Doha'da Yaşamak: Gamze Mamaş & Özhan Emeksiz ile Sohbet
“Türkiye’den başka nerede yaşayabiliriz?” diye araştırıp, farklı bir ülkede yeni bir hayat kurabilmek için heyecanlanırken bir yandan geleneklerimiz, ailemiz, geçmişimiz bizi burada tutuyor. theMagger’ın röportaj dizisi “Yurt Dışında Yaşamak” ise buna cesaret etmiş ve bunu başarmış olanların hikayelerini anlatıyor. Bu haftaki konuklarımız, Katar’daki Doha’da yaşayan ve seyahat başta olmak üzere çeşitli deneyimlerini ikibilet.blogspot.com adresindeki bloglarında paylaşan Gamze Mamaş Emeksiz & Özhan Emeksiz çifti… Doha’da Yaşamak
-Bu yazı Kasım 2018’de güncellenmiştir.-
Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz? Doha’da Yaşamak
Gamze: İstanbul’da doğdum büyüdüm, ailenin büyük kızıyım, çok düşkün olduğum bir kız kardeşim var, genel olarak ailesine düşkün biriyim zaten. Seyahat etmeyi, iyi yemek yemeyi, iyi film veya tiyatro oyunu izlemeyi ve sevdiklerimle keyifli vakit geçirmeyi severim, duygusal biriyimdir, zaten balık burcuyum 🙂 İTÜ’de okudum üniversiteyi, Özhan’la da bölümden tanışıyoruz, 7 yıl oldu birbirimizi tanıyalı, zaman hızlı geçiyor…
Özhan: Çocukluğum iç Ege’de geçti diyebilirim, uzun yıllar Denizli’de yaşadık. Ailenin ortanca çocuğuyum, kardeşlerimle çok düşkünüzdür birbirimize. Seyahat etmek, film ve tiyatro ortak keyif aldığımız şeyler Gamze ile.
Ne zaman Katar’a taşındınız? Nasıl gelişti süreç, kısaca bahsedebilir misin?
İkimiz de inşaat mühendisi olduğumuzdan, Katar’da da inşaat sektöründe Türk firmalarının çokça işi var. Bizim de bu firmaların birinde çalışan arkadaşlarımız vardı, ben yüksek lisans tezimi tamamlamak üzereydim ve Özhan da yeni iş bakıyordu, CV’lerimizi gönderdik ve bir anda görüşmeye çağrıldık, hatta görüşmeye çağrıldığımız gün nişan günümüzdü. Akşama bir sürü davetli gelecek, hazırlıklar son hızda devam ediyor, kuaför randevuları erteleniyor, bir yandan da biz iş görüşmesine gidiyoruz. İş görüşmesinden çıktıktan sonra Özhan çiçek & çikolata almaya gitti o dereceydi halimiz! Görüşmeden sonra kabul edildiğimizi öğrendik, 3 hafta içinde gitmemiz gerekiyordu Katar’a. Aileler şokta, arkadaşlar şaşkın, biz hepsinden şaşkın. Kimse bu kadar hızlı olacağını tahmin etmemişti. Sonrasında aileler madem gideceksiniz bir nikah yapsaydık dediler, zaten normalde 6 ay sonra düğün planlıyorduk, tabii işler hızlı gelişince, olmuşken nikah da olsun dedik. O nikah fikri büyüdü yemekli davete dönüştü ve bir anda biz 250 davetliyle birlikte pasta kesiyor olarak bulduk kendimizi… Tüm bunlar 2 hafta içinde oldu, son hafta da toparlanma ve hazırlıkla geçti ve biz 3 hafta içerisinde hayatlarımızı değiştirip Katar’a geldik. Açıkçası ikimizin birden aynı zamanda iş bulmasını beklemiyorduk, kesinlikle planlı olmayan ve beklenmedik bir macera oldu Katar bizim için.
Memnun musunuz Doha’da yaşamaktan? Neler yapıyorsunuz orada?
Memnunuz şimdilik, burası bir Avrupa veya Amerika değil tabii ama bizim için değişik bir deneyim oluyor. Haftanın büyük bir dilimi zaten iş yerinde geçiyor ama Cuma günleri Ocak veya Şubat ayında değilsek denize gidiyoruz, Katar’ın kuzeyinde bakir plajlar var. Biz Pearl’de zaman geçirmeyi de çok seviyoruz, Pearl; sonradan yapılmış inci şeklinde adadan oluşuyor, genellikle yürüyüş yapıp sonrasında kahvaltı etmek için tercih ediyoruz. Perşembe akşamları otellerde beach partileri düzenleniyor, arkadaşlarla birlikte kumların üzerinde ve canlı müzik eşliğinde zaman geçirmek keyifli oluyor. Katar dışından misafirimiz varsa onlarla birlikte çöl safarisine gidiyoruz. Hava yılın çoğu günü dışarıda oturmaya müsait olduğu için, sık sık yine işyerindeki arkadaşlarımızla bahçemizde mangal yapıyoruz. Bunların dışında burada yoga derslerine gidiyoruz, yoga sayesinde farklı farklı insanlarla tanışmış olduk, hem bedensel hem de zihinsel anlamda bize çok iyi geliyor.
Taşındığınız ilk zamanları anlatabilir misin? Yepyeni bir yere taşınmak, yeni insanlar tanımak çok hızlı olmuyordur…
Bu anlamda şansımız Türk firması ile çalışmamız oldu, geldiğimizde nerede ne yapılır, nerede yemek yenir, nereden ne alınır gibi birçok konuda sıkıntı yaşamadık ama çok ulusun bir arada yaşadığı bir yerde yaşamak kolay değil tabii. Katarlılar dışında Filipinliler, Hintliler, Nepalliler, Avrupalılar var burada, birçok ülkenin insanını tanımak zaman alıyor. Özellikle söylemek gerekirse ülkenin trafiğine alışmak bizim için kolay olmadı, burada araba fiyatları ve benzin ucuz. Hal böyle olunca herkeste son model ve yüksek motor gücüne sahip arabalar olduğundan trafikte hız yapmak çok olağan oluyor. Özellikle yerliler kesinlikle sol şeritten başka şeritte araba kullanmıyorlar, sen sol şeritte sürünce de kaza yapmana sebep olabilecek şekilde selektör ile taciz ediyorlar, çok caydırıcı hız cezaları var tabii ama Katarlılara pek işlemiyor, para çok olduğu için ödeyiveriyorlar! Mesela kırmızı ışıkta geçmenin cezası yaklaşık beş bin Türk Lirası’na denk geliyor. Açıkçası ilk zamanlar araba kullanmak biraz tehlikeli gelmişti bize ama zamanla alıştık galiba 🙂
Blogunuzdan biraz bahseder misiniz? Seyahat edip yazmanın yurt dışında yaşamaya alışma sürecinde olumlu bir etkisi oldu mu?
Blogumuzu 2010 yılında kurduk, seyahat, yeme içme, tiyatro, sergi gibi naçizane beğendiğimiz ve önerebileceğimiz içerikler var blogumuzda. Kurma amacımız da kendimize arşiv oluşturmaktı, arkadaş sohbetlerinde fark ettik ki çoğu gittiğimiz yeri veya izlediğimiz oyunu bir süre sonra unutuyoruz, en azından yazalım bir yere orada kalsın dedik. İkimiz de çok yoğun çalıştığımızdan işlerimizden fırsat buldukça yazabiliyoruz esasında, seyahat ettiğimiz ama henüz yazamadığımız yerler de var daha. Biz her seyahat dönüşü uçakta yeni kararlar alıyoruz, uygulayamadıklarımız da var elbette ama çoğunu uyguluyoruz, sık seyahat etmek aldığımız kararları uygulama anlamında iç disiplin yaratıyor bizde.
Blogun etkisi tabii ki oldu, eğer hiç yurt dışında çıkmadan buraya gelseydik bazı zorluklar yaşayabilirdik, sonuçta tüm seyahatler bizler için birer deneyim, blog sayesinde de her deneyimimiz kayıt altında.
Türkiye’yi özlüyor musunuz? Özlüyorsanız hangi yönlerini özlüyorsunuz veya hangi yönlerini hiç özlemiyorsunuz?
En çok sokakta yürümeyi, metroya binmeyi veya yaya görmeyi yani kısaca sokaktaki hayata karışmayı özlüyoruz çünkü Katar’da yaya yok, yürüyerek bir yere ulaşma diye bir şey yok. Tek ulaşım tipi var o da özel araba, herkes arabayla bir yerden bir yere gidip geliyor, sokak/cadde kültürü maalesef yok… İstanbul’da işe gidip gelirken, trafikten şikayet ederken bunları özleyeceğimiz inanın hiç aklımıza gelmezdi!
Güvenlik anlamında Türkiye’yi aramıyoruz kesinlikle, Katar bu konuda çok iyi, biz Türkiye’de arabaya biner binmez kapımızı kitleriz ama burada arabaya çantamızı veya laptop’u bırakıp çıkabiliyoruz ve hiçbir şey olmuyor. Bunun yanında kış aylarında Türkiye’yi özlemiyoruz, Türkiye’den insanlar kat kat giyinirken, burada ceketle dışarı çıkmayı ya da Kasım’da Aralık’ta Türkiye’de yağmur çamur varken burada denize girebilmeyi çok seviyoruz.
Yurt dışında yaşamanın, başka bir kültür deneyimlemenin birey olarak avantajları ve dezavantajları neler?
Avantajları dünyayı ve haliyle insanları tanımak, bir nevi dünya insanı olmak diyebiliriz. Farklı kültürleri görmek, onlarla birlikte yasamak zihin dunyanızda yeni ufuklar açabiliyor. Kendi ülkenizde kısıtlanmış yaşam şeklinden daha farklı dunyaların da olduğunu biliyorsunuz ve bazı alışkanlıklarınızı daha kolay değiştirebiliyorsunuz. Dezavantajı ise sevdiklerinizden uzak olmak.
Türkiye dışında yaşamak size neler öğretti? Doha’da Yaşamak
Yukarıda bahsettiğimiz gibi daha önceden şikayet ettiğimiz şeyleri, yurt dışında yaşayınca nasıl özlediğimizi anlamış olduk, bu da bize hayatta hiçbir zaman nankörlük yapmamamız gerektiğini öğretti diyebiliriz.
Katar’dan önce Türkiye dışında başka ülke deneyimleriniz oldu mu, kısaca bahseder misin?
Gamze: Daha önceden İstanbul dışında başka şehirde bile yaşamamıştım, dolayısıyla bu benim ilk yurt dışı deneyimim.
Özhan: Daha önceden yine iş gereği 2 yıl Suudi Arabistan’da kalmıştım. İnşaat sektöründe olunca iş için gittiğimiz ülkeler genellikle ülkemizin doğu tarafında kalan ve altyapıya daha fazla ihtiyacı olan ülkeler oluyor. Tabii oranın şartları daha farklı ve daha zorlu Katar’a göre, daha korunaklı bir ülke, pek dışa açılamamış. Mahremiyet orada çok önemliydi benim gördüğüm, eğer kendinize bir motivasyon yaratamazsanız, hapiste kalmış gibi özgür hissetmeyerek mutsuz olabilirsiniz. Bana kalırsa nerede olursak olalım aslolan kendi iç huzurumuz oluyor.
Yurt dışında yaşayan bir Türk olarak, Türkiye’den haberlere nasıl tepkiler veriyorsun?
Sosyal medyadan takip ediyoruz haberleri, içimiz parçalanıyor. Biz yurt dışında yaşasak da ailemiz, arkadaşlarımız orada, en önemlisi orası vatanımız, dolayısıyla vurdumduymaz yaklaşamıyoruz olaylara. Zaten Türk şirketinde çalıştığımız için, tüm herkes aynı acıyı burada da yaşıyor. Ankara’daki bomba olayından sonra mesela ertesi gün ofis çok sessizdi…
Doha’dan bize birkaç lokal öneride bulunabilir misin?
Doha’ya gelenler için Safari turunu önerebiliriz, bu coğrafyaya gelmişken yapılacak en değişik etkinlik diye düşünüyoruz. Onun dışında ‘Katara’ yine görmeye değer, burada L’wzaar Sea Food Market’te balık yenebilir, balıkları çok taze, öğlen veya akşam yemeği için gidilip Gulf Denizi’nde yetişen balıklar burada denenebilir. Türkiye’den biraz daha farklı olarak dünyanın birçok farklı mutfağını birbirine yakın lokasyonlar arasında kolayca bulup tadabilirsiniz, eğer detaylı okumak isteyen olursa bloğumuzdaki bu yazıda detaylıca bahsetmiştik bir çoğundan.
Son olarak, yurt dışında yaşamak isteyen ama buna cesaret edemeyen kişilere birkaç tavsiyede bulunabilir misin?
Karar vermek en önemlisi aslında, gerçekten gitmek istiyor muyum sorusunun cevabı önemli. Gözünü karartıp gideceğim dediğinde her şey çorap söküğü gibi geliyor zaten. Artık iletişim sıkıntısı da yok, internet herkes için ulaşılabilir, görüntülü aramalar çok yaygınlaştı, uçak seferleri desek her yere sıkça sefer bulmak kolaylaştı. Bizim çevremizde çoğu arkadaşımız da yurt dışında yaşıyor, bu durum biraz olağanlaştı sanki. Dolayısıyla artık yurt dışında yaşamak çok da ülkeden soyutlanmak anlamına gelmiyor. Kısacası denemeye değer diye düşünüyoruz.
İlginizi çekebilir: Yurt Dışında Yaşamak – Nihan Konak ve Mauritius Adası
İlk yorumu siz yazın!