gibi besteleri Türk Pop Müziği’nde kendine özgün, derinlikli bir yol açmıştı. O yoldan da çok giden olmadı; Selçuk’un özgün müziği günümüze kadar ulaştı. Aldığı piyano ve bestecilik eğitimini Fransa dönüşü Türk Pop Müziği’ne uyarlaması ortaya orkestrasyonu zengin, yarı-senfonik, Fransız Altılıların teatral müziğini, Kabare Müzikleri’ni ve Fransız Chanson’larını andıran piyano eşliği ile çok özgün bir müzik ortaya çıkardı. Ülkenin o dönemki politik, toplumsal, sanatsal ve kültürel atmosferinin de etkisiyle sadece Türk Müziği’ne değil Kültür ve Sanat Tarihi’ne de büyük izler bıraktı.
Timur Selçuk, hem şanslı hem de şansız sayılabilecek bir ailede doğdu: Babası Cumhuriyet Dönemi Klasik Türk Musikisi’nin en büyük besteci ve icracılarından biri olan Münir Nurettin Selçuk’du. Böyle bir babanın oğlu olarak doğmak, hele de müziği seçen biri için hem bir şans hem de şansızlık olabilir. Onun için bu büyük bir şans oldu ve besteci bunu bir avantaja dönüştürdü. Babasının müzikal yeteneğini alan Timur Selçuk çok küçük yaşlardan itibaren piyano dersleri aldı. Galatasaray Lisesi’nde okurken konservatuvarda müzik eğitime devam etti. Sonrasında da Paris’e giderek Ecole Normale de Musique de Paris’te bestecilik eğitimini tamamladı. Türkiye’ye dönüşünden kısa bir sonra da müzikal anlamda ciddi bir popülariteye kavuştu.
Timur Selçuk’un Türk Müziği’ne katkıları elbette unutulmaz balladlar ama onun bir besteci ve yorumcu olarak müzikal etkisi bu şarkıların çok ötesinde.
Timur Selçuk pop müziğe çok sesli, teknik ve orkestrasyon açısından derin bir boyut katmıştır. 1974 tarihli İspanyol Meyhanesi albümü bunun en ilk ve en tipik örneğidir.
Timur Selçuk, ağırlıklı olarak Türk Şairleri’nin şiirlerini bestelemiştir. Ümit Yaşar Oğuzcan ağırlıklı olmak üzere, Nazım Hikmet, Atilla İlhan, Faruk Nafiz Çamlıbel gibi şairlerin şiirlerini bestelemiş olması müziğinde pop müzik alanında faaliyet gösteren neredeyse hiçbir müzisyenin yakalayamadığı bir derinliğe ulaşmasını sağlamıştır.
Bir yorumcu olarak da Timur Selçuk Türk Müziği’ne büyük bir yenilikler getirmiştir. Sesini farklı tonlarda kullanarak yorumlarına teatral bir atmosfer katar. Atilla İlhan’ın bir şiirinden bestelediği Karantinalı Despina, Orhan Veli’nin şiirini kullandığı Pireli Şarkı ve Ekonomi Bilgisi gibi yapıtlar onun yorumcu olarak özgünlüğünün en iyi görülebileceği şarkılardır. Fransız Chanson ve Kabare müziklerinin teatral geleneğinin Türkiye’deki en mükemmel örnekleridir bu yorumlar.
Karantinalı Despina
Pireli Şarkı
Ekonomi Bilmecesi
Popülerlik kazanan şarkıları dışında Timur Selçuk’un bestecilik yeteneklerini gösterdiği asıl alan onun tiyatro ve film müzikleridir. Timur Selçuk Türk Müziği’nin en önemli tiyatro müziklerini bestelemiştir. Özellikle ‘Abdülhamid Düşerken’ filmi için yaptığı müzik ayrı bir hayranlığı hak eder.
Benim kendisiyle müzikal anlamda ilk tanışmam olan 1984 tarihli, Mithat Cemal Kuntay’ın büyük romanı ‘Üç İstanbul’dan TRT için aynı adla uyarlanan ve Feyzi Tuna’nın yönettiği dizi için bestelediği müzik de Klasik Türk Musikisi ile senfonik müziğin buluştuğu ilginç bir örnektir ve Türk Beşleri’nden Hasan Ferit Alnar’ın müziğini anımsatan bir şekilde makamsal müzik ile batı oda müziğini bir araya getirir:
Pek çok büyük sanat adamında görüşen düşünsel gelgitler, pek çok kişi için tutarsızlık olarak görülebilecek siyasi yalpalamalar Timur Selçuk’un yaşamında da görülür. Bunlar farklı platformlarda tartışılabilir ama bir müzisyen söz konusu olduğunda tek ölçüt kulaktır. O yüzden de ışıklar gece bahçelerine yansıdıkça bir Timur Selçuk besteci gibi dinleyeceğiz Samanyolu’nun hisarbuselik şarkısını…
BBC Arşiv Odası 1992: Timur Selçuk ile yapılan bu söyleşide onun müzik ve sanatı üzerine ve Türk Müziği hakkındaki görüşlerini bulabilirsiniz.
Kapak fotoğrafı: discogs.com
İlginizi çekebilir: Mert Tanöz’den Erol Büyükburç
Allah rahmet eylesin..
Hep güzel hatırlayacağız. Beni Kör Kuyularda Merdivensiz Bıraktın çalıyor listemde günlerdir...Çok severim. İyi ki yazmışsınız elinize sağlık!
teşekkür ederim...