Pandemi sürecinden en çok etkilenenler arasında yerli ve butik markalar yer alıyor. theMagger olarak bu süreçte sosyal medyada da sıkça gördüğümüz “#lokali destekleyin” hareketinin pek çok açıdan aydınlatıcı olduğuna inanıyoruz. Bu sayede aslında aradığımız pek çok ürün için aslında hiç de uzağa gitmemize gerek olmadığını keşfetmiş olduk. Daha önce sevdiğimiz ve yine yerli olan seramik tasarım markalarını sizlerle paylaşmıştık. O halde gelin bu kez de evlerimizin en çok kullandığımız alanlarından olan mutfaklarımızı ve günün en güzel anlarını paylaştığımız sofralarımızı daha da keyif aldığımız bir yere dönüştürecek eklemeler yapmak için yerli markaları keşfedelim.

Fotoğraf: instagram.com/kapkaenamel

Eğer yemeklerde lezzetin yanında sunuma ve sofra düzenine önem veren biriyseniz, mutfak eşya ve aksesuarlarındaki detaylar size keyif veriyordur. Bizce mutfak markalarından alışveriş yapmak okul başlarken yapılan kırtasiye alışverişinden alınan keyfin yetişkinlikteki karşılığı olabilir. Estetik anlayışınızı hem mutfağınıza hem de sofralarınıza taşırken kullanılan renkler, desenler ve dokular önem taşıyor. Bu anlamda bilinir büyük markalardan uzaklaşmak yaratıcılığı ve özgünlüğü getiriyor.

Mutfak ürün ve aksesuarlarında bir diğer konu ise bunların yapımında kullanılan malzemelerin sağlık ve sürdürülebilirlik açısından uygun olması. Zira toplu üretimler ve özellikle plastik temelli malzemeler kolay erişilebilir olsalar da her iki açıdan da sınıfta kalıyor. Öyleyse gelin bu arayışlarımızın tümünü karşılayan yerli mutfak markalarına bir göz atalım.

Yerli Mutfak Markaları

Bodrumdan

2017 yılında Burcu Kovan tarafından kurulan Bodrumdan, sofra gruplarında porselen malzeme ile çalışılan ve mavi ve kırmızının sıkça birlikte kullanıldığı bir marka. Özellikle denizi anımsatan renk seçimleri adeta yazı sofranıza taşıyor. Markanın tarzı sade ve naif. Çiçekler ve Burcu’nun lisans yıllarında severek aldığı temel sanat derslerinin temel ögeleri olan noktalar ve çizgileri ürünlerde sıkça görüyoruz.

“Doğa, canlı ve organik olan her şey benim ilham kaynağım. Aslında tabaklara, kaselere yiyecekler konduğunda alttaki renkleri, çizimleri görmüyoruz ama orada olduklarını biliyoruz. Ben de ilham için bunu arıyorum aslında.” diyen Burcu temel olarak “bu benim evimde olsa hep severek kullanırdım” dediği ürünler üretmeye çalışıyor. Büyükşehir koşuşturmasından (en azından kışları) uzak, sakin ve zamansız ürünler üretiyor olması ve Instagram sayfasında bakarken dahi içinizin açılacağı tabak kombinleri Bodrumdan’ı özel bir yere koyuyor. Üretim süreçleri sıklıkla kişiye özel olarak yürütülen marka ile iletişim için Instagram hesabını kullanabilirsiniz.

Neslihan Algünerhan |Nauna

Markanın kurucusu Neslihan Algünerhan’ın tasarımı serüveni Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları Baskı Dokuma Halı Kilim Bölümü’nde başlıyor. Mezun olduktan sonra dört yıl kadar ev tekstili sektöründeki bir şirketin tasarım departmanında çalıştıktan sonra kurumsal hayattan ayrılmaya ve kendi yolunu çizmeye karar veren Neslihan eşinden de özellikle manevi anlamda destek alarak Nauna markasını kuruyor.

Nauna, Neslihan’ın yolun başından beri herhangi bir tarzı benimsemek yerine tamamen içinden geldiği gibi ve kendine özgü üretimler yapmanın peşinde olduğu bir marka. En sık kullanılan malzemelerin kurşun kalem, kağıt, yüzde yüz keten kumaş, su bazlı boya ve kalıplar olması itibariyle geleneksel bir teknik kullanıldığı söylenebilecek olmakla beraber markanın ürünlerindeki baskı desenler modern ve özgün. Masa örtüleri, peçeteler, Amerikan servisi, kurulama bezi gibi sofrayla ilişkili parçalar ise markanın en sık ürettiği ürünler. Bu nedenle sebze ve meyveler, Neslihan için yaşamı ve yeni başlangıçları simgeleyen yaprak formu ve doğaya ait tüm renkler sık kullanılan tema ve renkler arasında. 

Tüm süreci tek başına yürüten Neslihan, yaratıcı sürece finansal kaygıların baskın çıkmasına izin vermek istemediğinden düzenli olarak koleksiyon çıkarmak gibi bir zorunluluk izlemiyor ve her ürün elde, tek tek yapılıyor. Nauna’yı diğer markalardan ayıran en önemli özelliklerden biri de, ürünlerin üretim sürecinden sunumuna, Neslihan’ın eşi Emre’nin çektiği harika fotoğraflardan paketlemesine ve müşterilerin ağırlandığı dükkanın kendisine kadar kendine has bir dünya yaratmış olması. Nauna ürünlerine markanın Instagram hesabı üzerinden ya da Şişli, Elmadağ’da bulunan atölye-dükkandan ulaşabilirsiniz.

1200 Derece

Tasarım ve üretim üzerine bir hayat süreceğini çocukluk yıllarında defterlerine yaptığı çizimlerden beri bilen Merve Araslı çeşitli eğitim ve çalışma deneyimlerinin ardından 2015 yılının başında, kendi markası ile ilk atölyesini açıyor. Camın akışkan karakterine sadık kalarak, zorlamadan ortaya çıkan formlarla çalışan marka; doğadan ilham alarak doğa dostu ürünler üretiyor, camın kendine özel şeffaflığını vurguluyor ve ana renklerle dokunuşlar yapıyor.

Karantina döneminde fiziki atölye-mağazalarının kapalı olması ekonomik anlamda markayı olumsuz etkilese de uzun zamandır tasarım aşamasında bekleyen ürünlerin tamamlanabilmesine vesile olmuş. Daha çok dekoratif objeler üzerine çalışan markanın mutfak ürünlerine eğilmesi ise doğa dostu cam pipetleri ve kafe-atölye-mağaza konseptlerinde servis-sunum ürünlerine ihtiyaç duymaları ile gerçekleşmiş. Marka ile ilgili en keyifli şeylerden biri açık atölye çalışıyor olmaları. Yani misafirler üretim sürecini de izleyebiliyor. Bu da ürün ve kullanıcı arasında farklı bir duygu oluşturuyor. 1200 Derece’nin tamamen tasarımcıların elleri ve nefesi yapılmış yüksek kaliteli özgün ürünlerine Balat’taki atölyelerinden, Instagram hesapları ya da web siteleri üzerinden ulaşmak mümkün.

Kapka

Kapka 2017 yılında farklı deneyimlerini aktarabilecekleri, yaratıcılığın ön planda olduğu yeni ve keyifli bir başlangıç yapma hevesinde olan 3 yakın arkadaş Bilge Ertem, Saime Meçikoğlu ve Sibel Senil Domaniç tarafından kuruluyor. Marka tek bir malzemeye odaklanıyor; emaye. Ürünlerinde emayenin izin verdiği ölçüde canlı ve cesur renkler ile doğadan gücünü alan pop ögeler kullanılıyor. Yani Kapka’nın emayenin ruhuna sadık ama güncel ve pop bir tarzı var.

Doğadan, gündemden ve sanatın birçok farklı alanından ilham alan marka, insanla iletişim kurarak ihtiyaçları ve beğenileri anlamaya da çalışıyor. Böylece Kapka tasarımlarında markanın ruhuna uygun bir biçimde emayenin nostaljik hikayesini modern bir dilde anlatma şansı yakalanmış oluyor. Covid-19’un etkilerini insanların daha çok evlerinde kalmaları sonucu mutfak ve sofra ürünlerine artan ilgisi sayesinde hızlı atlatan marka, 2020 projelerine dönüş yapmış.

Tek bir materyale odaklanmanın markalaşma sürecini zenginleştirdiğine inanan Kapka, koleksiyonlarını yaratıp satmak ve tüketmek yerine; hem kendilerinin öğrenmesi hem de hedef kitlenin doğru deneyimlemesi ve geri dönüşleri doğru alabilmek adına yavaş yavaş çıkartmış. Tasarımları ile diğer markalardan ayrılan Kapka, trendleri hızlı bir şekilde yakalayarak onları kalıcı ürünlere dönüştürüyor ve bu sırada müşterilerin ihtiyaçlarını ön planda tutuyor. Markanın ürünlerine Instagram hesapları ve web siteleri üzerinden ulaşabilir, Merci Paris, Shop Terrain gibi mağazaların raflarında rastlayabilirsiniz.

Esma Dereboy Porcelain

İsmini kurucusu Esma Dereboy’dan alan marka 2008 yılında kuruluyor. Hobi olarak yaptığı ürünlerin altına ismini yazan Esma iş profesyonelliğe evrilirken de değişmeden devam etmiş. Markanın tarzını porselen için sade; seramik içinse daha oryantal olarak tanımlamak mümkün. Esma, önemli olanın renklerin ve materyallerin birbirleriyle uyuşması olduğunu ve renk kararlarını genelde ürünlerin belirlediğini belirtiyor.

Ürünlerin ilham sürecinde porselen için kullanım kolaylığı ve ihtiyaç ilk sırada iken seramikte her koleksiyonun ayrı bir hikâyesi bulunuyor. Örneğin; ‘Gelin’ koleksiyonu Esma’nın evlendiği dönemi, siyah dantellerle bezeli ‘Yas’ derin yasını, geçmişe yaptığı yolculukları anlatıyor. ‘İz’ ise hayatında iz bırakan eserleri seramiğe uyguladığı bir koleksiyon. Esma İz’i “Kızım Nil’e bir miras, bir pusula niteliğinde…” diyerek anlatıyor.

Esma Dereboy ürünleri tasarımsal olarak iç içe geçebiliyor, az yer tutuyor ve ince bir yapıya sahip. Birbiriyle uyum halinde olan renkler sebebiyle her sofra birbirinden farklı kombinlenebiliyor. Parçaların konsept bütünlüğü ile aslında tek tek satılan parçalar, sofrada bir araya geldiğinde modern ve şık tarzlarıyla farklılık yaratıyor. Markanın ürünlerine websiteleri üzerinden ya da Kartal’daki mağazalarını ziyaret ederek ulaşabilir. Beymen Zorlu ve Suadiye’de, Sırmaisonlar’da ve İntema Yaşam mağazalarında rastlayabilirsiniz.

Fern&Co

Fern&Co 2017 yılında Yağmur Büyükemre Çetin tarafından sofra ve sanata tutkuyla kurulmuş bir marka. Modern bir tarza sahip olan Fern&Co tasarımlarında renkler ve yoğun desenler ön planda. Bahçe ve tekne kullanımı için melamin, ev kullanımı içinse porselen malzemeler kullanılıyor. Melamin ürünlerde canlı renklerin kullanıldığını, porselen ürünlerde ise kırmızı, lacivert yeşil gibi daha koyu ve klasik renkleri tercih edildiğini görüyoruz. Fern&Co. markasının en önemli ilham kaynakları ise sanat, doğa ve yeni görülen keşfedilen yerler.

Salgın ve karantina döneminde herkesin kendi içine ve evine dönme fırsatı yakalaması dolayısıyla dekorasyon ve sofra grubu ürünlerine ilginin artmış olması Fern&Co’yu pozitif etkilemiş. Marka bunun bir nedeninin de aileyle ve sevilenlerle birlikte pişirilen yemekler ve kurulan sofraların önemi artması olduğunu düşünüyor.

Fern&Co koleksiyonları; genç, yetenekli ve çağdaş sanatçılarla birlikte tasarlanıyor. Bu nedenle eviniz ve sofranız için aldığınız her bir sofra ürünü aslında bir sanatçı eseri ve sofranızda yemek yerken fırça darbeleri görebiliyorsunuz. Markanın ürünlerine websiteleri aracılığıyla ulaşabiliyor ve sipariş verebiliyorsunuz. Bunun yanı sıra Beymen, Fea ve Designstate Home İstanbul’daki belli başlı anlaşmalı mağazaların yanı sıra Fern&Co’nun Türkiye içinde 14, dünya genelinde ise 5 farklı satış noktası bulunuyor.

Kapak Fotoğrafı: Instagram.com/bodrumdan

İlginizi çekebilir: İstanbul Flaneur’dan Yerli Çocuk Markaları