The Lobster, The Killing of a Sacred Deer gibi ödüllü filmlerin yönetmenliğini yapan Yorgos Lanthimos‘un Poor Things filmiyle ilgili vizyon öncesi araştırmaları sürdürürken afişlerin tasarımcısının kim olduğu merakıyla ufak bir araştırma yaptım ve Vasilis Marmatakis ile tanıştım. Vasilis Marmatakis bu kapıları bize altın anahtarıyla sunan iyi bir grafik tasarımcı. Bu etkileyici ismi ve vizyonunu sizlerle de paylaşmak istedim.

10-15 sene öncesinde şehirlerde film kiralayabilmemiz için küçük dükkanlar olurdu. Filmleri kiralayıp izledikten sonra geri iade ederdik sahiplerine. Genelde filmin afişine, oynayan oyuncuya, aldığı ödüle, filmin türüne göre ya da rastgele yaptığımız bir seçimle filmleri kiralardık. Vaktini ikinci el kitapçılarda, film dükkanlarında harcamayı seven pek çok insan hayatında bir kere de olsa böyle bir girişimde mutlaka bulunmuştur. Bendeniz, bu metnin yazarı olarak kendimden örnek vermem gerekecek olursa; çocukken film/kitap kiralamaya gittiğimde posterlerinin ve kitap kapaklarının üzerimde yarattığı merak unsurunun büyüklüğüne göre seçip izlerdim. 

Bugün, modernize ve dijitalize edilmiş yeni dünyamızda süregelen alışkanlıklarımızdan uzaklaştırılıp yeni normal olan dijital dünyanın içine girdiğimizde edebiyatın, sinemanın, müziğin, resmin, sanatın her yönden gelişmiş olması sanatın pazarlama elinin güçlenmesine çeşitli yollar açıyor. Tasarım, yaratım gücü arttıkça, pazarlama daha kaliteli hale geliyor. Teknik olarak düşündüğümüzde film afişleri, biz izleyiciler için hazırlanan, filmi izlemeden önce bize filmin hikayesi ile ilgili ipucu veren tasarımlardır. Filme açılan bir kapı, portal gibidir. The Lobster, The Killing of a Sacred Deer gibi ödüllü filmlerin yönetmenliğini yapan Yorgos Lanthimos‘un Poor Things filmiyle ilgili vizyon öncesi araştırmaları sürdürürken afişlerin tasarımcısının kim olduğu merakıyla ufak bir araştırma yaptım ve Vasilis Marmatakis ile tanıştım. Vasilis Marmatakis bu kapıları bize altın anahtarıyla sunan iyi bir grafik tasarımcı. Tanışmaları Vasilis Londra’ya okumaya gitmişken vatani görev için Yunanistan’a döndüğünde, bir reklam ajansında çalışmaya başladığında gerçekleşiyor. Vasilis orada bir sanat direktörüyken, Lanthimos freelance yönetmenlik yapıyor. 

Filmleri kadar posterleriyle de ünlü olan Lanthimos filmlerinin arkasındaki gizemli isim Vasilis. Karakterlerin, filmin genel ruhuna nokta atışı tasarımlar hazırlarken, karakterlere başarılı yönetmenliği ile absürt ruhlar üfleyen Lanthimos’un bir araya gelmesi sanat dünyası için oldukça gizemli ve ürpertici bir işbirliği ortaya sunuyor. 

2005 yılında vizyona giren ve Cannes ödüllü Dogtooth filminin afişinden bu yana birlikte çalışan ikili, birlikte başarılı işler çıkartmaya devam ediyorlar. Çoktan kült olmuş Lanthimos evreniyle Marmatakis’in esrarengiz tasarımları birleşince ortaya karanlık, rahatsız edici, provokatif, absürt ve düşündürücü işler ortaya çıkıyor. Vasilis tasarladığı posterler ve kullandığı tipografi+title ile birlikte bizi Lanthimos evreninin karanlık ve absürt dünyasını düşünmemizi, gözlemlememizi sağlıyor. Bize Lanthimos evreninin kapısı için bir anahtar veriyor. 

Yunan tuhaf dalgası kavramını sinema dünyasına dahil etmeyi başarmış Lanthimos, yarattığı tuhaflıklar distopyasında alt metinlerle bizlere hissettirmek ve göstermek istediği her olay ve olguyu en tuhaf şekilde Vasilis’in karanlık, metaforik tasarımlarıyla birleştirerek muazzam bir şölen yaratıyor. Vasilis Marmatakis‘in sözleriyle: ”(A still image) doesn’t represent the film, because it’s just one image from the film. If you have a plate of food and I just give you the salt – that’s one image, but it’s not the whole. Not that my posters represent exactly the film, but metaphorically, they do.”(Hareketsiz bir görüntü filmi temsil etmez çünkü filmden yalnızca bir görüntüdür. Eğer bir tabak yemeğiniz varsa ve ben size sadece tuzu veriyorsam, bu bir görüntüdür ama tamamı değildir. Tasarımlarım da filmi tam olarak temsil etmiyor ama mecazi olarak öyle.)

Kapak Fotoğrafı: MNP Athens

İlginizi çekebilir: