Türk Çağdaş Sanatçılar: Bu İsimleri Takip Edin
Çağdaş Türk sanatı modernleşen dünyanın getirisiyle giderek daha tanınır bir hal alıyor. Bu anlamda çağdaş sanatın çeşitli alanlarında başarılı eserler üreten, isimlerini tüm dünyaya duyurmuş birçok sanatçımız var. Böyle düşünerek Türkiye’nin öncü performans sanatçıları arasında yer alan Şükran Moral’dan Refik Anadol’a uzanan ve mutlaka takip etmeniz gerektiğini düşündüğümüz çağdaş sanatçıları sizin için listeledik. İşte başarılarını dünyaya kanıtlamış sanatçılarımızdan bazıları.
Türk Çağdaş Sanatçılar
Ayşe Erkmen
1949, İstanbul doğumlu olan Ayşe Erkmen, yarattığı mekana özgü sanat eserleri ve yerleştirmeleri ile tanınıyor. Son yıllarda Londra, Berlin, Basel ve İstanbul’daki sergileri ile dikkat çeken sanatçının Viyana, Düsseldorf, Amiens ve İstanbul gibi şehirlerde kalıcı yerleştirmeleri bulunuyor. 54. Venedik Bienali’nde “Plan B” yerleştirmesi ile Türkiye’yi temsil eden sanatçı, yaşamını ve çalışmalarını İstanbul ve Berlin’de sürdürüyor.
Çoğu eserinde, içinde yer aldığı sosyal ve fiziksel çevreden yola çıkan ve yapıları kendine has yorumuyla yeniden konumlandıran Ayşe Erkmen’in mekan olgusuna farklı bir bakış açısı kazandırdığını söylemek mümkün. Ayşe Erkmen’in Haliç kıyısında sergilenen “Haliç Haliç’te” isimli eseri 17. İstanbul Bienali kapsamında şehre armağan edildi. Günün farklı anlarında farklı ışıkları yansıtan ve Haliç’in karakteristik formuna odaklanan eser, Haliç’in üzerine akşamüstleri yansıyan güneşle birleşince “altın boynuz” olarak anılan simgesine atıfta bulunuyor. Sanatçı, Dirimart tarafından temsil ediliyor.
Refik Anadol
1985, İstanbul doğumlu Refik Anadol, İstanbul Bilgi Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümünü fotoğraf ve video alanında çift ana dal yaparak tamamladı. Anadol, medya sanatçısı, yönetmen ve makine zekası estetiğinin öncüsü olarak tanınıyor. Sanatçı, aynı zamanda UCLA Tasarım Medya Sanatları Bölümü’nde öğretim görevlisi. Refik Anadol Studio ve RAS LAB’ın sahibi olduğu ve işlettiği Los Angeles, California’da yaşamını sürdürüyor. Anadol’un çalışmaları, her yerde bulunan bilgi işlemin insanlığa dayattığı zorlukları ve olasılıkları yapay zeka çağında insan olmanın ne anlama geldiğini ele alıyor. Makinelerin günlük yaşamımıza egemen olduğu günümüzde, zaman ve mekan algısının nasıl kökten değiştiğini araştırıyor.
Sanat, bilim ve teknolojinin merkezinde yer alan Anadol’un mekana özel üç boyutlu veri heykelleri ve resimleri, canlı işitsel/görsel performansları ve sürükleyici enstalasyonları çeşitli sanal ve fiziksel biçimler alıyor. Sanki tüm binalar yeniden hayat buluyor, zeminler, duvarlar ve tavanlar sonsuzluğa doğru kayboluyor, nefes kesen estetik geniş veri alanlarından şekilleniyor ve bir zamanlar insan gözünün göremediği her şey görünür hale geliyor. Sanatçıyı Türkiye’de Pilevneli Gallery temsil ediyor.
Esra Gülmen
1986, İstanbul doğumlu sanatçı Esra Gülmen, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık bölümünden mezun olduktan sonra aynı bölümde üç yıl Araştırma Görevlisi olarak Temel Tasarım dersleri verdi. Berlin’de açtığı kişisel sergisi ‘Don’t I look Turkish?’ sergisi ile ses getiren, daha çok el yazısı grafikleri ile tanınan tasarımcının yapıtları insan psikolojisi ve gündelik hayatta hepimizin yaşadığı küçük mücadeleler ve zorlanmalar etrafında şekilleniyor. Kağıt, kanvas, kumaş, mermer gibi güzel sanatlara dair malzemelerin yanı sıra gündelik objeleri de birer tuval gibi düşünerek yüzey niyetine değerlendiriyor.
Pek çok karma serginin yanı sıra ‘Don’t Play With My Emotions’, Pilevneli Galeri (İstanbul); ‘Don’t I look Turkish?’, BOLD (Berlin); ‘It’s just OK.’ XH Cube x Markenfilm Crossing (Hamburg); ‘Thirteen’, Cafe Struik, (Amsterdam) adlı kişisel sergilere imza atan sanatçı, Lürzer’s Archive Magazine tarafından dört kez dünyanın en iyi 200 illüstratörü arasında gösterildi. Gülmen, yaşamına ve üretimlerine Almanya’da devam ediyor. Sanatçıyı Türkiye’de Pilevneli Gallery temsil ediyor.
Ayla Turan
1973, Almanya doğumlu Ayla Turan, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü mezunu. Çocuk figürlerinden oluşan heykelleriyle son dönemin ilgiyle takip edilen sanatçılarından biri. Çocukluk yıllarında cam macun ve tebeşirlerden heykeller yapan Ayla Turan, günümüzde yarattığı çarpıcı çalışmalarla dikkatleri üzerine topluyor. Ayla Turan’ın heykellerinde çocukluğun saflığına, merakına ve güzelliğine dair birçok şeyi keşfetmek mümkün.
Son dönemde ağırlıklı olarak kullandığı polyesterin yanı sıra Türkiye ve yurt dışında kamusal alanlarda yer alan metal ve mermer heykelleriyle önce çıkan sanatçı, 2020’de 4. kişisel sergisini açtığı Pg Art Gallery tarafından temsil ediliyor. Turan çalışmalarına ve yaşamına İstanbul’da devam ediyor.
Server Demirtaş
1957, İstanbul doğumlu Server Demirtaş, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nden mezun. Akademi’de Devrim Erbil atölyesinde eğitim alan sanatçı,1984 yılında mezun olduktan sonra Türk soyut sanatının önde gelen isimlerinden Adnan Çoker ile ortak çalışmalar yaptı. Kendini her zaman bir heykeltıraş olarak konumlayan Demirtaş’ın ilk dönemlerinde gerçekleştirdiği, gazeteleri PVC’yle kaplayıp katmanlardan oluşturduğu üç boyutlu yerleştirmeleri, dönemi için öncü ve ses getiren çalışmalardan biri olmuştur.
Demirtaş’ın sürekli değişimi arayan yenilikçi sanat anlayışı 1997 yılında farklı makine parçalarını bir araya getirerek oluşturduğu hareketli heykeller dönemini başlatıyor. Hiçbir mühendislik eğitimi almayan sanatçının oldukça uzun süreçler gerektiren mekanik heykelleri, Türkiye’de kinetik heykel sanatının önemli örneklerinden. Sanatçı Bozlu Art Project tarafından temsil ediliyor.
Vahap Avşar
1965, Malatya doğumlu Vahap Avşar, 1985-1989 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun. Katranlı keçe üzerine metalik gümüş boya uygulayarak geliştirdiği özgün bir teknikle dünya çapında ün kazanan ressam ve heykeltıraş Vahap Avşar’ın eserleri İstanbul, İzmir, Ankara, Berlin, Amsterdam, Roma ve New York’ta sergilendi.
Avşar’ın, sanat çevreleri tarafından “minimalist ve sarsıcı” olarak tanımlanan eserleri eleştirel bir alt metne sahip. Avşar, çalışmalarına ve yaşamına New York’ta devam ediyor.
Şükran Moral
1963, Samsun doğumlu Şükran Moral, Türkiye’nin öncü performans sanatçılarından birisi. Sanatçı çoğunlukla kadın bedenini, kadın kimliğini ve Türkiye’de kadına olan bakışı sorgulamamızı sağlayan performanslara imza atıyor. Bu performanslarını hamam, genelev ve akıl hastanesi gibi sıradışı mekanlarda gerçekleştiriyor.
Arter, İstanbul, The British Museum, Londra, İstanbul Modern Sanat Müzesi, Victoria & Albert Museum ve Londra dahil olmak üzere çok sayıda kamu ve özel koleksiyonda eserleri bulunmaktadır. Sanatçı, çalışmalarını İstanbul ve Roma’da sürdürüyor.
Gülay Semercioğlu
1968, İstanbul doğumlu Gülay Semercioğlu, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde tamamladığı eğitiminin ardından aynı üniversitede sosyal bilimler yüksek lisansı yaptı. Sanatçı, düz zeminlere yerleştirdiği onlarca vidaya ördüğü renkli metal tellerden oluşan soyut çalışmaları ile tanınıyor. Metal yüzeyden yansıyan ışıkla elde edilen derinlik ve tellerin yönleri ile elde edilen yüzey farklılıklarının ortaya çıkardığı formları her daim dikkat çekici.
Semercioğlu’nun eserleri bugün İstanbul Modern, Dubai’de Farhad Darjam Collection ve New York’ta Metropolitan Museum of Art gibi müzelerin sürekli koleksiyonlarında yer alıyor. Sanatçı, Pi Artworks tarafından temsil ediliyor.
Alican Leblebici
1991, Adıyaman doğumlu sanatçı, 2013 yılında Marmara Üniversitesi Resim Öğretmenliği Bölümü’nden mezun. Hiper-realist portreleri ve otoportreleriyle tanınan Alican Leblebici; fotoğraf, enstalasyon, video, heykel gibi farklı disiplinlerde üretimler gerçekleştiriyor. İlk dönem işlerinde portre ve otoportre çalışmalarıyla ön plana çıkan sanatçı şimdilerde ise güç kavramını sanat, beden ve politika aracılığıyla araştırıyor.
Sanatçının en ilgi çeken işlerinden biri olan ‘Otoportre ve Kimlik Kartları’ eseri, kimlik kartına basılmak üzere çektirdiği vesikalık portre fotoğrafını resmettikten sonra, resmin fotoğrafını çekip nüfus müdürlüğünde kimliğini yenileten sanatçı bu eseriyle oldukça adından söz ettiriyor. Mixerarts ve Pilot gibi galerilerde solo, Mixer, Pilevneli, P&G galerinde grup sergilerine katılan sanatçı çalışmalarına İstanbul’da devam ediyor.
Seçkin Pirim
1977, Ankara doğumlu Seçkin Pirim, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü mezunu. Mekana özgü yerleştirmeleri oldukça popüler olan sanatçı, heykel ve tasarım alanında yirminin üzerinde ödüle layık görüldü. Sanatçının, yerel ve uluslararası sanat kurumlarında çok sayıda kişisel ve karma sergide yer alan eserleri; Borusan Sanat, Pera Müzesi, Museum Haus Konstruktiv, Glory Yeh Museum & Sculpture Park, Yverdon-les-Bains ve Saatchi Gallery’de sergilendi. Çin Ulusal Sanat Müzesi, İstanbul Modern Sanat Müzesi, Eczacıbaşı Vakfı Koleksiyonu, Odunpazarı Modern Müze, Baksı Müzesi ve Elgiz Müzesi gibi özel koleksiyonlarda da eserleri bulunuyor.
Geçtiğimiz sene Louis Vuitton’un İstanbul mağazasını tasarlayan, Maldivler ‘de Joali Being’de içine girilebilen “Gate of Zero” heykelini yaratan Seçkin Pirim, son dönemlerde yaptığı işlerle adından uluslararası arenada oldukça söz ettiriyor. Sanatçı, Dirimart tarafından temsil ediliyor.
Taner Ceylan
1967, Almanya doğumlu Taner Ceylan; “duygusal gerçekçi” ve hipergerçekçi resimleriyle tanınıyor. 1991 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra 1995’te Nurnberg’de gerçekleşen “Monte Carlo Style” başlıklı sergisi ile adını duyuran sanatçı, birçok eserinde homoerotizm, cinsellik, eşcinsellik, şiddet gibi temaları işliyor. Taner Ceylan’ın eserleri bugüne kadar İstanbul, Nurnberg ve New York’taki solo sergiler ile, Berlin, Rotterdam, Madrid, Basel, New Orleans ve Luxemburg’daki grup sergilerinde yer aldı. “Spiritual” (Ruhani), 2009’da Londra’da düzenlenen Sotheby’s müzayedesinde 70.000 sterline satılarak Ceylan’ın en tanınan eseri haline geldi.
Ceylan’ın 15 yıl aradan sonra geri döndüğü, Kanlıca’daki Sipahiler Mehmet Emin Ağa Yalısı’nın bahçesinde ziyaretçileri bir İstanbul heykeli karşılıyor. Üzerinde örtü olan bu mermerden siluet, Taner Ceylan’ın Olympos’taki evinin bahçesinde dolaşırken zihninden geçen bir heykel imgesinin canlanmasından yola çıkarak oluşuyor.
Hale Tenger
1960, İzmir doğlumlu sanatçı Hale Tenger, farklı türlerde verdiği eserleriyle, özellikle de büyük ölçekli yerleştirmeleriyle tanınıyor. Alışılmadık malzemelere, heykel, ses ve videoya eserlerinde sıkça yer veren sanatçı, tarihi, kültürel, toplumsal, politik ve psikolojik referansları ile de dikkat çekiyor. 1986’da British Council ödülünün sahibi olan Tenger’in eserleri Vehbi Koç Vakfı, İstanbul Modern ve Museum voor Moderne Kunst Arnhem gibi prestijli sanat koleksiyonlarında yer alırken; sanatçının son yıllarda solo sergilerinin düzenlendiği kentler arasında New York, Washington DC, Berlin, Bonn, Rotterdam, Viyana, Eindhoven, Kopenhag ve Cenevre gibi kentler bulunuyor.
Sanatçı, yaşamına ve çalışmalarını İstanbul’da sürdürürken; İstanbul’daki solo sergileri 1990’dan bu yana Galeri Nev ’de düzenlenmeye devam ediyor. Hale Tenger’i Türkiye’de Galeri Nev İstanbul temsil ediyor.
Nilbar Güreş
1977, İstanbul doğumlu Nilbar Güreş, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü ve Viyana Güzel Sanatlar Akademisi Resim ve Grafik Bölümü mezunu. Sanatçı çalışmalarında özellikle kadın kimliği, kadının toplumdaki yeri, kadın- ev- kamusal alan arasındaki ilişki ve Avrupa’da Müslüman kadınlar gibi toplumsal konulara odaklanıyor. New York’taki International Center of Photography’nin konuk sanatçı programının sanatçılarından olan Nilbar Güreş, fotoğrafın yanı sıra kolaj, video ve performans sanatı ile de ilgileniyor.
New York, Londra, İstanbul, Viyana, Stuttgart ve Salzburg’da kişisel sergilerine yer verilen sanatçı, yaşamını ve çalışmalarını Viyana ve İstanbul’da sürdürüyor. Geçtiğimiz sene İsviçre’deki sanat müzesi Kunsthaus Pasquart tarafından resim alanında çalışan sanatçılara öncelikli olarak dağıtılan 2021 Prix Maud Mottier ödülünün sahibi oldu.
Evren Erol
1977, İstanbul doğumlu Evren Erol, Yıldız Teknik Üniversitesi Serigrafi bölümü ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nden mezun. Heykellerini “koşullara göre kendi varoluşunu biçimleyen düşünce ve kavramların, bilinçaltında yer alan değişimin yansıması” olarak tanımlayan Erol, değişim, dönüşüm, karşıtlık, ret ve kabul bağlamı gibi konularda, metaforlar üzerine kurulu, akılda kalıcı imgelerden oluşan heykeller üretiyor.
Heykel çalışmalarının yanı sıra illüstrasyonlarıyla da dikkat çeken Evren Erol, yaşamına ve çalışmalarına İstanbul’da devam ediyor. 2000 yılından bu yana İstanbul’da birçok grup sergisinde yer alan sanatçıyı Bozlu Art Project temsil ediyor.
Pınar Du Pre
1972, Viyana doğumlu Avusturyalı-Türk ressam Pınar Du Pre, sanatına altı yaşındayken 500 civarında kağıttan bebek, 13 yaşında da ilk yağlıboya tablosunu yaparak başlamış. Halen kullandığı, dijital sanatı gerçek dünyayla birleştiren tekniğini 2006 yılında geliştiren sanatçı, gerçekliğin doğasına olan merakıyla sanatsal üretimlerine devam ediyor.
Bugüne dek İstanbul ve Viyana’daki çeşitli galerilerde solo sergiler açan Pınar Du Pre’nin eserleri Ferko Holding, Sabancı Holding, Koç Holding, Bora Collection, Odeabank, ICBC Bank ve daha pek çok önemli özel ve kurumsal koleksiyonlarında yer alıyor.
Güçlü Öztekin
1978, Eskişehir doğumlu Güçlü Öztekin, Mimar Sinan Üniversitesi Resim Bölümü’nden mezun. Kraft kağıdı üzerine farklı teknikler uygulayarak verdiği eserleri ile dikkat çeken sanatçı, 2005 yılından bu yana da HA ZA VU ZU adlı sanatçı grubunun da bir üyesi.
İlki 2006’da Galerist’te olmak üzere, bugüne kadar İstanbul, Berlin, Viyana ve Köln’de solo sergileri düzenlenen sanatçı, yaşamına ve çalışmalarına İstanbul’da devam ediyor. Sanatçı Dirimart tarafından temsil ediliyor.
İpek Yeğinsü
İpek Yeğinsü, Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Lisans, Anadolu Medeniyetleri ve Kültür Mirası Yönetimi Yüksek Lisans bölümlerinden mezun oldu.10 yıldır çağdaş sanat alanında çalışıyor ve çeşitli dergilerde yazılar yazıyor. Özyeğin Üniversitesi’nde Tasarım, Teknoloji ve Toplum bölümünde doktora öğrencisi olan Yeğinsü, 2008 yılından bu yana fotoğraf ve resim dalında, aralarında Bloc Projects İngiltere, See.Me Gallery New York ve Türkiye’den CerModern, O’Art ve Pasaj’ın da bulunduğu birçok kurumda karma sergilere katıldı ve Art50.net ile çalıştı.
Çalışmalarında soyutlama, renk ve dokuya odaklanan sanatçı, sanatını bilinçaltının derinliklerine uzanan bir kapı olarak tanımlıyor. Sanatçı, geçtiğimiz sene İstanbul Concept Gallery’de Jamboree başlıklı ilk kişisel sergisini açtı.
Sevim Sancaktar
1983, İstanbul doğumlu fotoğraf sanatçısı Sevim Sancaktar, Uludağ Üniversitesi İşletme bölümünden mezun olduktan sonra Sabancı Üniversitesi’nde Görsel Sanatlar alanında master programını tamamlıyor. İstanbul’un yanı sıra Güney Kore, İtalya, Portekiz ve Fransa’da solo ve karma sergilerle izleyici karşısına çıkan sanatçıyı, İstanbul ve çevresindeki şehirlerin trafolarına çizilmiş duvar resimlerini yakın plan fotoğraflayarak yakaladığı yanılsamalardan oluşan Transformer serisi ile de hatırlıyoruz.
C.A.M. Galeri tarafından temsil edilen ve aynı zamanda REC Collective’in de bir parçası olan sanatçı, yaşamına ve çalışmalarına İstanbul ve Viyana’da devam ediyor.
Sarp Kerem Yavuz
1991 yılında Paris’te doğan ve İstanbul’da büyüyen fotoğraf ve video sanatçısı Sarp Kerem Yavuz, eserlerinde özellikle toplumsal cinsiyet, politika, din ve şiddet gibi konuları işliyor. Sanat eğitimini ABD’de, Oberlin College ve School of the Art Institute of Chicago’da tamamlayan Yavuz, New York, Chicago, İstanbul, Kopenhag, Şanghay, Sydney gibi kentlerde birçok grup sergisinde yer aldı ve İstanbul, Oberlin ve Chicago’da solo sergileriyle izleyici karşısına çıktı. 2013 yılında İstanbul Modern’in kalıcı fotoğraf koleksiyonuna dahil edilen en genç sanatçı unvanını kazandı.
“Erkeklik” meselelerini ve toplumun erkeklere yüklediği imaj, görev ve karakteri In the Closet, Substitutes for My Father ve Match gibi serileriyle işleyen sanatçı, son yıllarda bedenler üzerine yansıttığı desenleri fotoğraflayarak oluşturduğu Maşallah serisi ile dikkat çekiyor. Sarp Kerem Yavuz, yaşamına ve çalışmalarına Chicago’da devam ediyor. Sanatçıyı, Türkiye’de Anna Laudel Gallery temsil ediyor.
Onur Hastürk
1983, Mersin doğumlu sanatçı Onur Hastürk, sanat eğitimini Konya Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Geleneksel Türk Sanatları Bölümü Tezhip-Minyatür Ana Sanat Dalı’nda tamamladı. Aynı zamanda Floransa ve New York’ta çeşitli eğitimlere katılan Hastürk, geleneksel Türk sanatlarının önemli bir parçası olan minyatür sanatının çağdaş uygulamalarıyla dikkat çekiyor.
Türkiye’de İstanbul, Ankara, Bursa, Mersin ve Konya’nın yanı sıra Floransa, Roma ve Porto’daki sergileri izleyici ile buluştu. Sanatçının Starbucks bardakları üzerine karışık teknik ile minyatür çalıştığı farklı isimlerde yer alan seri üretimleri birçok sergide yer aldı. Sanatçı, Anna Laudel Gallery tarafından temsil ediliyor.
İlginizi çekebilir: Bahar Altay’dan Çağdaş Türk Ressamlar ve Çağdaş Sanat Sanatçıları
İlk yorumu siz yazın!