Venedik, suyun üzerinde zarifçe süzülen, adeta bir masal diyarı gibi. Dolaşık kanalları, sevimli köprüleri ve büyüleyici mimarisiyle her köşesinde sizi kendine çekiyor. Dar sokaklarda yürüyüş yaparken, her adımda yeni bir hikaye keşfetmek mümkün. Gondol turu yaparken, suyun üzerinde hafif hafif dans eden gondolun melodisiyle birlikte Venedik’in ruhunu hissetmek, gerçekten eşsiz bir deneyim diyebilirim. Bu yazımda, bu büyülü şehirde mutlaka görmeniz gereken yerleri ve damaklarınızı şımartacak lezzetleri bir araya getirdim. Özellikle, ünlü Harry’s Restoran’ın tadına bakarak, hem gözlerinizi hem de damak zevkinizi nasıl şımartacağınızı keşfedeceğiz. Hazırsanız, Venedik’in büyüsüne adım atmaya ve bu eşsiz lezzetleri tanımaya başlayalım!

Gastronomik Lezzetler: Venedik’te Ne Yemeli & Ne İçmeli?

Venedik mutfağı, taze deniz ürünleri, mevsim sebzeleri ve geleneksel tariflerin birleşimi diyebilirim. Bence mutlaka denemeniz gereken bazı yemekler şöyle:

Cicchetti: Bu küçük tabaklar ya da aperatifler, Venedik’in tapas versiyonu. Yerel bacaro (şarap barı) ziyaret ederek, marine edilmiş balıklardan krostini ve kızartılmış sebzelere kadar bu lezzetli atıştırmalıklardan tadın. Bir kadeh Prosecco ile kombinlemek, gerçek bir Venedik deneyimi sunuyor.

Risotto al Nero di Sepia: Bu eşsiz yemek, ahtapot mürekkebiyle yapılan siyah risotto. Belirgin bir lezzeti ve görünümü var. Hem lezzetli hem de görsel açıdan etkileyici.

Sarde in Saor: Bu geleneksel yemek, soğan, kuru üzüm ve çam fıstığı ile marina edilmiş sardalyalardan oluşuyor. Venedik mutfağında sıkça bulunan tatlı-ekşi lezzet profiline mükemmel bir örnek niteliğinde. Atıştırmalık olarak harika bir seçim.

Pasta al Vongole: Taze midyelerle hazırlanan bu klasik Venedik yemeği, spagetti ve sarımsak, maydanoz ve beyaz şarap lezzetlerinin mükemmel birleşimiyle hazırlanıyor. Denizin ruhunu taşıyan bu tabak, mutlaka denemelisiniz.

Kahve ve Tiramisu: Yemeğinizi tamamladıktan sonra, Venedik’in sevimli kafelerinden birinde zengin bir espresso tadımını ihmal etmeyin. Yanında tiramisu sipariş ederek bu geleneksel İtalyan tatlısının tadını çıkarın. Kat kat kahveye batırılmış kedi dili bisküvileri ve kremalı mascarpone peyniri ile yapılan bu tatlı, mükemmel bir kapanış sağlar.

Harry’s Bar’da Yemek

Venedik mutfağının incilerinden biri olan Harry’s Restoran, şehrin ihtişamını ve geleneğini yansıtan bir mekan. 1931 yılında kurulan bu restoran, ünlü bireylerin sıkça ziyaret ettiği bir yer haline gelmiş. Ernest Hemingway ve Orson Welles gibi isimlerin burada ağırlanmış olması da bunun ne kadar özel bir yer olduğunun kanıtı.

Harry’s Restoran’da taze ve yerel malzemelerle yapılan zarif yemekleri deneyimleiyorsunuz. Ünlü Carpaccio‘su ince dilimlenmiş çiğ et, zeytinyağı ve limon ile servis edilen mutlaka denemeniz gereken bir lezzet. Ana yemek için, deniz ürünleriyle hazırlanmış Risotto al Mare seçeneği, Venedik’in deniz kültürünü en iyi şekilde yansıtan bir tabak. Burada hemen araya girip şu bilgiyi de eklemek isterim: Harry’s Bar’da çalışan Giuseppe Cipriani tarafından 1963 yılında icat edilmiş ve 20. yüzyılın ikinci yarısında popüler hale gelmiş olan Carpaccio’nun kökenleri, Piedmont bölgesinin meşhur yemeği carne cruda all’albese‘ye dayanıyor. Giuseppe Cipriani, bu özel yemeği ilk kez, doktorların çiğ et yemesini tavsiye ettiği Kontes Amali Nani Mocenigo için hazırlamış. Bu yaratıcı süreçte, Vittore Carpaccio’nun eserlerinde sıkça kullandığı beyaz ve kırmızı tonlarının vurgulanması da önemli bir etken olmuş; bu nedenle, bu çiğ et yemeğine “Carpaccio” ismi verilmiş!

Zamanla, Carpaccio, sadece Venedik’in değil, dünya genelindeki sofistike restoranların menülerinde de yer bulmuş ve popülaritesi hızla artmış. İnce dilimlenmiş etin zarif sunumu ve taze malzemelerle birleşmesi, bu yemeği her gastronomik deneyimde özel kılıyor.

Restoran ayrıca, yemeğinize mükemmel şekilde eşlik edecek zengin bir şarap listesine sahip. Bunun yanı sıra benim de çok sevdiğim hafif bir içki olan Bellini’yi özellikle Harry’s Bar’da içmenizi tavsiye ederim! Neden mi? Çünkü burada içtiğiniz Bellini, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda tarihiyla da öne çıkıyor. Bellini, 1948 yılında Arrigo Cipriani tarafından yaratılmıştır ve taze şeftali püresi ile şampanyanın birleşiminden oluşur. Özellikle yaz aylarında serinletici bir içecek olarak tercih ediliyor. Yemekten sonra, birçok kişinin Venedik’teki en iyi tiramisu olarak değerlendirdiği tatlıyı tatmayı unutmamalısınız. 

Venedik’in büyüleyici atmosferinde, Aperol Spritz ve aperitivo anları da kaçırılmaması gereken deneyimlerden bir başkası kesinlikle! Bu popüler İtalyan aperitifi, Aperol, prosecco ve soda ile yapılan tazeleyici bir içecek. Parlak turuncu rengi ve hafif acı tat profiliyle, yaz aylarının vazgeçilmezlerinden bir tanesi.

Kafelerde ya da gondol turu sırasında, bir Aperol Spritz eşliğinde dinlenmek, Venedik’teki hayatın tadını çıkarmanın mükemmel bir yolu. Aperitivo, akşam yemeğinden önceki içecek saatine verilen isimdir ve genellikle atıştırmalıklarla beraber sunuluyor. Özellikle zeytin, peynir ve zeytinyağıyla hazırlanan atıştırmalıklar, Aperol Spritz ile güzel bir uyum sağlıyor. Aperitivos anları, arkadaşlar veya sevdiklerinizle birlikte keyifli sohbetler yaparak günün yorgunluğunu atmak için ideal bir zaman.

Venedik, gözlerinizi ve damaklarınızı şımartan bir şehir. Büyüleyici kanalları, zengin tarihi ve inanılmaz mutfağıyla unutulmaz anılar biriktirmenize olanak tanıyor. İkonik yerlerini keşfetmekle kalmayıp, aynı zamanda Venedik mutfağının muhteşem lezzetlerini deneyimlemeyi ihmal etmeyin. Özellikle Harry’s Restoran’da geçireceğiniz zaman, hem damak tadınıza hem de ruhunuza hitap edecek, eminim. İlk kez ziyaret etseniz de, bu güzel şehre tekrar dönmeyi planlasanız da, Venedik, her zaman keşfedilecek yeni anılar ve gastronomik serüvenler sunacak olan kalbimde de çok tatlı bir yerde olan büyülü bir şehir!

Kapak Fotoğrafı: Ceren Oğuz

İlginizi çekebilir: Damla Anol Erol’dan Venedik’te Bir Gün