Aksini düşünüyor olsanız da, müzik ticari bir metadır. Yaşamınızı müzikten kazanıyorsanız bu böyle olmak zorundadır. Ortaya çıkardığınız eseri dinleyici ile paylaşmak, çok katılımlı uzun bir sürecin son halkasıdır. Bu sektörün her noktasında yer alan onlarca unsurun (müzisyenler, müzik şirketleri, menajerler, PR firmaları, stüdyolar vb.) diğer her sektörde olduğu gibi finanse edilmesi gereklidir.

Yazının ilk bölümünü buradan okuyabilirsiniz…

Herhangi  bir albümün kaydı için minimum 50 bin TL gereklidir. Üstelik bu masraflara CD veya plak görsellerinin veya iç ceketlerinin hazırlanması, reklam ve diğer tanıtım masrafları dahil değildir. Ortalama  75-100 bin TL harcanarak ortaya çıkan albümlerin, ülkemizdeki  güncel fiziksel satış rakamları binler, maksimum on binler seviyesine gerilemiştir. Buradan hareketle, her piyasaya sunulan eser maddi kaygı taşır söylemine girmek istemiyorum. Onun yerine, ülkemiz pop müziğinin dünyaya açılması, biraz daha ana akım medyadan uzak  yöntemlerle kitlelere nasıl yayılabileceği konusundaki bazı fikirlerimi sizlerle paylaşacağım.

Dünya pop müzik listeleri gibi büyük müzik şirketlerinin egemenliğinde çalışan mekanizmanın içerisinde yer almanın birçok zorlukları vardır… Peki,  “Underground” veya “Yeraltı” olarak nitelendirebileceğimiz, belirli kitlelere hitap eden akımlara yönelmeyi  neden denemiyoruz?

Pop müzik, radyolara uyumlu (Radio –Friendly) genel yapıları ile underground müzik oluşumları veya listeleri içerisinde kolaylıkla yer bulamaz. Bu yüzden, müziğin yeniden yorumlanması,  değişik  formlarda yeni  tatlara bulanması gerekir. 

Remix

Wikipedia’ya göre Remix;  bir şarkının orjinalinden farklı alternatif versiyonudur. Remix sanatçısı, ses miksaj tekniklerini kullanarak, şarkının orijinal kaydında yer alan altyapı öğelerini değiştirerek, eklemeler veya çıkarmalar yaparak, ses öğelerinin parametre ve dinamiklerini değiştirerek (pitch, tempo, ölçü, zaman vs.) yeni bir bakış açısı ile alternatif versiyonlar üretirler.

İşlem kolay gibi gözükse de, müzik  formlarının sanatsal akışı içerisinde, kulağın duyduğundan daha fazlasını gerektirir.

Remix tarihçesi, neredeyse kayıt edilen müzik tarihi kadar eskidir. 1940’larda manyetik bant kayıt teknolojisinin ortaya çıkışı ile teknik  anlamıyla tam Remix  diyemeyeceğimiz metotlarla, mevcut şarkıların bazı partisyonları, insan veya elektronik aletlerin seslerinin manipülasyonu ile yeni  “Music Concreté” adı verilen eserler veya sesler  üretiliyordu. Çoğu zaman yeni üretilen parçaların veya seslerin orijinali ile pek alakası yoktu, varsa bile anlaşılması mümkün olmuyordu.

Remix kavramının tam anlamıyla ortaya çıkması ve gelişmesi  60’ların sonları ve 70’ler arasında oldu. Bu dönemde Karayip, özellikle Jamaika menşeli  “Dance Hall” kültürü ortaya çıktı. Çok kanallı kayıt (Multitrack Recording) teknolojisinin gelişmesi ile King Tubby ve Lee ‘Scratch’ Perry gibi prodüktörler,  kanal kayıtlarını manipüle ederek mevcut şarkıların, kendilerine ait versiyonlarını üretmeye başladılar. Bu  versiyonlar  genelde orijinal şarkıların daha uzun düzenlemeleri şeklindeydi.

Hemen hemen aynı döneme denk gelen “Disco Müzik” hareketi   Remix  tekniklerinin gelişmesinde önemli bir rol oynadı. Devamlı olarak plak değiştirmekten yorulan ve müziklerin birbirine geçişinde zorlanan Dj’ler (Beat Mix), o dönemin popüler şarkılarının kendilerine ait uzun versiyonlarını üretmeye başladılar.

Birçok kişiye göre, modern Remix’in babası Tom Moulton’dur.  Kariyerine, 1960’larda “Fire Island” kulübüne karışık kasetler yaparak başlayan Moulton, sonrasında yeni  şarkıların piyasaya sürülmeden önce kulüplerde çalınmaya elverişli olup olmadığı konusunda danışmanlık yapmaya başladı. Tom Moulton 12” Single (Maxi Single) formatının ve şarkı sonlarında Dj’lerin parçaları kolaylıkla mix’lemesine olanak tanıyan uzun ritimli ‘breakdown’ bölümünün mucididir.

Öte yandan, diğer birçoklarına göre ise modern Remix’in babası  olarak Shep Pettibone gösterilmektedir.  The Bee Gees’den Betty Boo’ya, Erasure’dan Elton John’a, Metallica dan Madonna’ya kadar onlarca yıldızla çalışan Shep, insanların Remix sanatının inceliklerini anlamasında büyük rol oynamıştır. Ayrıca House müziğin gelişmesine ve kulüp kültürünün oluşmasına öncülük etmiştir. 

Bu gelişmeler  Remix kültürünün günümüzdeki anlamda başlangıcı olarak düşünülmektedir.

Anlaşıldığı üzere,  Underground müzik akımlarında Remix çalışmalarının önemi yadsınamayacak kadar büyüktür. Ülkemizde bu sanat formuna gerekli önem verilmemektedir. Bazı pop müzik sanatçılarının Remix şarkıları yapılsa da kullanılan eski ses kütüphaneleri (sample),  geçmişte kalmış tekniklerin kullanılması yüzünden dünya pazarına açılabilecek kapasitede eserler ortaya çıkmamaktadır. 

Buradaki sorun altyapı ve bilgi eksikliği değildir. Yazımızın birinci bölümünde bahsettiğimiz gibi prodüktörlere karşı sergilenen güvensizlik , yeni  şeyleri deneme korkusu, basmakalıp formların güvenli sularında ilerleme isteği, bu duruma sebep olan en önemli unsurlardır.

Dünyada Remix versiyonu orijinal versiyonundan çok daha başarılı olmuş yüzlerce şarkı örneği mevcuttur.  (Everything But The Girl  ‘Missing’ -Tod Terry Club Mix , The Fugees, ‘Ready Or Not’ (Aphrodite Remix), Kylie Minogue, ‘Slow’ (The Chemical Brothers Remix), James White And The Blacks, ‘Contort Yourself’ (August Darnell Remix), Primal Scream, ‘Loaded’ (Terry Farley Remix), Blur, ‘Movin’ On’ (William Orbit Remix), Mos Def, ‘Umi Says’ (Zero 7 Remix), MIA, ‘Paper Planes’ (DFA Remix), Donna Summer, ‘I Feel Love’ (The Patrick Cowley Megamix), La Roux, ‘In For The Kill’ (Skream Remix), Tori Amos, ‘Professional Widow’ (Armand’s Star Trunk Funkin’ Mix), Cornershop, ‘Brimful Of Asha’ (Fatboy Slim/Norman Cook Remix), My Bloody Valentine, ‘Soon’ (The Andrew Weatherall Mix), Midlake, ‘Roscoe’ (Beyond The Wizards Sleeve Remix), New Order ‘Bizarre Love Triangle’ (Shep Pettibone Remix), Björk  ‘Human Behaviour ‘ (Close To Human Mix) , Faithless  ‘Insomnia’ (Monster Mix) vs.. )

Konusunda uzman dünya çapında Remix sanatçıları ile bağlantıya geçmek , istediğimiz türde Remix yaptırmak, günümüz teknolojisi ile bilgisayar başından kolaylıkla halledilebilecek bir iştir. 

Plak satışlarının tüm dünyada patladığı bir dönemde, ülkemiz sanatçılarının Remix’lenen şarkılarının dijital versiyonlarının yanında plak formunda da basılması ve dünya çapındaki plak şirketleri ile dağıtım anlaşmaları yapılması, müziğimizin, farklı formlarda Dj’ler aracılığı ile geniş kitlelere yayılmasını sağlayacaktır. 

Ödüllü Remix yarışmaları, dünyaca ünlü sanatçılar tarafından sıklıkla kullanılan bir PR metodudur. Aynı zamanda müzik sektörüne yeni yetenekler katması açısından önemli rol oynar.  Ülkemizdeki sanatçıların ve müzik şirketlerinin düzenli olarak Remix yarışmaları düzenlemesi  sektöre yeni bir soluk getirecektir.

En güzel şarkılarımızın Remix’lerini dünya kulüplerinde dinlemek dileğiyle…