Cafe Society: Woody Allen'ın Küçük Allan'a Vedası
Woody Allen son filmi Cafe Society’de kendi ailesi gibi Avusturya’dan göçüp gelmiş Yahudi bir ailenin en küçük oğlu Bobby’nin nasıl New York’ta kuyumculuk yapmaktan sıkılıp Hollywood’a, her şeyin mümkün olduğu o büyük sahneye gittiğini ve nasıl kendi kaderini kendi elleriyle çizdiğini anlatıyor.
Küçük Allan’ın bitmek bilmeyen hikayeleri bir Pazar sabahı sokağa çıktığında başladı. Oyun oynamak için yan evdeki arkadaşını çağırmaya gittiğinde evde kimsenin olmadığını gördü. Upuzun sokakta canı sıkılan küçük Allan başını öne eğip evinin yolunu tuttu. Sonraki hafta yine kapısını çaldı oyun arkadaşının. Sonraki hafta yine, ve yine, ve yine… Ve sonunda dayanamayıp annesine sormaya karar verdi neden kimsenin evde olmadığını. Ve o gün “biz” ve “onlar” girdi hayatına, sorduğu hemen her neden sorusunun da cevabı olmaya devam etti bu “biz” ve “onlar”.
İleride Woody Allen olarak anılacak Allan Stewart Konigsberg’i cevabı olmayan soruları sormaya zorlayacak, hemen her projesinin bir köşesinde varlığını sürdürecek olanın hikayesi bu işte; “onların” neden Cuma gecelerini birlikte geçirmediği, “onların” neden Pazar sabahları kiliseye gittiği, “onların” neden ölümden sonrasını konuştuğu sorularının, sorunsallarının cevaplarını kendince satır aralarında aradığı birbirinden farklı onlarca hikayenin kaynağı. Cafe Society de küçük Allan’ın 80 yıllık hayatı boyunca cevabını aradığı ancak artık bulamayacağının farkına vardığı hikayeler zincirinin son halkası.
Woody Allen son filmi Cafe Society‘de kendi ailesi gibi Avusturya’dan göçüp gelmiş Yahudi bir ailenin en küçük oğlu Bobby’nin nasıl New York’ta kuyumculuk yapmaktan sıkılıp Hollywood’a, her şeyin mümkün olduğu o büyük sahneye gittiğini ve nasıl kendi kaderini kendi elleriyle çizdiğini anlatıyor. Hayatının son demlerindeki birçok kişinin yaptığı gibi 80’ine gelmiş olan Woody Allen bir aynanın karşısında durup zamanın ne denli çabuk geçtiğinden yakınmak yerine kendini perdeye koyup izleme ve hayatını böyle sorgulama lüksüne sahip bir adam yalnızca.
Cafe Society ile Allen sokağı terk edip stüdyoya geri dönmüş. Fakat herkes görsün, herkes bilsin diye de sunduğu dünyanın bir yalandan, bir dekordan ibaret olduğunu da izleyicinin gözüne sokmuş, hikayesini bu atmosferde anlatmayı tercih etmiş. Özel hayatını, yalnızca kendinin bilmesini istediği gerçekleri kurulan sahnenin arkasına gizlemiş. Evindeki koltuğunda oturup, büyük ve geniş ekranına yansıttığı filmi bir başına, biraz mutlu biraz hüzünlü gözyaşlarıyla izlemek ve geri getiremeyeceği geçmişi tekrar tekrar izleyebilmek için böyle bir işe kalkışmış.
Hayat denen oyunda seyirciye elveda demeye hazırlanan bir adamın son günlerini anlattığı bir mektubun ya da bir günlüğün son yapraklarından biri Cafe Society. Kimin ne düşündüğünü umursamadan, sözünü esirgemeden, geride pişmanlık bırakmamak uğruna karalanan son cümlelere, son hikayelere ev sahipliği yapan sayfalardan biri. Woody Allen’ın bir Pazar sabahı sorular sormaya başlayan küçük Allan’a vedası.
IMDb Puanı: 6.6/10
İlginizi çekebilir: Fırat Özerpalet’ten “Ender Bulunan Bir Dahi: Woody Allen“
İlginizi çekebilir: İzlemeniz Gereken 10 Jesse Eisenberg Performansı
İlk yorumu siz yazın!