İlk yorumu siz yazın!
Yazma Üzerine Aktiviteler: Yaratıcılığınızı Besleyecek Öneriler
Keyifli vakit geçirmek için illa ki dışarı çıkmaya gerek yok, evde yalnız kaldığınız zamanları da pekala değerlendirebilirsiniz. Özellikle yeni varyantla beraber Covid çemberinin giderek daraldığı şu günlerde evde kalmak doğru bir karar olabilir. Sizlere zihninizi dinlendirecek, yaratıcılığınızı besleyecek ve sizi geliştirecek bir önerim var: yazmak!
Yazma Üzerine Aktiviteler
Journaling
Journaling’i doğrudan “günlük tutmak” olarak çevirmek eksik olur sanırım. Duygu ve düşüncelerinizi daha iyi anlamak için, bilinçli ve farkında olarak yazmak journaling’i daha doğru bir tanımlayabilir diye düşünüyorum. Journaling’e her sabah kalktığımda bir gün önce başıma gelen üç güzel şeyi ve bana hissettirdiklerini yazarak başlamıştım. Bu alışkanlığım akıntıya kapılıp gittiğim bir günün bile ufak mutluluklarla dolu olduğunun farkına varmamı sağlıyordu. Yazdıklarım zamanla daha da evrildi: Artık zihnimi boşaltmak için, kısa ve orta vadeli planlar yapmak için aklıma gelen her şeyi serbestçe yazıyorum. Böylece bilinçaltımda yatan sorunları ve çözümleri etkili bir şekilde su üstüne çıkarabildiğimi gördüm. Sizi motive edecek bir defter ve kalem alıp journaling alışkanlığını edinmenizi öneririm, çok faydasını göreceksiniz!
Kaligrafi
Kaligrafi benim için bir çeşit mindfulness aktivitesi. Nereden başlayacağını merak edenlere harika bir kaynak önermek isterim. John O. Stevens ve Cari Ferrero’ya ait “Kaligrafi ve Tipografi El Kitabı”nda Uncial, Runic Versals, Lombardic gibi farklı yazı stillerini ve kaligrafi kalemlerini öğrenebilir, alıştırma sayfalarında bol bol pratik yapabilirsiniz. Her harfin nasıl yazıldığını detaylı inceleyip, birebir aynısını yapmaya çalışırken her şeyi unuttuğunuzu ve zamanın su gibi akıp geçtiğini fark edeceksiniz.
Kitap Günlüğü
Önceden okuduğunuz bir kitabın detaylarını unuttuğunuz oluyordur muhakkak. Hatta bazen o kitabı okuyup okumadığınızdan emin olamadığınız zamanlar bile yaşıyor olabilirsiniz. Bu şahsen beni rahatsız eden bir durumdu, o kitabın bana hiçbir katkısı olmamış gibi hissediyordum. Ben de okuduğum kitapları bir defterde toplamaya başladım: Öncelikle kısaca kitabın konusunu ve ana karakterleri açıklıyorum. Ardından kitap hakkındaki düşüncelerimi ve bana hissettirdiklerini yazıyorum; o kitabı diğerlerinden farklı kılan neydi, bana ne kattı, hangi yanlarını sevdim veya sevmedim gibi… Ek olarak kitap ve yazar hakkında internette kısa bir araştırma yapıp, ilgimi çeken bilgileri de ekliyorum. Hatta bu kitapların bazılarını theMagger’da sizlerle de paylaştım, yazılara buradan da ulaşabilirsiniz; Öykü Sevenler İçin 5 Kitap Önerisi, Sistem ve Toplumu Eleştiren 10 Kitap, Kurgu ve Fantastik Türünde 10 Kitap. Ayrıca bu günlüğünüz sadece kitapla sınırlı kalmayabilir, sizi etkileyen film, tiyatro, seyahat ve etkinlikleri kaleme alarak günlüğünüzü daha da çeşitlendirebilirsiniz.
TED Talks Çevirmenliği
TED konuşmalarını dinlemeyeniniz yoktur diye tahmin ediyorum. Bilimden teknolojiye, kişisel gelişimden global sorunlara birçok alanda ilham verici konuları ele alıyorlar. Peki bu konuşmaları Türkçe’ye kim çeviriyor hiç düşündünüz mü? TED’in gönüllü çevirmenleri! Ben de onlardan biri olarak hem TED konuşmalarını dil bariyeri olan insanlara ulaştırıyorum, hem de birçok alanda bilgi sahibi oluyorum. Konuşmacının kurduğu cümleleri Türkçe nasıl ifade edebileceğinizi düşünürken, tüm konsantrasyonunuzu ona verdiğiniz için dış dünyadan tamamen soyutlanıp keyifli zaman geçirebilirsiniz. TED’in internet sitesi üzerinden gönüllü çevirmenliğe başvurmak için tıklayın.
Roman veya Öykü Yazarlığı
Pandeminin başlarında, sokağa çıkma kısıtlaması olduğu dönemde, evde geçirdiğim zamanı daha iyi değerlendirebilmek için Margaret Atwood’un Masterclass’taki yaratıcı yazarlık dersini almıştım. Yaklaşık 4 saat süren 23 bölümlük ders ve onlarca ödevden derlediğim en önemli bilgileri sizinle Yaratıcı Yazarlık: Margaret Atwood’un Derslerinden İpuçları yazımda paylaşmıştım. Ben sonrasında roman veya öykü yazmadım maalesef ama bir şeyler üretmeyi ne kadar çok sevdiğimi fark ederek theMagger’da yazarlığa başladım. Yaratıcı yazarlığı merak eden herkesin bir göz atmasını öneririm.
Kapak fotoğrafı: Emma Dau (Unsplash.com)
İlginizi çekebilir: Melike Büşra’dan Bullet Journaling
Berlin’e gitmeden önce şehri betimleyen ve zihnimde Berlin’i canlandırabileceğim filmlerden oluşan bir liste! Kalemine sağlık
Uzun zaman üzerinde düşündüğüm ama bir türlü bitiremediğim bir yazıydı Berlin, Sinema ve filmler. Yazmak size kısmet olmuş. Benim listemde de olan filmler var. Benim listemde eski fimler de var, 1960lardan Soğuk Savaş dönemi filmleri. O dönem Berlin'İ tanımak için ki ben Berlin'i çok severim ama eski Berlin ruhunu. O yüzden de hep Alexanderplatz'da kalırım mesela. BU fimlerde o ruh da vardır: 1963 yapımı Funeral in Berlin, 1966 Torn Curtain, 1961 yapımı One, Two, Three. Bunlara Doğu Berlin temalı Des Leben der Anderen, ve The Spy who came in from the Cold da eklenebilir. Öte yandan listenizde bir eksik var. Açık ara Berlin üzerine yapılmış en iyi film: Der Himmel Under Berlin... o olmadan her türlü Berlin ve filmler listesi eksiktir kanaatimce. Elinize sağlık...
Teşekkürler yorum için, daha önce izlemediğim bir kaç filmi not aldım bile. Tabii ki pek çok listede olduğu gibi, bu liste de tamamen sübjektif. Berlin'in bende bıraktığı hislerin yansımasını gördüğüm mini bir liste hazırlamak istedim sadece, listeyi hazırlarken de duvarın yıkılmasını da kendime milat aldım. Belki sizden de 89 öncesi Berlin'i ve soğuk savaş dönemlerini anlatan güzel bir yazı gelir. Önerilerden anladığım kadarıyla, oldukça keyifli bir liste gelecektir diye düşünüyorum
selamlar.. açıkcası şimdi okuduğumda liste için eksik tanımım doğru olmamış. Dediğiniz gibi öznel bir liste ki benim gibi The Magger'da listeli pek çok yazı yazmış ve her bir yazıda o listenin öznel olduğunu belirtmiş biri olarak bunu yazmamam lazımdı. Bir de dediğiniz gibi Der Himmel Under Berlin 1987 tarihli ve hala Duvar ayaktayken yapılmış bir film, sizin listenin konseptine uymuyor. Yeni yazı fikri verdiğiniz için de teşekkürler