“Biz her şeyi gençliğe bırakacağız… Geleceğin ümidi, ışıklı çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir.” Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözü 24 Temmuz Çarşamba akşamı Atatürk Kültür Merkezi’nde katıldığım Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası (TUGFO) konseri esnası ve sonrasında tekrar tekrar aklıma geldi. 16-22 yaş arası gençlerden oluşan orkestranın o coşkusuna ve en önemlisi de heyecanına bir yıl aradan sonra ortak olmak kendi adıma hoş bir deneyim oldu. Bundan hareketle ben de kurucu şefi Cem Mansur yönetiminde sahne alan orkestra ve o akşamki performanslarına dair izlenimlerimi paylaşıp böylesine önemli bir oluşumu daha geniş kitlelere duyurmak istedim. Keyifli okumalar dilerim.

Sıcak bir temmuz akşamı… Adımlarımı büyük bir heyecan içinde Taksim Meydanı’nı tüm heybetiyle selamlayan ve güneşin ışıl ışıl aydınlattığı Atatürk Kültür Merkezi’ne doğru yöneltmişken Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası’nı bir yıl aradan sonra yeniden dinleyecek olmanın sabırsızlığı da adeta tüm benliğimi ele geçirdi. Kendileriyle ilk olarak 2022 yılında tanıştığım bu orkestranın, yaz aylarının o sıcak havasına karşın bizleri salonda buluşturarak unutulmaz deneyimler yaşatacağını nasıl bilebilirdim ki? 2024 yılı turnesine Bursa ile başlayan; Hollanda, İtalya ve Almanya’da verecekleri konserin hemen öncesinde İstanbul’a gelen birbirinden yetenekli gençlerin o heyecanına ortak olmak ise yorucu geçen günün ardından adeta ilaç gibi geldi.

Gençleri sanata teşvik etmek amacıyla pek çok çalışmaya imza atan Sabancı Vakfı’nın 2007 yılında türünün ilk örneği olarak kurulmasına öncülük ettiği ve şef Cem Mansur tarafından yaratılan Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası’nı “bir orkestradan daha fazlası” gibi klasik fakat tam da yerinde bir tabirle tanımlamak istiyorum. Atatürk Kültür Merkezi’nin kalbi niteliğindeki o meşhur “Kırmızı Küre”nin içindeki Türk Telekom Opera Salonu’nda yerlerimize oturduğumuzda ise ışıklar artık sadece sahnede, daha doğru bir tabirle geleceğimizi aydınlatacak gençlerin üzerinde parlıyordu. Orkestranın piyanist Daniel Ciobanu’ya eşlik ettiği bu müzik dolu gecede müzikseverler olarak Hector Berlioz, Sergey Rahmaninov, Ege Gür ve Sergey Prokofiev’in eserlerini dinleyip notaların duygulu ahengine kapılıp gittik. Benim için ise bu konseri özel kılan eser, genç besteci Ege Gür’ün geçtiğimiz yıl Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinde hayatını kaybedenlerin anısına TUGFO için bestelediği ve bizzat da yönettiği Görünmez Olanın İmgesi adlı eseri oldu. Depremin o ürkütücü gerçekliğinden kopup gelen tınıları yaklaşık 10 dakikalık bir süre içine pek çok duyguyla birlikte sığdırmayı başaran Gür’ün eseri, salonda yaşamı adeta durdururken hiç kuşku yok ki pek çok kişinin de tüylerini diken diken etti. Konserin ikinci yarısının hemen başında orkestranın şefi Cem Mansur’un söylediği “Müzik sadece eğlenmek için bir araç değil aynı zamanda toplum olarak yaşadıklarımızla yüz yüze gelmek için de bir araç.” cümlesi de kendi adıma geceyi unutulmaz kılan anların başında geldi.

Sabancı Vakfı’nın 16 yıldır ana destekçisi olduğu ülkemizin en dinamik orkestrası Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası, genç müzisyenlerin profesyonelleşmeden önce orkestra deneyimi kazanmalarının yanında, yurt içi ve yurt dışı festivallerde konser verme ve orkestralar arası değişim programlarından yararlanma gibi fırsatlar da sunuyor. Konser turnesine bundan sonra Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da yer alan dünyanın en prestijli konser salonlarından Concertgebouw, İtalya’daki Salo Festivali ve Venedik şehrindeki Scuola Grande di San Rocco’da devam edecek olan orkestra, turne kapsamındaki son konserini ise Almanya’nın başkenti Berlin’de Konzerthaus konser salonunda verecek. Ben de bu vesileyle orkestrada yer alan tüm genç sanatçılarımıza aydınlık dolu bir kariyer dilerim.

Kapak Fotoğrafı: Sabancı Vakfı

İlginizi çekebilir: Halil Şimşek’ten İlyun Bürkev ile Röportaj