theMagger olarak şehrin hareketli temposundan besleniyor, şehirde olmayı çok seviyoruz. Yine de bizim bile kabul etmemiz gerekir ki, şehir hayatı eskisi gibi değil… İçinde yaşadığımız kalabalık her gün giderek büyüyor ve bu şüphesiz, doğada olmayı hepimiz için büyük bir ihtiyaç haline getiriyor. Ne mi yapıyoruz? Yeşile dair #HerTürlü keşfi yaşamak üzere Yeni Renault CAPTUR’la yola çıkıyoruz, kendimize kaçamak rotalar çiziyoruz. Hadi, katıl bize!

Senin de zaman zaman şehir hayatından yorulup her şeyden biraz uzaklaşmak istediğin oluyor değil mi? Kalabalığın yarattığı kakofoniden kaçmak istiyorsun. Korna sesleri yerine kuş cıvıltılarını duymak, koşturmaktansa biraz kendini dinleyebilmeyi hayal ediyorsun. Pandeminin bir getirisi olarak hayatın artık çok daha izole olsa da, hafta sonları ailen ve arkadaşlarınla birlikte şehirden uzaklaşmak, doğayla iç içe mekanlar keşfedip keyifli zaman geçirmek için can atıyorsun. Çok da haklısın, şehir hayatı insanı giderek daha fazla yoruyor ve böyle anlarda insan kendine uyumlu bir yol arkadaşı arıyor. Seni Yeni Renault CAPTUR’la tanıştırmak istememizin sebebi de bu: Tarzını klasik bir otomobilin ötesinde yansıtmana olanak sağlayışı, çizdiğin tüm kaçamak rotalar için yükleyeceğin eşyaları rahatça taşımak gibi ihtiyaçlarını tümüyle karşılayabiliyor oluşu, fiyat / fonksiyon verimliliği ve çok daha fazla özelliği ile Yeni Renault CAPTUR, yenilenen iç ve dış tasarımıyla sana etkileyici bir sürüş deneyimi sunuyor; #HerTürlü seyahat planına ve keşfine ortak oluyor.

Yeni Renault CAPTUR, kaslı, atletik ve güçlü dış tasarımıyla sana eşsiz bir SUV deneyimi yaşatıyor. Güçlü hatlar, krom detaylar, C şeklindeki imza Full LED farlar ve 18 inçe kadar jantlar… Dinamik ve iddialı yeni tasarımı ile tüm dikkatleri her gittiğin yerde üzerinde topluyorsun. Sana hem iç hem dış tasarım anlamında sunduğu 50’den fazla seçenek sayesinde onu #HerTürlü kişiselleştirebiliyor, zevkini ortaya koyabiliyorsun. Ön panel, döşemeler, gövde ve tavan renkleri, yan aynalar, ön panel, havalandırma, vites çevresi, kol dayama alanları, koltuk ve daha fazlası: Her detayı tarzına göre belirliyorsun. #HerTürlü moduna uygun 3 farklı sürüş modu ve 8 farklı aydınlatma seçeneği de cabası. Inovatif teknolojilerle desteklenen Yeni Renault CAPTUR, EASYLINK multimedya sisteminden üstün sürüş destek sistemlerine, modüler tasarımdan ek bagaj hacmi sunmak amacıyla tasarlanmış kayar arka koltuklara, her detayıyla hayatını kolaylaştırıyor. Hazırsan gel, onunla birlikte atılabileceğin maceralara, birlikte çizebileceğiniz #HerTürlü rotaya yakından bakalım.

Şehre yakın, buna rağmen yeşilin içinde huzur bulabileceğin ve dingin anlarına İtalyan, Parma Mutfağı’ndan lezzetlerin eşlik edeceği bir yerde olma fikri kulağına güzel geliyorsa, senin için doğru adres Şile’de yer alan Parma Sole. Her biri sakin ve ruha iyi gelen, İtalyan mimarisinden esinlenerek tasarlanmış odaları, kendi ürettikleri malzemelerle ve tarladan sofraya anlayışı ile hazırlanan lezzetleri adeta seni İtalya’ya ışınlıyor. Senin için bir diğer önerimiz de Bursa, Orhangazi’de, İznik Gölü’nün hemen yanında zeytin ve servi ağaçlarıyla çevrili bir bahçenin içinde bulunan The Lake House İznik. Kendine özgü doğal güzellikleri ve eşsiz manzarası bir yana, burası tarlasından çıkan taze mahsüllerle hazırladığı özel tadım menüleriyle de fark yaratıyor. Gölün üzerindeki iskelede güneşlenip kitap okumak, zeytin ağaçları arasında doğa yürüyüşlerine çıkmak… Düşüncesi bile huzur vermiyor mu? İstanbul’a Yeni Renault CAPTUR’unla sadece iki saat uzaklıkta olan, şehrin tüm keşmekeşinden uzakta bir kaçamak mekanı da Sakarya, Ortanca Evleri. Buradaki mütevazı ağaç evlerinin birinde, yeşile doyduğun birkaç gün geçirmenin ruhunu besleyeceğinden eminiz. Plaklar, rengarenk örtüler, mumluklar, farklı desenlerde tepsiler ve daha pek çok nostaljik detayıyla ortak salonda vakit geçirmenin de öyle! Kaçamak rotalarına eklemeni düşündüğümüz bir başka nokta da, Tekirdağ, Süleymanpaşa’daki Derince Çiftliği. Şehre yakın, uçsuz bucaksız üzüm bağlarının ortasında hem bir lezzet rotası hem de bir nefes alma durağı. Burada söğüt, çam ve incir ağaçları arasında zaman geçirmek, doğal gıdalarla saatler süren kahvaltılar yapmak ve biraz sessizliğe kulak vermek, bize sorarsan harika bir fikir.

Kim demiş kaçamak yalnızca güzel havalarda yapılır diye? Gel biraz da en kalın kıyafetlerini giyip açık havada, keşfedilmemiş noktalara yapabileceğin günübirlik yolculuklardan söz edelim. Şile, Kilimli Koyu tam da böyle bir nokta. Özellikle, içinde denizin karşısında oturup dalgaları izlemek gibi bir özlem varsa, yol üstünde olmadığı için çoğu kişi tarafından pek bilinmeyen bu güzel koyu tercih edebilirsin. Köşeni seçip Karadeniz’in hırçın dalgalarını seyredalmak için Kilimli Koyu’ndan daha güzel bir nokta düşünemiyoruz. Gebze’de yer alan Ballıkaya Tabiat Parkı ise, özlemi daha çok yeşile özgü olanlar için. İki taraftan yükselen kanyonları, ortasında şırıl şırıl akan deresi ve kaya tırmanışına uygun alanlarıyla Ballıkaya Tabiat Parkı tam bir doğal cennet. Göletin kenarında kitap okuma keyiflerinden ve yeşilin ortasında yapacağın doğa yürüyüşlerinden sonra mutluluğunun nasıl katlandığını göreceksin. Peki ya kendini, Avrupa’nın ve Türkiye’nin en büyük longoz (subasar) ormanı olarak bilinen İğneada Longoz Ormanları’nın ortasına atmaya ne dersin? Ormanın zengin ekosistemini keşfe çıkabilir, odağını burada yetişen ve nadir görülen bitki türlerini incelemeye ayırdığın birkaç saati kendine hediye edebilirsin. Gelmişken Mert Gölü ve Dupnisa Mağarası’na uğramadan dönme deriz. İğneada Longoz Ormanları’nın temiz havasına doyamayıp son anda tek gecelik bir kaçamak yapmak istersen eğer, aynı zamanda glamping konseptini deneyimleyebileceğin Longosphere’de konaklayabilirsin.

Şehirden biraz da olsa kaçmak, kendine doğanın ortasında olduğun anlar yaratmak, cırcır böceklerinin şarkılarına kulak vermek, rüzgarın tenini okşayışını hissetmek… Hepimizin ihtiyacı var ve yanında en iyi yol arkadaşın Yeni Renault CAPTUR oldukça, hayal ettiğin #HerTürlü rotayı çizmek çok kolay!

Hemen keşfetmek için tıkla.