Yemyeşil doğa, masmavi su, pırıl pırıl gökyüzü, tertemiz hava tasvirleri eski kitaplarda mı kaldı sizce de? Dünyamız gün geçtikçe yoruluyor, iyileşmeyen yaralar alıyor, ölüyor mu gerçekten? Doğal kaynakların hızla tükendiğini biliyoruz ve küresel ısınmanın iklimleri, ekosistemi etkilemesine yakından tanık oluyoruz. Çevresel konulara olan duyarlılığımız gün geçtikçe artıyor; hem insanlar özel hayatlarında hem de büyük şirketler iş faaliyetlerinde dünyadaki doğal dengeyi korumak adına önemli çalışmalar yapıyor. Modadan teknolojiye, kozmetikten otomotive, tarımdan gıdaya pek çok sektörde sürdürülebilirlik ve çevreci yaklaşımlar esas alınıyor. Ürün ve ambalaj üretiminde bile markalar artık çevreye zarar vermeyen materyalleri kullanmaya başlamış durumda. Global bir savunma mekanizması geliştirdiğimiz son dönemde markaların sürdürülebilirlik adına yaptığı çalışmalara Japon bir viski markası olan Umiki de dahil oluyor.

Genellikle viski üretiminde “spring water” denilen yeraltı suları ve doğal su kaynakları kullanılırken Umiki dünyada bir ilki gerçekleştiriyor ve okyanus suyunu tuzlu sudan arındırarak içilebilir bir su elde ederek bu suyu okyanus kıyısında üretilen lokal malt viskilerle harmanlıyor; bitişi de Japon kültüründe yaşamın sembolü olarak görülen çam ağacı fıçısında veriyor. Umiki’nin doğal kaynakları bozmadan okyanus suyunu böyle bir işlemden geçirip viski üretiminde kullanması tüm markalar için örnek alınabilecek bir proje bence.

Zaten markanın isminden de doğaya olan bağlılığı hissediliyor; Japonca’da “Umi” kelimesi “Okyanus”, “Ki” kelimesiyse “Ağaç” anlamına geliyor. Japonya’da okyanus yaşamın kaynağı, çam ağacı da yaşam sembolü olarak görülüyor. Markanın özünde taşıdığı bu anlamlı felsefenin ambalaj tasarımına yansıdığı da açıkça belli. Umiki, üretim sürecinde okyanus suyu ve çam ağacını bir araya getirdiği gibi logo ve etikette de ağaç yaşı halkalarıyla okyanus dalgalarının birleşimi göze çarpıyor. Üstelik tasarımda doğayı şişenin kalbine alan markanın etiketi ve kutusu da sürdürülebilir materyallerden üretiliyor.

Bu çevreci ürünün heyecan verici tasarımına bir Türk’ün imzasını atmış olması da ayrı bir haber değeri taşıyor. Uzun yıllar tasarımcı olarak çalışan Erhan Özden’in yaptığı bu çalışmanın, dünyanın en prestijli ambalajlarının sergilendiği packagingoftheworld‘de de yer aldığını söylemeden geçmeyeyim.

Dünyada giderek kötü haberlerin arttığı ve insanlık olarak mutsuzluk sarmalına girdiğimiz bir dönemde böyle güzel haberlere daha da fazla ihtiyacımız var. Bilinçli olmaya, yaşadığımız dünyaya saygı duymaya ve ona olan borcumuzu hatırlamaya yönelik geliştirilen bu projenin tüm markalara ilham olması dileğiyle…

Kapak fotoğrafı: Instagram / @erhanozden

İlginizi çekebilir: Kübra Ketenci’den Mutfakta Sıfır Atık