Urla Pier: 180 Yıllık Tarihi Doku İle Moderni Buluşturan Otel
Bir otel düşünün, odaların her biri mitolojik çağın tanınmış tanrılarının isimleri ile anılıyor olsun ve koridorlarında gezerken sizi adeta yüzyıllar öncesine doğru zamanda yolculuğa çıkarsın. İç kısmında bir bahçesi ve denize bakan muhteşem kemerlerden oluşan bir ön cephesi olsun. Aynı zamanda buram buram tarif koksun, 180 yıllık bir birikimi içinde barındırsın; tarihi mirasını ise çağdaş bir anlayışla yeniden yorumlasın. Sizlere çeşit çeşit Ege lezzeti sunarken, sonsuzluğa uzanan bir deniz manzarasını da önünüze sersin. Tüm bu hayalleri Urla İskele’deki taş binasında gerçek kılan bir otelden söz etmek istiyorum bugün sizlere: Urla Pier.
Urla Pier Otel, iki katlı temelden restore edilmiş, birinci derece koruma altında tarihi bir bina. 1820’lere ait olan bina, bundan yaklaşık beş yıl önce, İzmirli iki kardeşin girişimiyle hizmete açılıyor ve bir yandan eşsiz tarihi dokusu korunurken, bir yandan bu konsept modern yorumlarla buluşturuluyor. Otelin içerisinde gezerken, özellikle de odanızın girişinde ve iç dekorasyonunda yer alan mitolojiye özgü detaylar sayesinde adeta zamanda yolculuk ediyorsunuz. Kim bilir, belki Yunan mitolojisinde ‘ay tanrıçası’ olarak bilinen Artemis’i yeniden hatırlıyor, belki Aphrodite ile aşka ve güzelliğe dair tatlı bir sohbet ediyor, belki de Zeus’un habercisi olarak seçtiği Hermes’ten güzel bir haber alıyorsunuz.
Eğer benim gibi ‘denizlerin tanrısı’ Poseidon’un odasında konaklayanlardan biri olursanız, şirin cumbalı balkonunuzda oturup önünüzde uzanan muhteşem deniz manzarasının tadını çıkarırken denizin kokusun ve Urla’nın rüzgarını doyasıya içinize çekiyorsunuz. Urla İskele’nin kendine özgü havasını yüzünüzde belli belirsiz bir gülümsemeyle solurken, içinizden bir ses ‘huzur’ diyor, ‘işte huzurun tam ortasındayım’.
Benden size bir minik tavsiye, balkonda oturup güneşi doğurmanın ve akşam gün batımına şahitlik etmenin tadı çok başka oluyor. Urla Pier’in, adlarını Artemis, Apollon, Hera, Poseidon, Aphrodite, Dynonisos, Zeus, Ares, Hermes ve Eros olmak üzere farklı mitolojik tanrı ve tanrıçalardan alan 10 odası sizi bulunduğunuz andan bir süreliğine uzaklaştırıp tarihin tozlu sayfalarına ortak ediyor.
Urla Pier’in bir de büyük bir özenle dekore edilmiş restoran ve bar bölümü bulunuyor. Ege ve Girit mutfağına özgü nefis lezzetlerin yer aldığı restoranın kıvamına bayıldığım, taptaze Karides Güveç’ini ve ev patatesini andıran, sıcacık ve çıtır çıtır Patates Tava’sını tatmalısınız. Sabahlarıysa sizleri pişiden menemene, boyozdan hellime ve daha birçok nefis peynir çeşidine, zengin bir kahvaltı sofrası bekliyor.
Tarih kokan dokusu, denize sıfır konumu, mitolojik detayları, Ege lezzetleri ve çok daha fazlası, Urla Pier’de sizlere unutamayacağınız güzellikte anlar yaşatmak için bir araya gelmiş gibi sanki. Sadece yazın değil, Kasım’da ve hatta kış aylarında da – bana sorarsanız, bu zamanlarda Urla’nın tadı çok başka oluyor – yolunuzu Urla Pier’e düşürmelisiniz.
Kapak fotoğrafı: urlapier.com.tr/
İlk yorumu siz yazın!