Haberler
theMagger News: Trendler
MÜZİK
Türkiye’nin yüzde 215,1’lik büyüme oranı ile küresel dijital ses pazarında en fazla büyüyen ülke konumunda yer alıyor. Karnaval Medya Grubu da “Canlı Kal” mottosuyla dijital ses dünyasında radyo dinleme deneyimini daha canlı, interaktif ve sosyal hale getiren yeni bir dönemi başlatmayı hedefliyor.
Sesin dijitalleşme sürecinin yeni pazarlama modellerini de beraberinde getiriyor....
Türkiye’nin yüzde 215,1’lik büyüme oranı ile küresel dijital ses pazarında en fazla büyüyen ülke konumunda yer alıyor. Karnaval Medya Grubu da “Canlı Kal” mottosuyla dijital ses dünyasında radyo dinleme deneyimini daha canlı, interaktif ve sosyal hale getiren yeni bir dönemi başlatmayı hedefliyor.
Sesin dijitalleşme sürecinin yeni pazarlama modellerini de beraberinde getiriyor. Karnaval Medya Grubu da müzikten iletişime kadar sesin yaşamın farklı noktalarına dokunan halini geliştirdiği “Voice2Be” kavramı üzerinden yeniden tanımlıyor. “Voice2Be”, B2C ve B2B kavramlarının iç içe geçtiği ses dünyasında yeni pazarlama modelini ifade ediyor. Dünyada ve Türkiye’de ses ve müzik dinleme alışkanlıklarında yaşanan dönüşüme dikkat çeken Karnaval Medya Grubu CEO’su Burak Can, bu niş alandaki güncel durumu şöyle özetliyor: “Küresel dijital ses pazarında yapılan medya yatırımlarının 5,6 kat büyümesi Türkiye’yi dünya liginde ilk sıraya taşıyor. Günde ortalama 2, 6 saat müzik dinlenen ülkemizde, dinleyicilerin yüzde 75’i müziğe akıllı telefon üzerinden ulaşıyor. Yine dinleyicilerin yüzde 79’u müzik tercihini kendisi belirlemek isterken, yüzde 74’ü müzik zevkine uygun bir akış beklentisi içinde.”
Sadece bir müzik platformu değil, müziğin nabzını tutan bir topluluk yaratmayı hedefleyen grup, DJ’lerin gerçek zamanlı içerik kürasyonu ile dinleyicilerin müzik keyfine canlı bir dokunuş ekliyor. Bu süreçte yapılan yatırımlar sayesinde dinleyiciler, müziğin bir parçası olarak akışa dahil olabiliyor.
MÜZİK
Amerika’da yaşayan ve teknoloji ile müzik dünyasında lider iki Türk kadını, Ulku Rowe ve Nisan Ak
tarafından New York’ta kurulan Türk Amerikan Orkestrası (TAO), müziğin evrensel dili aracılığıyla farklı
izleyici topluluklarına ilham vermeyi hedefliyor.
Bu yenilikçi orkestra, 50’nin üzerinde profesyonel Türk ve Amerikalı müzisyenden oluşuyor ve sadece klasik batı müziği değil, Türk...
Amerika’da yaşayan ve teknoloji ile müzik dünyasında lider iki Türk kadını, Ulku Rowe ve Nisan Ak
tarafından New York’ta kurulan Türk Amerikan Orkestrası (TAO), müziğin evrensel dili aracılığıyla farklı
izleyici topluluklarına ilham vermeyi hedefliyor.
Bu yenilikçi orkestra, 50’nin üzerinde profesyonel Türk ve Amerikalı müzisyenden oluşuyor ve sadece klasik batı müziği değil, Türk müziğinin her çeşidini icra ediyor; konserler ve eğitim programları yoluyla farklı kültürler arasında karşılıklı anlayışı ve saygıyı teşvik eden canlı bir kültür elçisi olmayı amaçlıyor. Amerika’nın farklı bölgelerinde yaşayan 50’den fazla profesyonel Türk ve Amerikalı müzisyeni bünyesinde barındıran TAO, klasik batı müziğinden, Türk halk müziğine, klasik Türk müziğinden çağdaş eserlere uzanan geniş bir yelpazede performans sergilemeye hazırlanıyor. Orkestrada, klasik senfoni orkestralarında yer alan enstrümanların yanı sıra kanun ve ud gibi geleneksel Türk müziği enstrümanları da yer alıyor.
Türk Amerikan Orkestrası’nın repertuarı, Türk bestecilere ait eserlerden oluşuyor. Orkestra ayrıca yurtdışında tanınmış Türk besteci ve aranjörlerin eserlerine de yer veriyor. 2024 Grammy Ödülü adaylığı
sahibi Esin Aydıngöz gibi isimlerin eserleri orkestra tarafından icra ediliyor. Bu çeşitlilik, Türk müziğinin uluslararası alanda tanınmasına ve sevilmesine katkıda bulunuyor. Kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu olarak kurulan Türk Amerikan Orkestrası’nın gelirlerin bir kısmı, Amerika’da müzik eğitimi almak isteyen Türk öğrencileri desteklemek amacıyla kullanılmak üzere ayrılıyor. Orkestra’nın ilk konseri 26 Ekim’de New York’ta gerçekleşiyor.
KİTAP & EDEBİYAT
60 yıllık bir kariyer ve 30’a yakın albümün sahibi Cher yeni otobiyografisinde sanat ve özel yaşamının detaylarını paylaşıyor.
İki cilde ancak sığan ve ilk cildi Kasım ayında okuyucularla buluşacak olan otobiyografinin ilk bölümünde Cher, düzensiz bir çocukluk geçiren disleksik bir çocuk olarak büyüme hikayesini ve ünlü olma hayallerini paylaşıyor ve ardından Sonny Bono ile tanışmasını,...
60 yıllık bir kariyer ve 30’a yakın albümün sahibi Cher yeni otobiyografisinde sanat ve özel yaşamının detaylarını paylaşıyor.
İki cilde ancak sığan ve ilk cildi Kasım ayında okuyucularla buluşacak olan otobiyografinin ilk bölümünde Cher, düzensiz bir çocukluk geçiren disleksik bir çocuk olarak büyüme hikayesini ve ünlü olma hayallerini paylaşıyor ve ardından Sonny Bono ile tanışmasını, evlenmelerini ve onları dünya çapında ünlü yapan ancak aynı zamanda onları birbirinden uzaklaştıran çalkantılı ilişkilerinin ele alıyor. Kitabın sinopsisi ise bu uzun zamandır beklenen yaşam öyküsünü: “Cher: The Memoir, dürüstlüğü ve kendine özgü mizah anlayışıyla, hiçbir planı ve özgüveni olmadan, yarım yüzyıldan uzun süredir dünyanın görmezden gelemediği öncü bir süperstar haline gelmesinin öyküsünü anlatıyor.” şeklinde özetliyor. Cher ise ikinci cildi 2025 yılında yayınlanacak olan kitabı “Çok uzun yaşadım ve çok şey yaptım, bu yüzden sanki bir ansiklopedi olmalıymış gibi.” şeklinde anlatıyor.
HABERLER - SLIDER
Plak, kaset, CD, MP3, İpod, Spotify… Değişen müzik dinleme alışkanlıklarımızın kaçına şahitlik ettiniz? Apple Music ve Spotify ile birlikte önce tümüyle kaybolacağı düşünülen fiziksel albüm kayıtları daha sonra nostaljik hobiler sayesinde az da olsa ilgi görmüştü. Şimdiyse başını Taylor Swift, Beyonce ve Billie Eilish’in çektiği bir grup müzisyen sayesinde fiziksel kopya satışları son 20 yılın en yüksek...
Plak, kaset, CD, MP3, İpod, Spotify… Değişen müzik dinleme alışkanlıklarımızın kaçına şahitlik ettiniz? Apple Music ve Spotify ile birlikte önce tümüyle kaybolacağı düşünülen fiziksel albüm kayıtları daha sonra nostaljik hobiler sayesinde az da olsa ilgi görmüştü. Şimdiyse başını Taylor Swift, Beyonce ve Billie Eilish’in çektiği bir grup müzisyen sayesinde fiziksel kopya satışları son 20 yılın en yüksek seviyesine ulaşıyor.
2024’ün ilk 6 ayında tam 8 milyon 44 bin 760 adet fiziksel kopya satılmış durumda. Bu da bir önceki 2004’te rastlanan %3.2’lik bir artış anlamına geliyor! Eğer yılın ikinci yarısında bu ivme korunursa 15-20 milyon arası kopya satışına ulaşılması bekleniyor ki bu da 1990’lardaki sayılara yaklaşılması anlamına geliyor. Bu gelişmelerdeki büyük payınsa fan kültürü ve özellikle Eras Tour ile birlikte fiziksel kayıtları birer koleksiyon parçası olarak gören Taylor Swift hayranlarına ait olduğunu atlamamak önem taşıyor.
HABERLER - SLIDER
Kaliteli magazin habercisi Şokopop’un Gain’de yer alan, Tarkan’ın yurt içi ve dışındaki başarılarına kendine bu unvanı kazandıran açılımlarına ve duraklama dönemine kadar kariyer evrelerini ele alan “Megastar Tarkan” belgeselini izlemedinizse izlemek için doğru zaman olabilir çünkü Tarkan, yedi yıl aradan sonra kaydettiği albümü Kuantum 51’i müzikseverlerle buluşturdu.
Ozan Çolakoğlu, İskender Paydaş,...
Kaliteli magazin habercisi Şokopop’un Gain’de yer alan, Tarkan’ın yurt içi ve dışındaki başarılarına kendine bu unvanı kazandıran açılımlarına ve duraklama dönemine kadar kariyer evrelerini ele alan “Megastar Tarkan” belgeselini izlemedinizse izlemek için doğru zaman olabilir çünkü Tarkan, yedi yıl aradan sonra kaydettiği albümü Kuantum 51’i müzikseverlerle buluşturdu.
Ozan Çolakoğlu, İskender Paydaş, Ateş Berker Öngören, Murat Matthew Erdem, Turaç Berkay Özer, Mert Kemancı gibi isimlerin düzenlemelerin yer aldığı albümü farklı kılan bir özelliğiyse dinleyicilerin albümü baştan sona görüntülü olarak deneyimleyebiliyor olmaları. Zira albümde yer alan 12 şarkının her biri için Tarkan performanslarından oluşan visualiser’lar bulunuyor. Albümün tanıtım mesajıysa isim tercihini şu şekilde özetliyor: “Kuantum evrendeki her şeyin birbirine bağlılığı ve birliği olarak tanımlanır. Her şeyin enerji ve titreşimden oluştuğu, temel bir seviyede hepimizin birbirine bağlı olduğu anlayışıdır. Kuantum spiritüelliği niyetin gücünü, bilincin gerçekliği şekillendirme rolünü ve kendi deneyimlerimizin ortak yaratıcıları olduğumuz fikrini vurgular. Kuantum, bilincin daha yüksek alemlerine erişmek, farkındalığımızı genişletmek, spiritüel büyüme ve dönüşüm için evrensel enerjinin akışıyla uyum sağlamaktır. Kuantum, beden, ruh ve zihnin bütünsel bir entegrasyonudur.”
MÜZİK
Dünya çapında kadın sanatçıları güçlendirerek müzikte cinsiyet eşitliğini desteklemek amacıyla hayata geçirdiği global girişim, Spotify EQUAL çalma listeleri üçüncü yılında 31 milyar dinlenme sayısını aşmış durumda.
Bugüne dek 200’den fazla kadın sanatçının ağırlandığı listelerde 36 Türk kadın sanatçı ayın EQUAL elçisi oldu. Ek olarak, EQUAL’ın 2021’deki...
Dünya çapında kadın sanatçıları güçlendirerek müzikte cinsiyet eşitliğini desteklemek amacıyla hayata geçirdiği global girişim, Spotify EQUAL çalma listeleri üçüncü yılında 31 milyar dinlenme sayısını aşmış durumda.
Bugüne dek 200’den fazla kadın sanatçının ağırlandığı listelerde 36 Türk kadın sanatçı ayın EQUAL elçisi oldu. Ek olarak, EQUAL’ın 2021’deki lansmanından bu yana, Türkiye’deki kadın sanatçıların dinlenme oranlarında yüzde 140’lık artış yaşandığı biliniyor. Spotify tarafından paylaşılan veriler arasında ayrıca; Türkiye’de kadın sanatçıların Spotify’ın editoryal çalma listelerindeki dinlenme sayısı 2023’te, bir önceki yıla kıyasla yüzde 36 artış gösterdiği, 2023 yılı Türkiye Top 50 listesinde yer bulan kadın sanatçı sayısı 2021’den bu yana yüzde 110’un üzerinde arttığı, kullanıcılar tarafından oluşturulan çalma listeleri içerisinde kadın sanatçıların dinleme oranlarında, bir yılda yüzde 50’den fazla artış yaşandığı ve 2021’den bu yana Türkiye’de kadın sanatçıların, Türkiye dışında dinlenme oranları yüzde 130 gibi önemli bir artış yakaladığı da yer alıyor. Yine Spotify, EQUAL Türkiye verilerine göre Türkiye’de en çok dinlenen üç kadın sanatçı; Sezen Aksu Güneş ve Melike Şahin.
HABERLER - SLIDER
Köpek maması üreticisi Pedigree US’in Polonya Radyosu Orkestrası ile gerçekleştirdiği deneyde köpeklerin kuyruk hareketleri senfonilere dönüşüyor.
Köpeklerini kuyruk hareketlerinin duygularına dair ipuçları taşıdığını biliyoruz. İşte Pedigree Tail Orchestra da bir günlüğüne köpekleri orkestra şefleri kabul ediyor ve onların çeşitli yiyeceklere verdikleri kuyruk tepkilerini müziğe...
Köpek maması üreticisi Pedigree US’in Polonya Radyosu Orkestrası ile gerçekleştirdiği deneyde köpeklerin kuyruk hareketleri senfonilere dönüşüyor.
Köpeklerini kuyruk hareketlerinin duygularına dair ipuçları taşıdığını biliyoruz. İşte Pedigree Tail Orchestra da bir günlüğüne köpekleri orkestra şefleri kabul ediyor ve onların çeşitli yiyeceklere verdikleri kuyruk tepkilerini müziğe dönüştürüyor. Deney sırasında köpeklere peynir, brokoli gibi insan gıdaları ve son olarak Pedigree’nin köpeklere özel ürettiği ödül mamaları sunuluyor. İnsan gıdaları sunulduğunda çok da az sallanan kuyruklar, ödül maması söz konusu olduğunda çok daha hızlı sallanıyor ve ortaya yüksek tempolu bir modeli çıkıyor. Orkestranın keman sanatçısı ise “Köpekler kuyruğunu aşağı sarkıttığı zaman daha yavaş ve yumuşak şekilde çalalım” diyerek ortaya çıkacak eserin daha da ilginç olmasını sağlıyor!
Köpekler şefliğinde gerçekleşen bu müzik videosunun izlenme gelirinin Pedigree US tarafından, ABD’nin çeşitli eyaletlerindeki barınaklara bağışlanması ve bu sayede daha fazla barınak hayvanının sahiplendirilebilmesi hedefleniyor. Buraya tıklayarak izleyebilirsiniz.
HABERLER - SLIDER
Piyano ikilisi Güher ve Süher Pekinel’in, 2024 Uluslararası Klasik Müzik Ödülleri’nde (ICMA) “mükemmeliyetçilik arayışları ve sıra dışı şiirsel yorumlarıyla uluslararası klasik müzik alanına sundukları katkı nedeniyle” Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne layık görüldü.
2011’den beri verilen Uluslararası Klasik Müzik Ödülleri’nin (ICMA) adayları ve kazananları,...
Piyano ikilisi Güher ve Süher Pekinel’in, 2024 Uluslararası Klasik Müzik Ödülleri’nde (ICMA) “mükemmeliyetçilik arayışları ve sıra dışı şiirsel yorumlarıyla uluslararası klasik müzik alanına sundukları katkı nedeniyle” Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne layık görüldü.
2011’den beri verilen Uluslararası Klasik Müzik Ödülleri’nin (ICMA) adayları ve kazananları, dünyanın farklı ülkelerindeki plak şirketlerinin ve klasik müzik yayınlarının temsilcileri ile müzisyenlerden oluşan bir jüri tarafından belirleniyor. Bu yıl spanya’nın València kentinde düzenlenen ödül töreninde ödüllerini ICMA Jüri Başkanı Remy Flanc’tan alan Pekineller ise hislerini şöyle özetliyor: “Bu ödül bizim için müzikle dopdolu geçen ömrümüzün bir aynası niteliğinde. Müziğe verdiğimiz emeğin ve katkılarımızın anlaşıldığını ve takdir gördüğünü bilmek büyük bir mutluluk. Bizim için müzik, nefes almak kadar hayati. Friedrich Nietzsche’nin dediği gibi; “Müziksiz hayat bir hata olurdu.” Bu ödül vesilesiyle kariyer yolculuğumuz boyunca bize destek olan tüm değerli usta müzisyenlere sonsuz teşekkürlerimizi iletmek istiyoruz. Onlar sayesinde müziğin nabzını hissedebiliyor ve müzikle yaşayarak, müzikle nefes alarak ruhumuzu zenginleştirebiliyoruz.“
MÜZİK
Yeni bir rapor, şarkı sözlerinin son 40 yılda daha öfkeli ve daha bencil hale geldiğini ortaya çıkarıyor.
“Eskisi gibi müzik yapmıyorlar artık” Uzun süre dinlediğimiz şarkılarla ilgili ebeveynlerimizden duyduğumuz ardındansa bizim devraldığımız bu serzeniş aslında haksız değil. Bunun en temel nedeni içeriklerin kısalıyor ve saçmalaşıyor, aşırı uyarılmış ama sıkılmış beyinlere...
Yeni bir rapor, şarkı sözlerinin son 40 yılda daha öfkeli ve daha bencil hale geldiğini ortaya çıkarıyor.
“Eskisi gibi müzik yapmıyorlar artık” Uzun süre dinlediğimiz şarkılarla ilgili ebeveynlerimizden duyduğumuz ardındansa bizim devraldığımız bu serzeniş aslında haksız değil. Bunun en temel nedeni içeriklerin kısalıyor ve saçmalaşıyor, aşırı uyarılmış ama sıkılmış beyinlere hazırlanıyor oluşu. Son 40 yılda rap, country, pop, R&B ve rock türlerinde 12.000’den fazla İngilizce şarkının sözlerini analiz eden rapora göre müzik zevkimizi şekillendiren yalnızca platformlar değil. Rapor, şarkı sözlerinin bir kültürün değer ve duygularındaki değişiklikleri yansıtan “toplumun aynası” olabileceğine dikkat çekiyor. Şarkı sözlerinde ifade edilen duyguları, kaç farklı kelimenin kullanıldığını ve bunların ne sıklıkta tekrarlandığını analiz edildiği araştırmada tüm türlerde şarkı sözleri daha basit ve daha tekrarlı olma eğiliminde olduğu tespit ediliyor. “Ben” veya “benim” gibi kelimelerin popülaritesinin artışıysa şarkı sözlerinin zamanla daha bencil hale geldiğine işaret ediyor. Tahmin edilebileceği üzere öfkeyi, tiksintiyi ya da üzüntüyü ifade eden şarkı sözlerinde de bir artış söz konusu.
KİTAP & EDEBİYAT
Rave ve kitaplar… Bu beklenmedik ikili İngiliz yayıncı Velocity Press’in mağazası açılışından önce mutlaka okunması gereken beş kitabı seçmesiyle bir araya geliyor. İngiliz dans müziğinin tarihi ve Spiral Tribe’a içeriden bir bakışa rave kültürü ve tarihine dair pek çok detayı içeren bu seçkideki kitapların her birinin seçilme nedeniyse Velocity Press’in Dazed magazine verdiği röportaja göre şu şekilde:
Join The...
Rave ve kitaplar… Bu beklenmedik ikili İngiliz yayıncı Velocity Press’in mağazası açılışından önce mutlaka okunması gereken beş kitabı seçmesiyle bir araya geliyor. İngiliz dans müziğinin tarihi ve Spiral Tribe’a içeriden bir bakışa rave kültürü ve tarihine dair pek çok detayı içeren bu seçkideki kitapların her birinin seçilme nedeniyse Velocity Press’in Dazed magazine verdiği röportaja göre şu şekilde:
Join The Future, Matt Anniss: 1990’ların başlangıcından beri İngiliz dans müziği, ağır bas basların baştan çıkarıcı gücünün esaretindeydi. Bu, hardcore, orman, davul ve bas, dubstep, UK garage ve grime dahil olmak üzere İngilizlerin öncülük ettiği bir dizi türün önemli bir bileşeni. Kitap, her şeyi başlatan sesin köklerinin, kökenlerinin, gelişiminin ve mirasının izini sürüyor: elektronik dans müziğinin ilk belirgin İngiliz biçimi olan bleep tekno.
Tape Leaders, Ian Hellıwell: Zengin resimli bir özet biçimindeki Tape Leaders, elektronik sesle ve onun Büyük Britanya’daki kökenleriyle ilgilenen herkes için vazgeçilmez bir başvuru kılavuzu.
First Floor Vol, Shawn Reynaldo: Deneyimli elektronik müzik gazetecisi Shawn Reynaldo’nun elektronik müzik ve kültür üzerine geniş düşüncelerini paylaştığı haftalık bir haber bülteni olan First Floor, sistemik konulara özel olarak odaklanarak çağdaş elektronik müzik kültürüne incelikli, geniş kapsamlı bir bakış sunuyor.
Out Of Space, Jim Ottewıll: Glasgow’dan Margate’e, oradan da Manchester, Sheffield’e ve Coalville ve Todmorden gibi alışılmadık dans müziği merkezlerine kadar bu kitap, elektronik müziğin nerede geliştiğini ve bundan sonra nereye gidebileceğini haritalandırıyor.
A Darker Electricity, Mark Harrison: Spiral Tribe’ın kurucu ortağı ve görsel sanatçısı Mark Harrison, göçebe yolculuklarını, popülerliklerinin ve kötü şöhretlerinin hızla yükselişini Londra’daki küçük gecekondu partilerinden devasa depo partilerine dek tüm detaylarıyla anlatıyor.