Zaaf Galata: İki Şefin Gizli Yemek Atölyesi
Kalabalık bir arkadaş grubu veya ailenizle güzel sakin bir yemek yemek istiyorsunuz, ancak evinizin mutfağı böyle bir hazırlık için yeterli olmadığı için evde bir yemek organize edemiyorsunuz ya da dışarıda kalabalık ortamlarda gürültüden ne konuştuğunuzu duymadığınız bir yerde kaos yaşamak istemiyorsunuz, o zaman doğru adres: Zaaf Galata!
Galata’da bir apartman dairesi düşünün. Bir ev sıcaklığında ama aynı zamanda çok zevkli döşendiği için özel hissettiğiniz bir ortam! Tamamen size özel hazırlanmış bir masada keyifle yiyeceğiniz, ortaya gelen çok lezzetli yemeklerin, bol muhabbet ve kahkahanın olduğu…
Zaaf Galata’daki tanıdık ama farklı lezzetleri, yaptıklarını “Arada Hicaz, Arada Caz Yemekler” olarak tanımlayan, MSA mezunu şefler Aybike Işınsu Memiş ve Aras Çetin hazırlıyor. Eşimin doğum gününü kutlamak için 14 kişi olarak gittiğimiz -minimum 8, maksimum 14 kişi ağırlayabiliyorlar- Zaaf Galata’da ilk olarak bizi çok şık düzenlenmiş bir masa, zevkli müzikler ve sıcak bir ortam karşıladı. Hatta masada kimin kimin yanında oturacağı özel isim kartlarıyla belirtilmiş oluyor, yani hiç “nereye oturalım” stresine girmiyorsunuz. Her şey A’dan Z’ye sizin için düşünülmüş oluyor. Sadece an’dan keyif almaya odaklanıyorsunuz.
Masaya geçtiğiniz zaman şef Aybike ve Aras öncelikle kendini tanıtıyor ve gece boyunca yaşayacağınız gastronomi deneyimini özetliyor. Hemen ardından lezzet şöleni başlıyor. Bir şarküteri tabağı geldi ki bütün peynirler yerel ve tamamen özel tedarik edilmiş, hazırladıkları soğan marmeladından tabak tabak tekrar tekrar istemeniz muhtemel. Soğuk mezeler hep bildiğimiz tabakların ufak dokunuşlarla yorumlanmış hali, bir patlıcan pate vardı ki patlıcan sevmeyenlerin bile kaşık kaşık yemesine neden oldu. Zaaf Galata’daki her yemekte mevsimsellik ve yerellik ön planda ve her gelen tabağı, hiç heyecanını kaybetmeden anlatmaları sizin yemeği ve yapanı daha çok takdir etmenizi sağlıyor. Eğer rakı veya şarap gibi alkol tüketecekseniz onlar da tamamen özel bir zevkle seçilmiş oluyor.
Dört saate yakın süren bu keyifli, samimi ve özel deneyimin fiyatı ise İstanbul şartlarında alelade bir yere gideceğiniz zaman harcayacağınız meblağdan çok farklı değil. Ama orada geçireceğiniz zaman kesinlikle başka yerde yaşamayacağınız kalitede oluyor. Bir yandan da, artık birbirine benzeyen, kopyalanmış mekanlar ve konseptlerden öte klasiğin ve alışılmışın dışına çıkıp farklıyı başarılı şekilde ortaya koyan şeflerin olması çok heyecan ve ilham verici.
İlginizi çekebilir: Beril Sarıca’dan Nakka Galata
İlk yorumu siz yazın!