BluTV’nin geçtiğimiz sonbahar sezonunda yayınlanan dizisi ”Yarım Kalan Aşklar” ile ilk defa yolum kesişti ve çok keyifle izlediğim ve beni şaşırtan bu diziyle ilgili fikirlerimi sunmak isterim. 

Yarım Kalan Aşklar
Yarım Kalan Aşklar | Fotoğraf: BluTV

TIMS&B etiketi altında yapılan ve Timur Savcı ve Burak Sağyaşar‘ın yapımcılığı üstlendiği ‘Yarım Kalan Aşklar‘, ismi gibi bir aşk dizisi değil bana kalırsa. Bir iki ay önce her yerde posteri varken bana tipik bir Türk aşk dizisi gibi gelmişti. Oysaki yanıltıcılarmış. Elbette hikayenin ana merkezinde bir aşk hikayesi var ama senaryo size çok daha fazlasını sunuyor. Yönetmen koltuğunda Umur Turagay, yazar olarak da Hakan Bonomo, Ethem Özışık ve Ercan Uğur‘un işbirliğinden çıkan dizi, bana kalırsa neo-noir türünü ekrana getirişi ve ilginç karakter ilişkileriyle ön plana çıkıyor. 

Neo-Noir Tadında Bir Dizi 

Film Noir dediğimiz türün yakın tarihte en göze çarpan, ve en beğenilen örneği ‘Şahsiyet‘ idi. Yüksek kontrastlı renk skalası, baş karakterin bir hayli kusurlu bir anti-kahraman olması ve uygulanan şiddetin çiğ bir şekilde izleyiciye sunulmasıyla aslında tanımlanması zor olan neo-noir’a güzel bir örnek teşkil etti. Neo-noir eğer sevdiğiniz bir tür ise ve daha fazla filme göz atmak isterseniz, linke tıklayarak Vulture dergisinin hazırladığı seçkiye ulaşabilirsiniz. 

Yarım Kalan Aşklar
Yarım Kalan Aşklar | Fotoğraf: BluTV

Neo-Noir türünün bir diğer özelliği de genellikle bir detektif veya polisin başrolde olmasıdır. ‘Yarım Kalan Aşklar’daki baş anti-kahramanımız Kadir Bilmez de ismi gibi kimseye bir faydası olmamış bir adamdır. Genelde ya bir femme fatale dediğimiz tehlikeli kadın veya yıllar içerisinde evrildiği şekliyle homme fatale vardır. Burada da Ece karakteriyle femme fatale, ve Kadir Bilmez ile homme fatale gözler önüne seriliyor. 

Yarım Kalan İşler ve Yarım Kalan Aşklar 

Yarım Kalan Aşklar Ozan Karakteri
Yarım Kalan Aşklar Ozan Karakteri | Fotoğraf: Televizyon Gazetesi

Dizi, Tolga Sarıtaş’ın canlandırdığı Ozan adlı bir gazetecinin önemli bir olayı ortaya çıkarmasının arifesinde öldürülmesiyle başlıyor. İstanbul’un yakınlarında bir yerde çokça sayıda insan, günbegün kör oluyor ve kimse sebebini bilmiyor. Bununla ilgili kilit bir bilgiyi edindiği anda da Ozan, ansızın bir kamyonetin çarpması sonucu ölüyor. İşin rengi şimdi değişiyor…. Ozan öldü ancak başka birinin bedeninde uyanıveriyor. Uyandığı beden, Kadir Bilmez’e ait.  Bir araba mezarlığında, sivil polis aracının içinde, şırıngalar ve alkol şişeleri eşliğinde kendini sorgularken, bir anda yanında bir adam beliriveriyor. Adam meğer Yarım Kalan İşler Müdürlüğü’nden gelen bir memurmuş. Bu ilahi müdürlüğün amacı, önemli bir şeyi keşfedecekken ölen insanlara yarım kalan işlerini bitirmeleri için bir şans vermek. Tek bir şartları var, o da bundan kimseye bahsetmemek. Zaten ilerleyen zamanlarda görüyoruz ki, bahsetmeye kalktığında kafasına öyle bir ağrı saplanıyor ki ağzından tek bir kelime bile çıkması imkansız oluyor. 

yka-4
Yarım Kalan Aşklar | Fotoğraf: BluTV

Dizi bir yandan sürekli yarım kalan aşklar sirkülasyonunda kalmak için ısrar etse de aslında çok başarılı kurgulanmış, yer yer komik bir polisiye dizisi. Gerek Kadir (veya Ozan mı demeli) ve Elif’in imkansızlığı, gerek İsmet ve Ece’nın çıkmazlı ilişkisi, gerek Kadir ve eski eşinin dinamikleri derken sürekli aslında bir yarım kalan aşklar silsilesinde buluyoruz kendimizi. Dizi bu bağlantıları kurarken bir yandan da ortadaki büyük gizemi de boş bırakmıyor ve olay tam çok kolay çözüldü derken yine kördüğüm şeklinde önünüze bırakıyor. Bu açıdan da, tahmin edilebilir ve fazlaca yapılmış senaryolardan bir ferahlama sunuyor. 

Karakter Arkının Önemi

İkinci bölümün başında kendini Kadir Bilmez’in bedeninde bulan Ozan’ın yaptığı gibi üçük bir şema çizmek gerekirse, Kadir Bilmez, baş komiser ve Ozan’ın yer aldığı beden. Saadet, Kadir’in eski eşi ve Kadir’den çok çekmiş. İsmet, İstanbul’un en belalı mafyalarından ve Kadir’in de başı ona borcundan dolayı belada. Ece, İsmet’in sevgilisi ama aynı zamanda İstanbul’daki tüm kadınlar gibi Kadir’le yatıyor.  Ve en önemlisi, Elif, Ozan’ın biricik nişanlısı.  Bu dizinin verdiği en ferahlatıcı özellik, herhalde karakterlerin stok karakter olmaktan öteye, yaşayan, geçmişleri ve gelecekleri olan insanlar olmaları. 

Neleri Görmek İsterdim?

Hikayenin birkaç tutarsızlığı var. Bunların bir tanesi, tüm bildiklerini yanlış çıkaran, ölümden dirilme konseptiyle tanıştığı gibi yeni bedenine adapte olması. Mantıklı bağlantılarla bu adaptasyonu sağlamaya çalışıyor senaristler ama yine de çok da tanıyamadığımız çetin ceviz ama kibar gazeteci olarak gördüğümüz Ozan’ın bir anda herkese zararı dokunan, sürekli küfreden Kadir Bilmez karakterine 1 bölümde alışması pek gerçekçi gelmiyor.

‘Yarım Kalan Aşklar’ Yarım Kaldı

BluTV’nin bu diziyi devam ettirmemesindeki sebep neydi bilmiyorum ama bana kalırsa çok yüksek potansiyeli olan bir diziydi. ‘Yarım Kalan Aşklar’ alışılagelmiş romantizmin içinden çıkıp, hayatın içinden ve televizyon dizilerine göre daha sahici diyaloglarıyla çok keyifli bir seyir tecrübesi yaratıyor. Karakterlerin hepsinin iç çatışmaları da olay örgüsüne zarif bir katkıda bulunup hikayeyi zenginleştiriyor ve seyirci ve karakterler arasında bir bağ oluşumuna yol açıyor. 

Geneline bakarsak, bana kalırsa orjinal bir Türk yapım olarak çok başarılı bir dizi örneği ama reklam kampanyasını yürüten ajansın çıkarması gereken ders, daha dizinin ruhunu yansıtan bir kampanya düşünmek olabilirmiş.  

Kapak Fotoğrafı: Finans Ajans

İlginizi çekebilir: Duygu Dinçkan’dan BluTV Yerli Dizi Önerileri