Bayram tatilini fırsat bilip, tatile kaçanlardan biriydim ben de. Sınırda beş saat sıra beklemek ve çılgın kalabalıkla boğuşmayı saymazsak yine harika bir kaçamak oldu diyebilirim. Bu kez Thassos’taydım…

Konum

Bayramı İstanbul’un bomboş sokaklarında geçirenlere imrenmedim diyemem; ancak Thassos’ta arkadaşlarımla geçirdiğimiz günler öyle güzeldi ki, aklımı orada bırakıp döndüm. Çok yakın arkadaşımın ailesinin Thassos’taki yazlığında kalıp, tüm adayı gezme fırsatı bulduk.

Thassos, Yunanistan’ın en kuzeyinde bulunan bir ada. Dedeağaç istikametini takip ederek ulaşacağınız Keramoti adlı şehirden Thassos Adası’na saat başı feribot kalkıyor. Yaklaşık 45 dakikada adaya ulaşmış oluyorsunuz bu feribotlarla. 400 kilometrekarelik bir yüz ölçümü var adanın. Oldukça dağlık bir alan. Denize girdiğinizde ardınızda bıraktığınız manzaraya bir bakın, yemyeşil dağlara bakarken iyi ki buradayım diyeceğinize eminim. Zaten sonrasında bu dağ köylerini de gezme fırsatımız oldu. Yerleşim epey yoğundu. Bizim orada olduğumuz süre boyunca farkettim ki, Thassos Adası’na özellikle Romen ve Bulgar turistler epey ilgi gösteriyor, tabii Türk turistlerin de ilgisi fazlaca. Her yanda bayramı fırsat bilip gelenleri görmek mümkündü.

Thassos adasında birçok plaj var. Bizim ziyaret ettiklerimizden biraz bahsedeceğim. Öncelikle Golden Beach’ten bahsetmemek olmaz. Burası Panagia’nın liman köyü. Skala Potamias köyü ile bağlantısı var. Burada birçok cafe, restoran ve hediyelik eşya bulabileceğiniz ufak dükkanlar mevcut. Özellikle akşam saatlerinde oldukça kalabalık, keyifli bir hal alıyor buralar. Gündüzse adının hakkını verdiğini görüyoruz Golden Beach’in. Altın rengi, incecik kumlar, berrak bir deniz ve demin de bahsettiğim denizin içinden dışarıya baktığınızda görebileceğiniz muhteşem dağ, yeşil manzara Golden Beach’in buranın en sevilen yerlerinden biri oluşunu anlaşılır kılıyor.

Bunun dışında en sevilen koylar arasında Aliki koyu ve Paradise Beach var. Biz vardığımız günün hemen ertesinde Paradise Beach’i tercih ettik. Limenas’ın 20 km güneyinde yer alan Paradise Beach de diğer koylarda olduğu gibi tertemiz bir deniz ve küçük bir tesis mevcut. Aliki Koyu ise benim favorim oldu. Tertemiz, masmavi suyu, berraklığı ve daha küçük bir koy oluşuyla Thassos’un en tatlı yerlerinden biri gibi geldi bana. Aliki koyunda çok şirin tavernalar ve restoranlar bulunuyor. Bizim gibi öğlen vakti Yunan birası Mythos ve kalamarlar eşliğinde etrafı seyredip kendinizi dinleyebilirsiniz.

Gidip de her yerde yazan fotojenik yerleri keşfetmemek olmazdı elbet. Her ne kadar yolu zorlu olsa da bu alanları görmemek olmaz diyerek, Marble Beach ve Giola’yı ziyaret ettik.

Giola, Astris bölgesinde bulunan doğal kayalık bir havuz. Kayalardan atlamak istemeyenler için epey zorlu bir girişi var ayrıca Giola’ya giden yolda arabayı belli bir yerde bırakıp zorlu, yokuşlu bir alandan yürümek zorunda kalıyorsunuz. Yine de değer mi derseniz, görülesi bir yer olduğunu söyleyebilirim. Marble Beach ise, minik mermer taşlarla kaplı bir koy. Denizin içerisi bu yüzden bembeyaz görünüyor ve oldukça fotojenik bir görüntü ortaya çıkıyor. Denize turkuaz rengi veren bu mermer taşlar. Gerçekten renkler harika, görülesi; ancak çok kalabalık olduğundan mıdır, yoksa dar bir koy oluşundan mıdır bilmem Thassos’ta girdiğimiz en kirli denizdi diyebilirim.

Peki ne yedik, neler içtik, nerelerden alışveriş yaptık? Limenas, alışverişin ve yemeğin merkezi… Burada birçok otel, hediyelik eşyalar satan dükkan ve tasarım ürünler bulabileceğiniz yerler mevcut. Çevrenize buradan hediye olarak, bal, reçel, zeytinyağı veya özel Thassos ürünleri alabilirsiniz. Aynı zamanda keyifli restoranlar da burada. Sahilde bulunan restoranlardan birinde oturabileceğiniz gibi, sokak arasındaki taverna ve meyhane tipi yerlerde de keyifli vakit geçirebilirsiniz. Biz burada Ambrosia’yı tercih ettik. Yunanistan’a gelip de yememek olmaz diyebileceğimiz her şeyi tattık (kabak, patlıcan kızartması, kalamar, karides, feta peyniri ve tabii ki greek salata) Burada yediğimiz şeyler arasında en sevdiğimiz, içi peynir ve çeşitli sebzelerle doldurulmuş kalamar dolması oldu sanırım.

Bir gece de Taverna Theagenis’te deniz ürünleri ve dansa doyduk. Burada canlı müzik de olduğundan epey leziz ve eğlenceli bir gece geçirdik.

Tek tek nerelere gittiğimizi değil de favorilerimi anlatayım en iyisi, kaldığımız gecelerden birinde mutlaka ziyaret etmeniz gereken Kazaviti köyüne gittik. Thassos’un en güzel dağlık köylerinden biriydi. Özellikle güneşin batışını burada karşılamak, muhteşem manzarası eşliğinde ormanın tertemiz havasında lezzetlerin tadına bakmak harikaydı. Yemekler inanılmazdı. Özellikle kızartılmış kabak çiçeğinin lezzeti aklımdan hiç çıkmıyor, keşke buralarda da bunu bu kadar güzel yapabilen bir yer olsa!

Diğer bir favorim ise, Skala Potamias Beach’te bulunan Krambousa Restaurant. Burada da her şey taze ve lezzetliydi; ancak feta peyniri ve domatesle hazırlanmış jumbo karideslerin tadını unutmak epey zamanımı alacak sanırım! 🙂

Ben ne kadar anlatsam boş, siz iyisi mi rotanıza Thassos’u da ekleyin!