Konu sokak sanatı olunca, dünyada imajını korumayı başarmış pek çok şehir aklınıza geliyor olabilir. Bunlar muhtemelen Paris, Londra, Berlin, Roma ve New York gibi gerek galerileri, kültür-sanat etkinlikleri ve gerekse sokak sanatıyla bu alana ilgi gösterenlerin odağında yer alan şehirler. Yeterince ün yapmış bu şehirlerin yanında, özellikle Doğu Avrupa’da keşfedilmeyi bekleyen yüzlerce şehir olduğunu söylemek yerinde olur. Kendine özgü sanatsal tavrı ve bu tavrın tarihsel bağlantılarıyla daha mütevazi sayılabilecek bir şekilde var olan şehirlerden biri de Polonya’nın dördüncü büyük şehri olan Wroclaw. Sokak sanatının alışılmışın dışında örnekleriyle dolu şehirde, üç yüz elliyi aşkın cüce heykelciğini keşfe çıkarken devasa duvar resimleriyle karşılaşabilir veya kırmızı ışıkta bekleyen heykellerle yan yana gelebilirsiniz!

Fotoğraf Altyazısı | David Mohseni (unsplash.com)
Wroclaw | Fotoğraf: Unsplash/@DavidMohensi

Odra nehri boyunca kurulan (Odra kelimesinin Leh dilinde kızamık anlamına geliyor olması ilginç) ve tarihte Bohemya, Macaristan, Avusturya İmparatorluğu, Prusya ve Almanya gibi birçok ülkenin hakimiyeti altına giren Wroclaw, Polonya’nın en büyük şehirlerinden biri. Bu durum da şehrin günümüzde bile farklı kültürleri bir arada barındırmasının ve pek çok göçmene ev sahipliği yapmasının nedeni diyebiliriz. 2016 yılında Wroclaw’ın, İspanya’nın San Sebastian şehriyle birlikte Avrupa Kültür Başkenti seçildiğini duymuş olabilirsiniz. Kent için uygun görülen slogan “The Meeting Place” yani “Buluşma Noktası”ydı ki bu slogan şehrin çok kültürlü yapısına mükemmel şekilde uyum sağlıyordu.

Wroclaw “Yaşanacak En İyi Şehirler” listesine girmeyi başarmış olsa da kısa bir süre öncesine kadar böylesine huzurlu değildi. Günümüzde turistlerin uğrak noktası olan şehir birkaç on yıl öncesine kadar savaş yaralarını sarmaya çalışıyordu. İkinci Dünya Savaşı sırasında şehrin %70’i yok oldu. Hasarın onarılmasıysa 1960’lı yıllara kadar sürdü. Şehrin talihsizliği bununla da sınırlı değil; hemen ardından ülkede egemen olan komünizm, hakimiyet kurduğu bütün şehirlerde olduğu gibi birbirinin tıpatıp aynısı binalar, tabelasız dükkanlar ve genel olarak soğuk ve gri bir şehir anlayışını da beraberinde getirerek kenti uzun yıllar bu donuk siluete mahkum etti.

Wroclaw
Wroclaw | Fotoğraf: Deniz Paduraru

Wroclaw’da sokak sanatının gelişiminin hikayesiyse komünizmin ülkeyi terk edişinden sonraki yıllara rastlıyor. Şehir, “Doğu Bloğu” görüntüsünden sıyrılmak için yeni ve yaratıcı ifade biçimleri aramaya başladı. İlk olarak savaşın iç karartıcı etkilerine ve ardından gelen komünist yönetime maruz kalan sanatçılar, bu yeni ifade biçimini aktarmak için şehrin binalarına yöneldiler. Komünizmin birer simgesi olan soğuk ve gri binalar sanatçılar tarafından birer tuvale dönüştürüldü. Günümüzde, giderek çoğalan ve turistler tarafından oldukça ilgi gören duvar resimleriyle şehir bir açık hava galerisine dönüşmüş durumda. Rynek olarak anılan Wroclaw’ın merkezindeki Eski Şehir bölgesinden katılabileceğiniz günlük yürüyüş turlarıyla küçük bir ücret karşılığında pek çok ünlü duvar resmini görebilir ve sanatçıları hakkında bilgi edinebilirsiniz. Bu turlar genellikle gönüllüler tarafından düzenleniyor ve rehberler sizden sabit bir ücret talep etmiyor. Gönlünüzden kopan ücreti bahşiş olarak verebilirsiniz.

Wroclaw’da “Neon Müzesi” Olarak Adlandırılan Ara Sokak
Wroclaw’da “Neon Müzesi” Olarak Adlandırılan Ara Sokak | Fotoğraf: Dawid Zawiła (unsplash.com)

Hikayemiz alternatif bir ifade biçimiyle devam ediyor. Duvar resimleriyle renklenme dönemine adım atan ancak bununla yetinmeyen ülkenin en başarılı sanatçı ve grafikerleri, mimarlarla da iş birliği yaparak şehrin dört bir yanını neon tabelalarla donatmak için harekete geçtiler. Neonlar, hem eski tarihin soğuk ve nötr görüntüsünden şehri kurtarıp renklendirecek, hem de maliyeti düşük sayılabilecek bir reklam yöntemiyle o zamana kadar tabela kullanamayan dükkanlar hareketlenecekti. Şehir, tren istasyonundan sinemalara ve dükkanlara kadar neonlarla donatıldı. Ancak hala İkinci Dünya Savaşı yaralarını sarmaya çalışan ülke ekonomisi 1970’lerde o kadar kötü hale geldi ki, neon tabelaların çoğunun fişi çekilerek bakımsızlığa ve çürümeye terk edildi. Ülkenin kendini toparlamaya başlamasıyla birlikte Neon Dönemi, Polonya’nın yakın tarihinin önemli bir parçası olarak görüldü ve pek çok tabela tamir edildi. Bunun yanı sıra yeni nesil neon tabelalar da şehrin siluetine eklenmeye başladı.

Kentin Maskotu Cüce Heykelcikleri
Kentin Maskotu Cüce Heykelcikleri | Fotoğraf: Deniz Paduraru

Özellikle “Eski Şehir” bölgesinde yürürken karşınıza sıkça çıkabilecek diğer bir ilginç detay da cüce heykeller. Kentin maskotu haline gelen, yalnızca birkaç cm yüksekliğindeki bu cüceler her köşe başında sizi selamlıyor. Bazıları rahat koltuklarında otururken bazıları bir elektrik direğine tırmanmış, turistlere poz veriyor. Heykelciklerin ilki, “Orange Alternative” isimli anti-komünist grubun şehrin merkezine yaptırdığı ve diğerlerinden daha büyük ebatlı baba cüce heykeli; sonrasında bu tarz heykelcikler yaptırmanın bir moda haline geldiğini söyleyebiliriz. Hepsini tek tek keşfetmeye çalışmak da eğlenceli bir turist aktivitesi; bunun için yine günlük turlara katılabileceğiniz gibi internet üzerinden “Wroclaw’s Dwarfs Map” aramasıyla heykellerin lokasyonlarına erişebilirsiniz.

2019-10-29-03-04-27-1
İsimsiz Yayalar| Fotoğraf: Deniz Paduraru

Son olarak bahsetmek istediğim eser oldukça ilginç. Kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçmeyi beklerken yanınızda bir heykel grubu bulduğunuzu düşünün. “İsimsiz Yayalar” adlı bu çalışma 2005 yılında Jerry Kalina tarafından, sıkıyönetim sırasında ortadan kaybolan sivillerin anısına yapıldı. Yolun bir tarafında kaldırımın içine doğru yürüyerek kaybolan yayalar, yolun karşısında tekrar kaldırımdan dışarı çıkıyor.

İlk bakışta sıradan bir Orta Avrupa şehri gibi görünen Wroclaw, daha pek çok sokak sanatı örneğiyle keşfedilmeyi bekleyen heyecanlı bir açık hava müzesi gibi. Özellikle bahar ve yaz aylarında şehri ziyaret ederek oldukça ilginç sokak sergilerine ve festivallere de denk gelmeniz mümkün.

Kapak Fotoğrafı: Dawid Zawiła

İlginizi çekebilir: Esin Bilge Çelik’ten Bir Kış Rotası: Kiev