Yeldeğirmeni’nde her mekanının kendi özgü bir havası ve anlatacak bir sıfatı vardır. En yenilerinden Rucio’yu ise sadece iki kelimeyle tanımlamak mümkün: Lezzetli ve Huzurlu.

Konum

Yeldeğirmeni’nin çiçeği burnunda yeni sakini Rucio Cafe, semtin karmaşasından uzak bir köşede kendine yer edinmiş; menüsü lezzetli, ortamı da huzurlu bir mekan olmuş. Önce konumu, sonra dekoru, en son olarak da menüsüyle farkını ortaya koymuş.

Yeldeğirmeni’ndeki birçok mekan bildiğimiz gibi Karakolhane Caddesi’nin üstünde veya en fazla iki dükkan uzağında. Sokağın hareketine bir şekilde ortak. Rucio Cafe ise Duatepe Sokak’ın en sonunda yer alıyor. Yani yoğun bir gün sonrasında gelmek, gizli ve önemli bir toplantıyı yapmak, işleri bitirmek veya sadece kitap okumak gibi ihtiyaçlarınıza derman. İsterseniz girişteki koltuklara geçip evinizin balkonunda oturuyor hissi yaşayabilirsiniz. İsterseniz de içeri girip mekanın arkasında her şeyden uzak dinginliğe kavuşabilirsiniz. Mekanın tasarımı özel olarak düşünülmüş. Girişteki açık mutfak ne yapıldığını görmenizi sağlıyor. Arkadaki alan ise uzun masayla birlikte yaptığınız işle, okuduğunuz kitapla ya da arkadaşlarınızla başbaşa kalma imkanı veriyor. Hatta özel toplantılarınızı veya doğum günü gibi kutlamalarınızı burada gerçekleştirebilirsiniz mekanın diğer sakinlerini rahatsız etmeden. Genel olarak huzurlu atmosferine de nostaljik müzikler eşlik ediyor. Hemen belirtmekte fayda var, Rucio, gelenleri eli boş göndermiyor, kitap ayraçlarıyla uğurluyor.

Yeldeğirmeni’nde lezzet deyince akla ilk olarak kahvaltı geliyor, Rucio’da da durum aynı ve üç ayrı kahvaltı şeçeneği, menünün ağır topları.  Şöyle bir geçiştirmek için kahvaltı gevreğini, biraz atıştırayım derseniz minnak kahvaltı tabağını, adamakıllı kahvaltı yapayım, masada zeytinden peynire, baldan kuru domateslere kadar her şey olsun derseniz Rucio kahvaltıyı seçebilirsiniz. Üstelik anne reçeli de içinde. Portakal, havuç ve elmadan oluşan özel tarif reçelleri şiddetle tavsiye, satın alıp eve bir kavanoz götürmeniz ise garanti.

Ana yemek seçenekleri de üçe ayrılıyor: a) salatalar b) krepler c) makarnalar. Salatalarda favori kuru meyveli buğday salatası. Kreplerde peynirli ve kekikli Girit krebi, makarnalarda ise hepsi. Napoliten, arabbiata, kremalı ıspanaklı tüm makarnalar katkısız ve kendi mutfaklarının ürünü.

Bu lezzetlerin üstüne de çayla tatlı iyi gider. Çayınızın yanında minik kurabiyelerden, büyük dilim havuçlu keklerinden veya tiramisularından söyleyin. Şahsen ben tiramisuyu söyledim ve anında dibini gördüm.  Lezzetinin büyüklüğüne karşı menüde 17 TL’den fazla bir fiyatın olmaması da hesabı isteyenleri şaşırtıyor.

Yeldeğirmeni’ndeki her mekanın bir hikayesi olur da Rucio’nun hikayesi olmaz mı? Hem güzel hem de ksıkandıracak bir hikayesi var: Sahibi Banu Alaçam, mekanın üstünde oturuyor ve burası da kendi dükkanlarıymış. On küsur yıldır sigortacılık sektöründe yoğun bir biçimde çalışmış, tabii trafik de cabası. Sonrasında yeter demiş, iş dünyasıyla bağları koparmış, gemileri yakmış ve hayalini kurduğu Rucio’yu açmış. (Kıskandık değil mi?) Rucio, isim olarak hem Yeldeğirmeni’ne hem de Banu Hanım’ın karakterine özel olarak seçilmiş. Rucio, bildiğiniz gibi Don Kişot’un seyisi Sancho Panza’nın eşeğinin adı. En önemli özelliği inatçı olması. Banu Hanım da inat etmiş ve yeldeğirmenlerine nazır bu hayalini gerçekleştirmiş. Bize de kendisini takdirle (biraz da kıskanarak) izlemek ve mekanında hayalinden nasiplenmek düşüyor.

Gördüğünüz gibi Rucio Cafe, Yeldeğirmeni’nin en yeni ve en huzurlu sakini. Lezzetleri güzel, ortamı rahat, kendi halinde bu mekana gelin. Seveceğinize eminim ama çıkmak istemezseniz sorumluluk kabul etmediğimi de belirtirim. Afiyet olsun!

Rucio Cafe Adres: Rasimpaşa Mah. Duatepe Sok. No:10 Kadıköy / İstanbul