
İlk yorumu siz yazın!

Zamanla Dokunanlar: Belkıs Balpınar’ın Sanat Hayatına Bakış
Belkis Balpınar’ın retrospektif sergisi “Zamanla Dokunanlar” Anna Laudel İstanbul’da, görkemli bir açılışla izleyicilerin gösterimine açıldı. Balpınar’ın kapsamlı sergisine, sanatçının kariyerini inceleyen bir kitap da eşlik ediyor. Sanatçının özel koleksiyonlarda yer alan eserlerinin de görülebileceği “Zamanla Dokunanlar” retrospektif sergisini 27 Nisan’a kadar ziyaret edebilirsiniz. Ben de sizinle bu sırada açılışın ve serginin detaylarını paylaşmak istiyorum.
Türkiye sanat tarihine önemli katkıları bulunan Belkıs Balpınar’ı sizlere tanıtarak yazıma başlamak istiyorum. Belkıs Balpınar, 1941 yılında Eskişehir’de doğmuş öncü bir tasarımcı, müzeci, antik kilim araştırmacısı ve sanatçı. Söz konusu sergi de 84. yaşını kutladığımız doğum gününde açılmış oldu. Bu vesileyle açılışta hep birlikte kendisinin doğum gününü kutlama şansı bulduk, pastası kesildi. Nice mutlu senelere Belkıs Balpınar!
Belkıs Balpınar 1968 yılına kadar Sümerbank’ta halı desen tasarımcısı olarak çalışmış ve bu, onun halılarla başlayan ve sonrasında kilimlere yönelen yolculuğunun başlangıcını oluşturmuş. 1968-1973 yılları arasında ise Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nin Halı ve Kilim Bölümü’nde küratörlük yaptı. 1979 yılında Vakıflar Halı Müzesi’ni kurmuş, 1981’de ise Vakıflar Kilim ve Düz Dokuma Yaygılar Müzesi’ni açmış.
1983 yılında emekli olduktan sonra kendi tasarımlarını geliştirerek yeni estetikler ve deneysel dokuma teknikleri yaratmaya başlatıyor. Belkıs Balpınar, aynı zamanda çok sayıda uluslararası yayına da imza atıyor; Anadolu kilimleri ve halıları üzerine kitaplar yazıyor. Bu sergide ise Belkıs Balpınar’ın 1986 yılında kendi sanat pratiğine dönüş yaparak 2024 yılına dek ürettiği yaklaşık 20 eserlik bir seçki izleyici ile buluşuyor.
Sanatçının duygularını ifade etmesi için yazı yazmak, tuvale çizmek ya da heykel işlemek alışılagelmiş yöntemler olarak görülebilir. Ancak bunlar tek yol değil; ağaç oyulabilir, demir dövülebilir, kil şekillendirilebilir, cam eritilip biçimlendirilebilir, kumaş işlenebilir. Sanat, malzemeden bağımsız olarak anlam yaratmanın bir yolu ve insanın elinin değdiği her şey bir anlatı aracına dönüşebilme gücüne sahip.
İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana, her obje bir anlatıcı olarak karşımıza çıkıyor. İlk insanlar mağara duvarlarına resimler kazırken yalnızca gördüklerini değil; hissettiklerini ve aktarmak istediklerini de çiziyorlardı. Kil tabletler, taş anıtlar, seramikler ve mücevherler, aslında toplumların kimliklerini ve değerlerini şekillendiren sessiz tanıklar.
Bu yüzden sanat, yalnızca bir ifade biçimi değil, aynı zamanda bir hafıza aracı. Halılar, işlenmiş kumaşlar, oymalı taşlar ve dövülmüş metaller bir uygarlığın ruhunu taşıyor. Anadolu’nun dokuma motifleri, Mezopotamya’nın mühürleri, Mısır’ın hiyeroglifleri ya da Roma’nın mozaikleri, hepsi birer anlatı. Geçmişe dair bildiklerimizin büyük bir kısmını, bu objelerin üzerindeki desenlerden, şekillerden ve işçilikten çıkarıyoruz.
Bu anlatım biçimlerinden biri de yüzyıllardır kullanılan halı ve kilim dokumacılığı. Dokuyucular, iplikleri yalnızca işlevsel bir bütünlük oluşturmak için değil, aynı zamanda duygularını, inançlarını ve hikâyelerini aktarmak için bir araya getiriyorlar.
Her motif, belirli bir anlam taşıyor; bereket, koruma, sevgi, özlem ya da umut gibi duygular ipliklerin arasında gizli kalıyor. Halı, yalnızca bir zemin örtüsü değil; aynı zamanda bir sanatçının ellerinden çıkan, desenlerle yazılmış bir metin. Bu yüzden bir halıya bakmak, yalnızca renk ve motif görmek değil, bir yaşam biçimini, bir sesi, bir iç dünyayı da okumak anlamına geliyor.
Açılışta eserlerinin sergilenmesinin yanında Sanatçının SKIRA’dan çıkan “Belkıs Balpınar: Through Woven Times” isimli kitabının da yayımlanmasını kutladık. Bu kitabın editörlüğü Türk sanat dünyasının en önemli araştırmacı, sanat yazarı ve eleştirmenlerinden biri olarak gösterilen Dr. Necmi Sönmez’e ait.
Necmi Bey açılışa yetiştirmek için nasıl matbaadan gelip ilk basılan kitabı yanında getirdiğinden ve açılışa kitabı yetiştirebilmenin mutluluğundan söz etti. Necmi Bey, Belkıs Hanım’ın eserlerine kilim denmemesi gerektiğininin öneminin altını çizdi.
Klasik anlamdaki halı ve kilimler de birer sanat eserleri olsalar da Belkıs Balpınar’ın kendi geliştirdiği ‘Dokuma-ma’ (Un-weaving) adlı yenilikçi tekniğiyle, tasarımlarında serbest iplikler bırakarak negatif alanlar oluşturuyor ve böylece eserlerini iki boyutun sınırlarını aşarak üçüncü boyuta taşıyor.
Albert Einstein’ın zaman ve hızın algılanması mümkün olmayan bir uzamda gösterildiği dördüncü boyut kavramından etkilenen Balpınar, heykelleştirdiği dokumalarının içeriğinde de farklı boyutlarda spiral formlarıyla kosmosu ifade ediyor. Evren, doğa ve insan biyolojisindeki karmaşıklığın içinde olan formları, hareketleri, yörüngeleri en sade haliyle gösteriyor. Halı ve kilim dokuma tekniklerini melezleyerek yarattığı deneysel dönüşümler, Balpınar’ın kendine özgü dilini oluşturuyor. Sanatçının her işi, türünün tek örneği olup, galeri ve sergilerde sergilenmek üzere dokutulmaktadır.
Kapak Fotoğrafı: İlke Tulunay
İlginizi çekebilir: Artsy Magger’dan İstanbul’un Güncel Sanat Takvimi
Thanks for the informative article. Unogeeks is the top Oracle Fusion HCM Training Institute, which provides the best <a href="https://unogeeks.com/oracle-fusion-hcm-online-training" > Oracle Fusion HCM Training </a>