The Grand Budapest Hotel filmini izlediğim andan itibaren en sevdiğim yönetmen haline gelen Wes Anderson’un sinema dünyasına yolculuğa çıkarmak istiyorum sizi. Siz de, ilginç ve renkli haliyle tanıdığımız Wes Anderson filmleri hayranıysanız hadi gelin ilham veren ironik başyapıtlarına birlikte bakalım!

1 Mayıs 1969 doğumlu film yapımcısı, tam adıyla Wesley Wales Anderson’ın kariyeri üniversite yıllarında Owen Wilson ile tanışıp birlikte yazdıkları Bottle Rocket ile başlıyor. Bütçe sebebiyle kısa film olarak çekmek zorunda kaldıkları Bottle Rocket, yapımcıların dikkatini çekince uzun metrajlı haliyle Sundance Film Festivali’nde gösteriliyor ve Anderson, ilk hayran kitlesini kazanıyor. Ardından 1998’de Rushmore ile Hollywood’a giriş yapıyor. Sonrasında zaten bildiğimiz ve tanıdığımız Wes Anderson, birbirinden dikkat çekici filmleriyle sinema perdelerinin estetik ve pastel yönetmeni oluyor.

İki sene aradan sonra 2020’de vizyona girecek olan son filmi The French Dispatch ise film kadrosuyla oldukça dikkat çekiyor. Filmin konusunun Amerikan-Alman komedi-dram filmi olacağı söyleniyor. Filmin kadrosu ise son zamanların yükselen yıldızı Timothée Chalamet; Anderson filmlerinin vazgeçilmezleri Bill Murray, Jason Schwartzman, Tilda Swinton gibi yıldızlarla dolu.

Peki nedir Wes Anderson filmleri tarzı? derseniz kısaca şöyle açıklayabilirim:
Anderson, genel olarak filmlerinde pastel renkleri kullanan ve sahnelerin tüm detaylarını en ince ayrıntısına kadar düzenleyen bir yönetmen olarak öne çıkıyor. Onun kusursuz simetrisini filmlerinin hemen her sahnesinde görebilirsiniz. Kendi renk paletlerinin etrafında şekillendirdiği filmlerin müzikleri de yine onun renkleri kadar sıcak ve eğlenceli olarak karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda hemen her filminde aynı aktörlerle çalışsa da küçük roller ve farklı aktörlerle de filmlerinin süslediğini görüyoruz. Masalsı filmleriyle insanları gerçek hayattan mutlu deden Anderson’un filmlerinde hafif ciddi bir havası olsa da genel olarak dramdan uzak, eğlenceli ve renkli filmlerle izleyiciyi gülümsetmeyi başarıyor. İşte tüm toplamın toplamı da hayranı olduğum ve izlemekten sıkılmayacağım Anderson tarzını oluşturuyor.

Şimdi gelin, 90’lı yılların ortasından beri dokuz uzun metrajlı filmiyle bizi heyecanlandıran Wesley Wes Anderson’ın film listesinin ayrıntılarına bakalım!

En İyi Wes Anderson Filmleri

Isle of Dogs, 2018

Stop motion animasyon filmi olan Isle of Dog, bilim kurgu bir drama filmi olarak tanımlanabilir.  Yakın gelecekteki bir distopyada geçen hikayede, Japonya’da köpekler, evcil veya sokak hayvanı olarak ayrılmadan çöplerin döküldüğü bir adaya götürülerek ölüme terk ediliyor. Ardından Atari isimli çocuk kendi köpeğini bulmak için adaya geliyor ve hem duygusal hem aksiyon dolu bir macera yaşanıyor. Dostluk uğruna neler yapılabileceğini anlatan film içi tam anlamıyla bir görsel şölen diyebilirim.

IMDb puanı: 7.9/10

İlginizi çekebilir: En İyi Hayvan Filmleri

The Grand Budapest Hotel, 2014

Wes Anderson fimleri arasından en sevdiğim diyebileceğim fim: The Grand Budapest Hotel! Bir anıtın önünde genç kadının kitap okumasıyla başlayan film, Zubwowka adlı hayali bir ülkede yer alan Grand Budapest Hotel’de konsiyerj olarak görev yapan Gustave H. ve onun yanında lobby boy olarak işe başlayan Zero Mustafa’nın keyifli, tarihi ve aksiyon dolu macerası anlatılıyor. Üç ayrı zaman katmanında ilerleyen film, kronolojik bir sıra gözetmeden tarihler arasında yolculuk yapıyor. Anderson, Stefan Zweig’ın Dünün Dünyası kitabından etkilenilerek The Grand Budapest Hotel’i sahneye uyarladığını verdiği röportajlarda anlatıyor. Zweig’ın otobiyografisi niteliğindeki kitap aslında savaş dönemlerinden oldukça sık bahseden depresif ve karanlık bir kitapken Anderson’un filmi kendi renk paletinden seçilmiş pempeli, sarılı tonlarda oldukça canlı bir versiyonu. Bunun sebebini de Anderson bir röportajında şöyle açıklıyor: ‘“Bu durum, Zweig’ın gerçeği görmekten aciz olduğu düşüncesinden uzaklaştırıyor bizi ve şu yoruma götürüyor: Zweig hayal gücünde yaşamayı o kadar çok istiyor ki, bu istek, gerçeğin etkisini hafifletebilir.”‘

Film En İyi Sinema Filminde Altın Küre Ödül’ü; Oscar’da ise En İyi Kostüm Tasarımı, En İyi Makyaj ve Saç Şekillendirme, En İyi Üretim Tasarımı ve En İyi Orijinal Skor dalında dört ödül almış. Komedi-drama türündeki bu filmin oyuncu kadrosu ise yıldızlardan geçilmiyor. Ralph Fiennes, F. Murray Abraham, Mathieu Amalric, Adrien Brody, Willem Dafoe, Jeff Goldblum, Harvey Keitel, Jude Kanunu, Bill Murray, Edward Norton, Saoirse Ronan, Jason Schwartzman, Léa Seydoux gibi Anderson’un filmlerinde sık sık karşılaştığımız ve karşılaşmaya devam edeceğimizi düşündüğüm isimler rol alıyor. Filmi izlerken renklerine, her sahnenin son derece simetrik olmasına, diyaloglarına, sahne geçişlerine ve tabii Anderson’a hayran kalmamak mümkün değil.

Anıtın önünde kitabın kapağını açıp okunmasıyla başlayan film, anıtın önündeki kadının görüntüsüyle bitiyor. Sadece farklı olarak, kadının kitabı bitirdiğini görmüyoruz. Belli mi olur, belki de bilinmeyen ülkelerden birinde hala devam ediyordur.

IMDb puanı: 8.1/10

İlginizi çekebilir: Ralph Fiennes Filmleri

Moonrise Kingdom, 2012

Rushmore’dan yıllar sonra Sam ve Suzy ile çocukluk yıllarına geri dönüyor Anderson’un Roman Coppola ile buluştuğu bir diğer film: Moonrise Kingdom. New England’ın kıyılarındaki bir adada yer alan Moonrise Kingdom, aşık olan, gizli bir antlaşma yaparak birlikte vahşi doğaya kaçan iki çocuğun hikayesini anlatıyor. Anderson ve Coppola’nın, senaryoyu hazırlarken kişisel deneyimlerinden ve çocukluk hatıralarından da yola çıktıkları söyleniyor. En İyi Orijinal Senaryo Akademisi Ödülü’ne ve En İyi Müzikal dalında Altın Küre’ye aday gösterilen Moonrise Kingdom, 2016 yılında BBC tarafından yirmi birinci yüzyılın en büyük filmleri listesine dahil ediliyor. İki küçük çocuğun gülümseten aşk hikayesi, Anderson’un estetiği ve renk paletiyle birleşince ortaya çıkan görüntü oldukça keyifli oluyor. 2013 Akademi Ödülleri’nde aldığı En İyi Özgün Senaryo Oscar’ıyla da kendini kanıtlayan filmi daha fazla beklemeden izlemenizi tavsiye ederim!

IMDb puanı: 7.8/10

İlginizi çekebilir: Sinemagger’dan En İyi Yolculuk Filmleri

Fantastic Mr. Fox, 2009

Beş klasik filmin ardından 2009 yılında bir animasyon filmiyle karşımıza çıkıyor Anderson. Roald Dahl’ın aynı isimli kitabının bir uyarlaması olan Fantastik Mr. Fox, ailesini beslemek için her akşam zengin çiftçilerden yiyecek çalan bir tilki ailesinin hikayesi. Stop motion olarak çekilen film, En İyi Animasyon dalında Oscar adaylığı da almış. Renkleriyle, müziğiyle, hikayesiyle alışıldık bir Anderson filmi olan Mr. Fox’u mutlaka izlemelisiniz!

IMDb puanı: 7.8/10

İlginizi çekebilir: Sinemagger’dan En İyi Animasyon Filmleri

The Darjeeling Limited, 2007

The Darjeeling Limited, Wes Anderson’ın Scott Rudin, Roman Coppola ve Lydia Dean Plicher ile birlikte üretip Coppola ve Jason Schwartzman ile birlikte yazdığı komedi-drama filmi. Filmin konusu; babalarının ölümü ardından üç kardeşin ”Darjeeling Limited” adlı trenle Hindistan’a doğru spritüel bir yolculuğa çıkmaları. Filmin yıldızları arasında Owen Wilson, Adrien Brody, Schwartzman, Waris Ahluwalia, Amara Karan, Barbet Schroeder, Natalie Portman ve Bill Murray gibi güçlü isimler yer alıyor. Filmin müzikleriyse yine Anderson’un klasikleri diyebileceğimiz, tren yolculuklarını çok seven insanların çok büyük bir keyifle dinleyeceği türden. Üç ana karakter etrafında şekillenmesine rağmen merak uyandırıcı bir film olan The Darjeeling Limited, Anderson’un 2007’de çektiği kısa film Hotel Chevalier’ın devamı niteliğinde. Bir kısa ve bir uzun metrajlı bu seriyi bir hafta sonunuzda izlemek için listenize ekleyebilirsiniz!

IMDb puanı: 7.2/10

The Life Aquatic with  Steve Zissou, 2004

Filmin konusu, eşi jaguar köpekbalığı tarafından yenen bir adamın intikamını alma hikayesinden oluşuyor. Anderson filmlerinin vazgeçilmez aktörlerinden biri olan Billy Murray, ünlü Fransız kaşif Jacques Cousteau’nun parodisi olan eksantrik okyanus yazarı olarak adlandırılan Steve Zissou karakterini canlandırıyor. Cate Blanchett, Owen Wilson ve Anjelica Huston gibi güçlü aktörlerin de olduğu bu kült filmi ilk fırsatta izlemenizi tavsiye ederim!

IMDb puanı: 7.3/10

İlginizi çekebilir: Cate Blachett Filmleri

The Royal Tenenbaums, 2001

Anderson’un üçüncü filmi The Royal Tenenbaums, masalsı anlatım, sıradışı karakterleri ve pastel renkleriyle klasikleşmiş bir film. Babaları tarafından çocukken terk edilmiş üç yetenekli kardeşin hikayesinin anlatıldığı film, finale kadar kahkaha attırmasa da güldüren, ağlatmasa da hüzünlendiren bir tür. Film boyunca karakterler aynı kıyafetleri ya da aynı kıyafetlerin farklı hallerini giyiyor. Bunun sebebiyse Anderson’un, Tenenbaum ailesinin film ilerlerken en güzel günlerine takılı kaldıklarını anlatmak istemesi. Meşhur aile üyelerinin ikonik kıyafetleriyle de film, en stil sahibi filmler arasındaki yerini alıyor. Anderson da kendi tarzına iyice yakınlaşıyor bu filmiyle. 20 yıl sonra umulmadık şekilde bir araya gelen bu enteresan ailenin buruk komedisini mutlaka izlemenizi öneririm.

IMDb puanı:7.6/10

Rushmore, 1998

İkinci film Rushmore, Jason Schwartzman ve Billy Murray’in başrolleri paylaştığı bir lise filmi. Üç karakter üzerine yoğunlaşılan filmde kahramanların hepsi farklı hayatlar yaşıyor. Kiminin sevdiği kiminin nefret ettiği karakterler Max, Herman ve Rosemary etrafında şekillenen filmin ruhu 90’ları özleyenler için ideal! Karakterlerinin görünümüyle, müzikleriyle, absürt mizah anlayışıyla tam bir Anderson filmi olan Rushmore’u bir pazar akşamüstü seyredebilirsiniz. 

IMDb puanı: 7.7/10

Bottle Rocket, 1996

Bottle Rocket, Wes Anderson’s üniversite yıllarında Owen Wilson ile birlikte kaleme aldığı, kısa versiyonunun yayınlanmasının ardından yapımcıların destekleriyle uzun metrajlı hale getirilen ilk filmi. Üç arkadaşın hırsızlık maceralarının anlatıldığı ve aynı zamanda Anderson’un tüm sanatsal, sinematik düşüncelerinin de şekillendiği bir film. Henüz Anderson filmlerini izlemeye başlamadıysanız başlamak için güzel bir film!

IMDb puanı: 7/10

İlginizi çekebilir: En İyi Tim Burton Filmleri

Kapak fotoğrafı: gq.com