Windmill Lane Studios: Dublin'de Müziğin Kalbinin Attığı Yer
Dublin, sadece İrlanda’nın başkenti değil, müziğin de Avrupa’daki başkentlerinden biri. Dünyanın en popüler müzik gruplarından biri olan U2 ve müziğiyle özdeşleşmiş bu şehir, müzikleri olmadan kendimizi eksik hissedeceğimiz birçok sanatçı ve grubun yolunun kesiştiği bir kültürel çekim noktası. Ama tüm sokakları The Irish Spirit ile dolup taşan Dublin’de bir yer var ki, müziğin kalbi orada atıyor; Dublin’de graffitilerle süslü birçok duvar var ama bir duvar ki, hafızası müzik tarihi için büyük değer taşıyor: Bu yazımda size Dublin’deki Windmill Lane Studios adlı müzik stüdyosundan bahsetmek istiyorum.
Windmill Lane Studios
Dublin’de, Liffey Nehri’nin iki yakasında iş yerleri ve endüstriyel binalarla dolu Docklands bölgesindeki bir sokak olan Windmill Lane‘de Sir John Rogerson’s Quay (iskelesi) yakınlarda, ses mühendisleri Brian Masterson ve James Morris tarafından 1978 yılında açılmış. Stüdyo ilk yıllarında, aralarında Planxty adlı grubun öne çıktığı birçok geleneksel İrlanda müziği yapan sanatçı ve gruba hizmet vermiş. Windmill Lane Studios‘un kaderini değiştiren, 1980 yılında U2 olmuş. U2’nun yapımcısı Steve Lilywhite, grubun Boy adlı albümündeki davulları, Windmill Lane Studios‘un stüdyo kısmında değil, giriş salonunda kaydetme fikriyle çıkagelmiş ve bu muhteşem albümün başarısının ardından U2, ana stüdyosu olarak burayı kullanmaya başlamış. Stüdyo U2 sayesinde yakaladığı başarıyı, Van Morrison, Sinéad O’Connor, Elvis Costello, Clannad ve Status Quo gibi İrlandalı ünlü sanatçılar ve İrlandalı müzik grupları ile devam ettirmiş.
Taleplere karşı koyamayacak kadar küçük bir alana ve tek bir stüdyoya sahip olan Windmill Lane Studios, 1990 yılında yine aynı bölgede bulunan Ringsend Road üzerindeki, eski bir elektrik santralinden dönüştürülen çok daha geniş binaya taşındı. Eski binayı yıllar içinde farklı işlevlerle kullanmaya devam ettilerse de, müzik tarihi için büyük önem taşıyan bu eski bina, 2015 yılında yıkıldı.
U2’ya Adanmış Bir Duvar
Windmill Lane Studios’un eski binasının, orada kaydedilen ikonik U2 albümleri dışında U2 hayranları için çok büyük bir özelliği daha var: U2 ile özdeşleşen kayıt stüdyosunun arka sokağa bakan duvarı, yıllar boyunca U2 hayranları tarafından graffitilerle kaplanmıştı. Zamanla Dublin’in turist atraksiyonlarından birine dönüşen bu duvar, bugün ne yazık ki Instagram fotoğraflarına fon oluşturamıyor. Bina 2015’te yıkılmış olsa da, Windmill Lane Studios’un duvarı tek parça halinde sakladığı biliniyor. Windmill Lane Studios, Dublin Belediye Meclisi ve U2 arasında henüz duvarın ne olacağı konusunda bir karar verilememiş gözüküyor; fakat parçalara ayrılarak, bağış toplamak amacıyla tüm dünyadaki U2 hayranlarına satılması da değerlendirilen ihtimaller arasında.
Günümüzde Windmill Lane Studios
Windmill Lane Studios‘un 1990’da taşındığı, Ringsend Road’daki yeni mekanında üç adet kayıt stüdyosu bulunuyor. Bunlarda 1 no’lu stüdyo, İrlanda Ulusal Radyosu’nun stüdyosu haricinde ülkede 80 kişilik bir orkestra kaydının yapılabildiği tek stüdyo olma özelliği taşıyor. Dolayısıyla sadece rock ve pop müziğin yıldızları değil, klasik müziğin yıldızlarının da yolu buradan geçiyor. Özellikle 1990’larda, aralarında Mission Impossible, The Remains of the Day ve The Mask gibi filmlerin de olduğu birçok filmin müzikleri bu stüdyoda kaydedilmiş. Ayrıca The Rolling Stones, AC/DC, Hozier ve Lady Gaga da yolu 1 no’lu stüdyodan geçenlerden…
3 no’lu stüdyo daha çok ses miksajı, video kurgulama, dublaj ve vokal kayıtları gibi amaçlarla kullanılırken, sanatçıların farklı teknik ve akustik arayışlarına uygun olarak donatılmış birden fazla odasıyla 2 no’lu stüdyo yıldız isimlerin en çok tercih ettiği stüdyosu Windmill Lane Studio‘nun: U2 albümlerini halen burada kaydetmeye devam ederken, son yıllarda Ed Sheeran, The Script ve Bell X1 gibi isimler de onun izinden gitmiş.
Daha fazla söze gerek yok aslında; müşterileriniz arasında bu isimlerin yer aldığını düşünebiliyor musunuz?
Windmill Lane Studios bu yılın başından beri, Dublin’i ziyaret eden müzik tutkunları için bu efsanevi stüdyoyu ziyaret etme, hikayesini ve başarılarını yerinde öğrenme, yukarıdaki görseldeki isimlerin ayak izlerini takip etme imkanı da sunuyor. Seyahat deneyimlerinin askıya alındığı şu günlerde, bu pek mümkün gözükmüyor. Fakat Windmill Lane Studios‘da kaydedilmiş o muhteşem albümlerden birini pikabınıza yerleştirip ya da çalma listenize ekleyip, koltukta, elinizde kadehiniz, The Irish Spirit’i hissetmeniz mümkün. Evinizden çıkmadan müziğin tadını çıkarmak için bir diğer alternatifin de pazar günleri The Irish Spirit Instagram hesabında Salon İKSV’den canlı yayınlanan Jam Session konserleri olduğunu da hatırlatayım.
Sláinte!
İlk yorumu siz yazın!