Yakın Gelecekte 'Wellness': Bizi Bekleyen Bakım Trendleri
“Yakın gelecekte bizi ‘wellness’ anlamında ne gibi yenilikler bekliyor?” sorusu, sizin de epeydir zihninizi kurcalayan, cevabını merak ettiğiniz bir soru mu? Öyleyse, birazdan söz edeceğimiz, 2020’nin son çeyreğinde ve 2021 yılında hayatımızın merkezine oturması beklenen wellness trendleriyle tanışmalı ve bu trendler arasından hayatınıza mutlaka dahil etmek istedikleriniz için adım atmaya şimdiden başlamalısınız.
Sanal Bakım Ürünü Denemeleri
Güzellik ve bakım sektörünün çok yakında yeni bir yıldızının olacağını biliyor muydunuz? Sanal gerçeklik! Hayatımızın pek çok alanında sıkça karşımıza çıkmasına artık alıştığımız sanal gerçeklik teknolojisinin, yakın gelecekte herhangi bir bakım veya güzellik ürününü satın aldığımız anlarda da varlığını göstermesi bekleniyor. Nasıl mı?
Sanal gerçeklik teknolojisi, yüz şeklinizden cilt renginizin tonuna ve yüzünüzdeki çizgilere, yüzünüzün karakteristik yapısını algılıyor ve bu doğrultuda, farklı ürünlerin yüzünüzde uygulandığında nasıl bir görüntü yaratacağını hemen o anda, hızlıca size gösteriyor. Bu teknolojiyi kapısından girdiğiniz güzellik mağazalarında yakında görebileceğiniz gibi, kısa süre içerisinde akıllı telefonunuzu kullanarak bile hayatınıza dahil edebileceksiniz.
Ses Masajı
Yakın zamanda adını sıkça duymaya başlayacağımız bir ‘iyi hissetme’ yöntemi, ses masajı olacak. Bir süredir sağlıklı yaşam alanında kendine küçük adımlarla alan açan ve nihayet geçtiğimiz yıl dijital ortamda aldığı ilgi anlamında %285’lik bir patlama yaşayan bu trendin kaynağı aslında en eski çağlara, şamanlara dayanıyor.
Etkisini ses titreşimlerinin gücünden alan ses masajı şöyle işliyor: Farklı büyüklüklerdeki ses çanakları kişinin bedeninin belli noktalarına yerleştiriliyor ve çanaklara nazikçe vurulmaya başlanıyor. Çanaklardan çıkan harmonik sesler ve yaydıkları belli frekanslar bedenin belli başlı organlarına etki ederek onları rahatlatıyor, kasılmış bölgeleri gevşetiyor. Kan dolaşımı artıyor, beden ve ruh dinleniyor. Bazı durumlarda, sesin değişebilmesi için çanaklara su da doldurulduğu oluyor. Tipik masaj algısına, yalnızca hissedilme değil, aynı zamanda duyulma özelliğiyle de yeni bir perspektif getiren bu trend, yakında çokça konuşulacağa benziyor.
Multifonksiyonel Ürünler
İlerleyen zamanlarda epey talep görmesi beklenen ve tüm sektörlerin yönünü bu doğrultuda değiştirmesine vesile olacağı konuşulan bir trend de, ürünlerin çok işlevliliği konusu. Giderek daha hızlı bir yaşam temposuna ayak uydurmaya çalışan çoğunluk için, aynı anda birden fazla ihtiyacı gidermeye olanak sağlayan ürünler adeta ‘yıldız’ olacak. Çünkü bu ürünler, tek seferde pek çok konuya çözüm getirmeye yönelik doğaları gereği, bakım ritüellerine ivme kazandırıyor ve güzellik uygulamalarına zaman yaratmakta zorlananlar için pratik bir alternatif oluyor.
Multifonksiyonel ürünleri tercih etmek, aynı zamanda çevre açısından da olumlu bir etkiye sahip: Böylece biz tüketiciler, farklı ihtiyaçlarımıza hitap eden birden çok ürün alacağımıza, edindiğimiz tek bir ürün ile isteklerimizi tek seferde karşılayabiliyor, tüketim döngüsünden bir hane eksiltmiş ve daha az atık çıkarmış oluyoruz. İşte bu noktada sizleri, tam da anlattığımız gibi bir multifonksiyonel ürün olan Veet sir ağda bantlarıyla tanıştırmak istiyoruz. Veet sir ağda bantları, en kısa tüylerde bile uzun süren pürüzsüzlük sağlamakla kalmıyor aynı zamanda cildinizi nemlendiriyor. Böylece hem ağda bandınız hem de nemlendiriciniz oluyor.
Hava Filtreleme Teknolojileri
Atmosfer kirliliği, günümüzde sıkça duyduğumuz bir konu. Peki ya, kapalı ortamlardaki hava kirliliğinin açık havadaki kirliliğe kıyasla, 2 ila 5 kat daha fazla olumsuz etkiye sahip olduğunu biliyor muydunuz? (Kaynak: EPA) American Lung Association ise, bu durumu şu cümleyle anlatıyor: “Halılar, tablolar ve temizlik malzemelerinden yayılan kimyasallar, uzun süre havada asılı kalıyor ve birtakım sağlık sorunlarına yol açabiliyor.” Eğer bu konular size yabancı geliyorsa, yakında kendinizi çok daha aşina hissedeceğinizden emin olabilirsiniz çünkü yeni hava filtreleme teknolojilerinin, kısa zaman içinde hayatımızda epey görünür hale gelmesi bekleniyor. Elbette ki amaç, önce soluduğumuz havanın kalitesini, sonra da dolaylı olarak hayat kalitemizi iyileştirmek.
Hayal edin, giyilebilir teknolojilerin de hayatımıza iyice girmesiyle birlikte, pek yakında şöyle bir sahnenin baş kahramanı olabilirsiniz: Bir kadın yolda yürümektedir, katılacağı bir toplantı vardır. Derken akıllı telefonunun uyarısını görür; o yolda yürürken, eş zamanlı olarak bulunduğu ortamın hava kalitesini ölçen akıllı telefonu, ona daha iyi bir hava kalitesine sahip alternatif bir yol önermektedir. Kadın, hiç tereddüt etmeden bu yolu seçer. – Ne dersiniz, kulağa nasıl geliyor? Düşünün ki, bu günlerde tam da böyle bir teknoloji üzerine çalışmalar devam ediyor.
Lenfatik Sistem Odaklı Sporlar
Lenfatik sisteminizi ne kadar iyi tanıyorsunuz? Vücudumuzun 3. dolaşım sistemi olarak bilinen lenfatik sistem, lenf nodlarımız ve bu nodlarla ilişkili lenfatik damarlarımızı kapsıyor. Vücudumuzda biriken fazla lenf sıvısınınsa filtre edilmesi gerekiyor, böylelikle bağışıklık sistemimiz güçlü, sindirim sistemimiz iyi durumda kalabiliyor, hastalıkların önlenmesi mümkün oluyor. Lenfatik sistemin sağlığımız üzerinde ne kadar büyük bir role sahip olduğu henüz çoğunluk tarafından çok iyi bilinmese de, yakın gelecekte bu önemin iyice fark edilmesi ve hatta lenfatik sisteme yönelik spa uygulamalarıyla spor derslerinin tasarlanması bekleniyor.
Araştırmalara göre, lenfatik sisteme iyi gelmesi açısından bakım ve güzellik sektörü daha çok masaj uygulamalarına yönelirken, kısa zaman önce tanıştığımız Gua Sha taşları ve yüze uygulanan kristal roller’lar da hepimizin vazgeçilmezleri arasına girecek. Bu doğrultuda spor sektörünün gözdesiyse trambolin olacak, fitness merkezleri programlarına trambolin derslerini hızla dahil edecek. Sebebi, yukarı ve aşağı ritmik zıplamayı sağlayan trambolin egzersizinin optimum lenfatik dolaşımı teşvik edebiliyor olması.
Sürdürülebilirlik, Sürdürülebilirlik, Sürdürülebilirlik!
Ve tabii ki, sürdürülebilirlik. Doğaya saygılı ve sürdürülebilirliği esas alan yaklaşım, şüphesiz her yılın trendi ancak özellikle yakın gelecekte adını daha sık duymak bir yana, çok daha fazla alanda uygulamaya konduğunu görmeye başlayacağız. Nielsen’ın 2019 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, tüketicilerin %73’ünün doğaya olan olumsuz etkisini azaltmak istediğini ve %38’inin sürdürülebilir güzellik ürünleri satın almayı tercih ettiğini söylediği göz önünde bulundurulursa, bu konuda bizlerin de istekli olduğu ortada. Bu da, iyi yaşamın içine aldığı her alanda sürdürülebilirlik kavramını daha sık göreceğimizin bir göstergesi.
Kapak fotoğrafı: Unsplash / Zoltan Tasi
İlginizi çekebilir: Beauty Magger’dan Yeni Seyahat Trendleri
İlk yorumu siz yazın!