Ertuğrul Akbay'dan "Yaş 75 Yolun Yarısı"
Neredeyse son 1 aydır en çok satanlar listesinde en üst sıralarda bir kitap yer alıyor. Yılmaz Özdil’den Hasan Pulur’a kadar birçok köşe yazarı, yazılarında bu kitaba yer veriyor. Birçok sohbetin ise ana konusu haline geliyor. Herkes merak ediyor, nasıl olduğunu anlamaya çalışıyor ve hemen okuyup uygulamaya geçmek için de kitaptan mutlaka bir tane alıyor. Hangi kitaptan mı bahsediyorum? Ertuğrul Akbay’ın yazdığı “Yaş 75, Yolun Yarısı Eder” isimli kitabından.
Usta gazeteci Ertuğrul Akbay, sağlıklı ve genç kalmanın formülünü bulmuş ve bu formülü herkesle paylaşmak için bu kitabı yazmış. Kendisi 75 yaşında halen çevik, tenisten yüzmeye kadar her türlü sporu gayet iyi yapıyor ve hiçbir sağlık sorunu yaşamıyor. Akbay’ın sadece beden değil ruh sağlığı da imrenilecek düzeyde. İç huzuru yakalamış, bardağın dolu tarafını görüyor ve yaşam enerjisi de her daim yüksek. Hal böyle olunca da 75 yaşında kendini yolun sadece yarısına gelmiş gibi hissediyor. Kitabın kapağındaki resmi de tüm bu yazılanların özetleyici fotoğrafını çekiyor.
Kitabı açtığınızda, Akbay’ın resminin altındaki notunda kitabı nasıl bir bakış açısıyla okumanız gerektiğini görüyorsunuz. Kitap, ansiklopedi gibi didaktik değil ya da bunları yapmazsanız dünyanın sonu gelir gibi de bir bilgiçlik taslanmadan yazılmış. Sadece yazarın “Ben yaptım, başardım ve faydasını gördüm. Siz de yapabilirsiniz, bunun için özel bir yetenek gerekmiyor ve yaparsanız da değişimi görür ve kaliteli ve sağlıklı bir yaşama sahip olursunuz.” şeklindeki önerisinden ibaret. Dili de tahmin edeceğiniz üzere sade ve akıcı. Önerilerini kendi uygulamalarıyla ve aldığı sonuçlarla pekiştiriyor. Sadece önerileri vermekle kalmıyor, gazetecilik yaşamında başından geçen olayları ve deneyimlerini de paylaşıyor, seyahatlerinde özellikle Hindistan’da karşılaştıkları durumları, katıldığı programları anlatıyor ve fotoğraflarla zenginleştiriyor. Dolayısıyla kitap, büyük bir zevkle okunuyor, arada aklımıza bir şey takılırsa ya da yeniden hatırlamak istersek de dönüp bakabileceğimiz bir başucu kitabı niteliği taşıyor.
75 yaşına kadar yaşar mıyım bilmiyorum ama en azından önerilerden
birkaçı şimdiden kulağımda küpe oldu. İşte, bu altın önerilerden bazıları:
Düzenli ve kaliteli uyku: Sağlam bir kafanın sağlam bir vücutta bulunması için ilk kural düzenli bir uyku. Her gün aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmaya özen göstermeliyiz. Bu konuda fedakarlık kabul edilmiyor. Öyle ki, yazar bir bölümde “eğer düzenli bir uyku alışkanlığınız yoksa, gece yaşamı ve zevkleriniz için uykunuzdan fedakarlık edeceksiniz bu kitabı hemen kapatın ve hiç okumayın” diyor.
Sigara ve alkol tüketmemek: Sadece uzun yaşamak için değil her daim sağlıklı olmak için de başta sigarayı hayatımızdan kesinlikle çıkarmak gerekiyor. Eğer bunu uygulamazsak bu kadar yaptığımız çalışmayı çöpe atmış oluyoruz. Spor ve beslenme gibi aşağıdaki diğer önerilerin hiçbir yararı ve önemi de kalmıyor.
Sağlıklı ve doğru beslenmek: Bugüne kadar bildiğimiz bazı kuralların yanı sıra besinleri nasıl doğru tüketmemiz gerektiğini de öğreniyoruz. Sebze tüketmeliyiz ama sebzeleri ve yemekleri kendi buharında pişirmeliyiz. Domatesi, domates suyunu, yumurta ve süt ürünlerini soframızdan eksik etmemeliyiz. Tabi ki, içtiğimiz çayın bize sağlıklı geri dönüşü için de Kafkas usulü demlemeli yemeklerden önce içerek yemekten alacağımız vitamin ve minerali iki katına çıkarmalıyız. Kuzu eti ve tereyağının da ne derece gerekli olduğu da detaylarıyla kitapta yazıyor. Bir de mutlaka su içmeliyiz, insan vücudu günde her 30 kilo için bir litre suya ihtiyaç duyarmış. Bitki ve otlarla ilgili diğer bilgiler ve öğünlerdeki yemek miktarıyla ilgili tüm detaylar için de kitabı incelemek gerek.
Spor yapmak: Sporu hayatımızın bir parçası haline getirmeliyiz, eğitim gibi spor da şart! Hiçbir şey yapamıyorsak en azından yürüyüşü ihmal etmemek gerekiyor. Yalnız salına salına değil de postacılar gibi yürümeliyiz. Sporu yaparken sadece güçlü olmakla kalmayacak aynı zamanda doğru hareketlerle boyumuzu da uzatmış olacağız. Bu kitapla birlikte “boy belli bir yaştan sonra uzamaz ve hatta kısalır” diye bildiğimiz bir doğru da artık geçerliliğini yitiriyor. Yazar 75 yaşında ve boyu kısalacağına 10-12 santim uzamış. Zaten herkesi de en çok hayrete düşüren bir konu. Bence kitabı alanların en az yarısı sadece bunu okumak ve uygulamak için alıyor. Kitapta, boy uzatmak ve kasları güçlendirmek için yapılması gereken spor hareketleri resimlerle açıkça anlatılmış.
Güçlü bir iradeye sahip olmak: Hayatta ne kadar kararlı ve güçlü olursak o kadar kolay bir şekilde hedeflerimize ulaşırız. İnanmak, başarmanın yarısı ve azmin gerçekleştiremeyeceği hiçbir şey yok. Güçlü irade demek engelleri ortadan kaldırmak, yılmamak ve sonunda başarıyı yakalamak demek. Tüm bunları yaparken de olumlu düşünmek de şart. Zaten yazarın bu başarısı da onun ne kadar güçlü bir iradeye sahip olduğunu gösteriyor. Güçlü iradeye sahip olmanın ve istediklerimizi başarmanın başlıca yolu 5 duyumuzu eğitmekten geçiyor. Akbay’ın Hindistan’da kaldığı süre boyunca bu konuyla ilgili yaptıklarını anlattığı bu bölümü asla atlamamalı, hatta özümsemek için en az iki defa üstünden geçmeliyiz.
Çalışmak, üretmek ama asla işimizin esiri olmamak: Çalışmanın ve sürekli bir şeyler üretmenin ne kadar önemli ve değerli olduğu malum. Bizi yaşama bağlar, severek yaptığımız her iş bize motivasyon ve daha çok üretme ve daha çok yaratma gücü olarak geri döner. Atalarımız da boşuna dememiş: işleyen demir, ışıldar. Tabi çalışmak önemli ama kitapta yazarın üstüne basa basa söylediği bir gerçek var, o da “işinizin esiri olmayın!” Kendisinin yaşamındaki en büyük pişmanlığı da işine fazla düşkün olması ve iş dışındaki hayatını tamamen boş vermesi. İnsanın iş dışında da bir hayatı vardır ve mutlaka kendisine bir zaman ayırmalı, hobileri olmalı, ailesi ve dostlarıyla güzel bir zaman geçirmeye bakmalıdır. Dünyaya bir defa geliyoruz, işimize takılıp hayatı es geçmemek gerek!
Bunların sadece birkaçını yapsak ya da yapmaya çalışsak bile fazlasıyla faydasını göreceğimiz, sonuç olarak fiziksel ve ruhsal sağlığımızın yanında yaşam kalitemizin de artacağı kesin. Böylece aşağıdaki fotoğrafta görüleceği üzere hangi yaşta olursak olalım başaşağı durabilir ve hayata sağlıkla bakıp herkese ezber bozdurabiliriz. Yalnız, tüm bunlara başlamadan önce ve başladıktan sonra hep aklımızda tutmamız gereken tek bir kural var: Tüm bu öneriler, istikrarlı ve kararlı bir biçimde uygulanmalı, büyük bir bağlılıkla yapmaya devam edilmeli. Kısaca YAŞAM FELSEFEMİZ olmalı.
İlk yorumu siz yazın!