Yunus Sezener: İlham Veren Bir Çöpçatan & İlişki Mentoru
Sizleri şahane bir girişimciyle tanıştırmak istiyoruz; Tenkap adlı offline çöpçatanlık platformunun kurucusu ve kendisinin 6 senede 5000’den fazla kişiyle birebir görüşme tecrübesinin bir sonucu olarak yakın zamanda çıkan “Ortalıkta Düzgün Erkek Var” adlı kitabın yazarı Yunus Sezener. “Bir insanın hayatındaki en önemli seçim eş seçimidir” diyerek yola çıkan ve çeşitli algoritmalar yoluyla insanlara kriterlerine uygun eşleri bulma konusunda yardımcı olan Yunus ile kadın-erkek ilişkilerinden düzenlediği Karanlıkta Love Networking adlı etkinliğe keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Yunus selam, seni biraz daha yakından tanıyabilir miyiz?
Merhaba. Ben insanlarla tanışmayı ve onların hayatına dokunmayı çok seven bir adamım. Herkesi gözlemlerim ve herkesten bir şeyler öğrenirim. Her zaman insanları mutlu etmeye nasıl vesile olabileceğimi düşünüyorum. İşimi de bu sebeple çok seviyorum. Ben bir çöpçatanım ve ilişki mentoruyum. En önemli kararımız eş seçimi. Buna vesile olmak için çalışıyorum.
Nasıl çıktı Tenkap fikri, nereden geldi aklına? Biraz bahsedebilir misin bize girişiminden?
İnsanları tanıştırmak liseden beri yaptığım bir şeydi. Sonra avukat oldum ama benim mesleğim değildi hukuk. Birkaç sene debelendim. O sırada “Hareket Candır!” diye büyük bir spor ekibimiz vardı ve 2013 senesinde onlarla beraber bir koşu sonrası kahvaltı ederken etrafıma baktım. Birçok kişi ya sosyalleşmeye ya da belki de yeni sevgilisini oradan bulmaya gelmişti. Bizim ülkede çoğu kişi spor salonlarına da böyle yazılıyor. Ben de girişimci olmak istiyordum ve böyle bir iş kurmaya karar verdim. Tenkap da her gün dönüşüyor çünkü ilişkiler zaten çok hızlı değişiyor. Algı normal olarak bir çöpçatanlık şirketi olduğu için ‘’Acaba bana sevgili bulabilecek mi?’’ üzerinden gidiyor ama benim işim aslında insanları harekete geçirmek. Hareket edince hayat değişebiliyor.
Peki, diyelim bir insan Tenkap ile iletişime geçti ve hayatında birinin olmasını istediğini söyledi. Nasıl ilerliyorsunuz o kişiyle, nasıl gelişiyor süreç?
6 sene önce psikolog, sosyolog ve yazılımcı arkadaşlarımdan destek aldım ve bir algoritma geliştirdik. Bu algoritma üzerinden ben herkesle birebir görüşüyorum ve ilk görüşmede insanlar bizden hizmet almak isterler mi, biz de onları mutlu edebilir miyiz; işte bunu anlıyoruz. Şu anda bir sene içinde 3 ila 6 arası buluşma olabiliyor. Onları sadece tanıştırmıyoruz, uzun süredir birçok kişiye mentorluk da yapıyorum. Çünkü biz birileriyle olmak istiyoruz da, onlar acaba bizimle olmak istiyorlar mı? Oradaki kesişim kümesini konuşuyoruz. Zaten eğer insanları mutlu edebileceksem bir sürece başlıyoruz. Bize www.tenkap.com veya www.tencerekapak.com üzerinden formumuzu doldurarak ulaşıyorlar ve butik bir şekilde çalıştığımız için ayda yalnızca birkaç kişiye hizmet veriyoruz. Tenkap’ı aşırı büyütmek gibi bir hayalim yok. Orası ilişkilerle ilgili bizim okulumuz aslında…
Algoritmalardan yola çıktığını biliyoruz ancak artık sen de bununla ilgili bir sezgi geliştirmeye başladın mı, yani bir insanı gördüğünde hemen “şu kişiyle ne kadar uyuşurlar” diye düşünebiliyor musun?
Evet, eşimle yolda yürürken, bunlar tam ‘’Tenkap’’ olmuşlar diyoruz örneğin. Ama ben insan sarrafı olduğumu hiç iddia etmiyorum. Algoritma sonrasında ise insanları gayet iyi tanıyorum. Sonra zaten kimi mutlu edip edemeyeceğinizi anlıyorsunuz. Birçok insanın kendi aile yapısına, eğitimine, kalitesine yakın insanlarla olmaya pek niyeti yok. O zaman çoğunlukla hüsran oluyor çünkü tüm araştırmalara göre bu tarz konularda ne kadar yakınsak, ilişkinin devam etme olasılığı o kadar fazla. Bazı insanlar çok fazla istisna peşinde. Herkes aynı olmak, aynı şeylerden hoşlanmak durumunda değil ama birbirlerine yakın hayat standartları olan insanlar daha uzun ve güzel ilişkiler yaşıyorlar.
Kadın ve erkek ilişkilerine gelirsek, ne gibi ipuçları paylaşabilirsin bizimle? Örneğin, Tenkap aracılığıyla tanıdığın kadın ve erkeklerde ne gibi ortak özellikler veya farklılıklar gözlemledin? Genel olarak erkekler bundan hiç hoşlanmıyor veya kadınlar buna çok sempatik yaklaşıyor diyebileceğin durumlar var mı?
Herkesin hayatı farklı ve herkes parmak izi gibi. Ama aslında birbirimize o kadar çok benziyoruz ki… Ben genelde eğitimli, çalışan ve özellikle kadınlarda 25, erkeklerde 27 yaş üzeri insanlarla tanışıyorum. 60 yaşların sonuna kadar çok sayıda insanla tanıştım. Çok fazla söylenecek şey var ama kadınlar birçok zaman ‘’Bir şeyine hayran olacağım bir erkekle olmak istiyorum’’ derken, erkekler ‘’Ben toplantılarda gördüğüm kadınlarla değil, bambaşka kadınlarla olmak istiyorum’’ diyorlar. İşte bunları söyledikçe kesişim kümeleri azalabiliyor. Çünkü biz hayatta kendi hayran olunacak özelliklerimizi ortaya çıkarmadığımızda veya aynaya bakmayıp sihirli değnekle birini beklediğimizde, olasılıklar çok azalıyor.
Çok net bir şekilde genelde erkekler kadınlara göre çok daha görsel. Kadınlar ise her gün ne kadar güçlenirlerse güçlensinler, halen koruyup kollanmak ve güçlü, güven veren erkeklerle olmak istiyorlar. Erkekler aslında ‘’güzel kadın’’ ile olmak istiyorlar ama ‘’kendilerine güzel gelen’’ kadınlarla olmak istiyorlar. Bu da kadının kendi enerjisiyle ilgili. Yani ‘’kendisini güzel bulan’’ kadın birçok kadından daha güzel. Benim 120 kilo bir kız arkadaşım var, öyle müthiş bir havası ve aurası var ki, birçok 50 kilo kadına göre erkekler onun peşinden koşuyor. Yani temelde kadınlara ve erkeklere sempatik gelen, kadının kendi enerjisi ve erkeğin kendine olan güveni. Bu sorunun cevabı birkaç sayfa sürer, onun için için burada duruyorum.
Yakın zamanda Karanlıkta Love Networking adlı bir etkinlik düzenlediğini biliyoruz, biraz bahsedebilir misin bize? Katılanlar neler deneyimlediler, ne tip geri dönüşler aldın?
Yurtdışında karanlıkta yemek vardır. Çok enteresan bir deneyim çünkü görme duyusu ortadan kalkınca, zifiri karanlıkta tüm duyular ortaya çıkıyor. Biz de 104 kişi; 52 kadın, 52 erkek hiç birbirlerini görmeden 52 farklı soruda 45’er saniyeden onları tanıştırdık. Türkiye’de yemek veya farklı organizasyonlarla bu işi yapan ‘Karanlık İşler’ diye bir ekip var. Çok da iyiler, çoğu görme engelli arkadaşlarımız. O kadar kişiyi idare etmek kolay değildi ama bir şekilde başardık. Güzel tecrübe de oldu çünkü karanlıkta bu şekilde ‘’Speed dating’’ gibi tanışma sanırım dünyada olmadı. Olduysa da 104 kişiyle olmadı.
Bitince de W Hotel’in bar kısmına geçtik. Tanışırken insanlar birbirlerinin isimlerini öğrenmişlerdi. O sebeple bana ‘’… kimdi’’ diye soran çok oldu. Herkesi de tanımıyordum ama çoğu kişiyi bildiğim için soranlara beğendikleri kişinin kim olduğunu gösterdim. Enteresan şekilde birçoğu karanlıkta beğendikleri kişilere sonradan şans vermek istemediler. İşte insanları ne kadar çok buzdağının üzerinden değerlendirdiğimizin kanıtı… Fütürist bir tahminle, ileride görselliğin önemi azalacak çünkü insanlar feromon ile koku veya testesteron seviyelerinin uyumu gibi bambaşka uyumlarla biriyle ilişki yaşamaya ikna olacaklar. Günümüze dönersek, Love Networking etkinliğinde neredeyse herkes çok eğlendi ve bu etkinlik çok ses getirdi.
Biraz rakamlardan bahsedelim… Şu ana kadar kaç kişinin birbirini bulmasında yardımcı oldun örneğin? Aralarında evlenenler var mı?
Artık beraber olanları saymıyoruz. 1000 sayısına yaklaştık. 6 ay sonra da evlenenler 100’e yaklaşacak. Çocuklar da var. Dahası da yolda. Bu arada daha benimle konuşmadılar ama fotoğraflardan gördüm ve arkadaşları söyledi, ilk boşanmamız da geliyor. Bu da hayatın gerçeği…
Çok sayıda insan tanıyor, insanların da tanımasına vesile oluyorsun. Hiç unutamadığın, bizimle paylaşmak istediğin bir anı var mı bununla ilgili?
Kimseyle paylaşmadığım bir tane anlatayım. Bir kadın ve adam buluştular. Buluşma inanılmaz geçti ve 5-6 saat oturdular. Sonra kadın adamın boyunun ona biraz kısa geldiğini söyledi. 1-2 buluşma sonrası devam etmediler. Ben de gerçekten üzüldüm çünkü harika bir match’di bence. Sonra üzerinden 6-7 ay geçti ve kadın beni arayıp, erkeğin hayatında biri olup olmadığını sordu. Erkek nişanlanmıştı bile. Benim tanıştırdığım biriyle değil, kendisi. Enteresan olan ise şu an hayatlarındaki kişilere bakıyorum ve birbirleriyle ne kadar daha iyi olurlardı diye düşünüyorum… Umarım çok mutlu olsunlar, o ayrı.
Son olarak, yakın zamanda çıkardığın “Ortalıkta Düzgün Erkek Var” adlı kitabından bahsedelim. Okuyucuları neler bekliyor kitapta?
Kitabım ”Nerede bu düzgün erkekler” diyen kadınlar ve ”İşte buradayız” diyen erkekler için yazıldı. Hepimiz her gün aslında durmadan ilişkileri konuşuyoruz. Hayatımızın en önemli kararı eş seçimi ama birçok zaman seçimimizi yaparken yeterli özeni göstermiyoruz. İlişkileri konuşan herkese saygım sonsuz. Benim de bir terapistim ve bir koçum var. Ancak kimse kimseyi kolay kolay birileri ile tanıştırmaz. Bu kitap 6 senede 5000’den fazla kişiyle birebir görüşme tecrübesiyle yazıldı. Biz birileri ile olmak istiyoruz tamam ama acaba kimler bizimle olmak istiyor ve kesişim kümesi ne kadar büyük? Kitap biraz aynaya bakma kitabı. Kendi gerçekliğimizi dışarıdan görünce bakış açımız değişebiliyor ve hayattaki tüm olasılıklar artıyor.
İlk yorumu siz yazın!