Haberler
theMagger News: Trendler
MODA
Geçen yılın Ekim ayında, uzay altyapısı geliştiricisi Axiom Space ile birlikte NASA’nın yeni uzay giysilerini tasarlamak üzere bir sözleşme imzaladığını duyuran Prada, Eylül 2026’da kullanılacak olan bu uzay giysilerini nihayet tanıttı!
Yüksek modanın uzaya dek çıkmasının yanı sıra bu projeyi heyecan verici kılan bir detay daha var ki o da Prada’nın tasarladığı astronot...
Geçen yılın Ekim ayında, uzay altyapısı geliştiricisi Axiom Space ile birlikte NASA’nın yeni uzay giysilerini tasarlamak üzere bir sözleşme imzaladığını duyuran Prada, Eylül 2026’da kullanılacak olan bu uzay giysilerini nihayet tanıttı!
Yüksek modanın uzaya dek çıkmasının yanı sıra bu projeyi heyecan verici kılan bir detay daha var ki o da Prada’nın tasarladığı astronot kıyafetlerinin, aya adım atan ilk kadın ve ilk beyaz olmayan astronot tarafından giyilecek olması. “Ay’ın güney kutbundaki aşırı sıcaklıklara dayanacak” şekilde tasarlandığı belirtilen uzay giysileri, astronotların, ayın sürekli gölgede kalan bölgelerinde en az iki saat boyunca dondurucu soğuklara dayanabilmelerini sağlamanın yanı sıra düşük yerçekiminde sekiz saate kadar hareket etmelerine de imkân tanıyor. Tasarım detaylarında ise üzerlerinde ABD bayrağının yanı sıra Prada logosunu taşımamaları dikkat çekiyor. Öte yandan; beyaz giysiler, markanın Linnea Rossa hattına atıfta bulunurcasına kırmızı çizgilerle süslü.
Moda ilişkisi heyecan verici olmakla birlikte projenin amacı elbette Prada’ya ilgi çekici bir podyum sağlamak değil. NASA, devam eden Artemis projesi kapsamında insanlığı aya geri döndürmeyi planlıyor. Uzun vadede, uzay ajansı, insanların kalıcı olarak yaşayabileceği, çalışabileceği ve araştırmalar yapabileceği ilk ay uzay istasyonunu kurmayı hedefliyor.
MODA
Çalınan dikkatimiz, konsantrasyon sürelerinin kısalışı ve daha fazlası… Tüm bunlara rağmen edebiyata ve okumaya olan ilgi artıyor olabilir mi? İşaretler stereotiplerin aksine, Z kuşağı okuma canlanmasının ardındaki itici güç olduğunu gösteriyor.
#BookTok bir TikTok janrası olmayı bırakıp kitapçılara sızarken, Nielsen BookData’nın yaptığı bir başka araştırmaya göre Z...
Çalınan dikkatimiz, konsantrasyon sürelerinin kısalışı ve daha fazlası… Tüm bunlara rağmen edebiyata ve okumaya olan ilgi artıyor olabilir mi? İşaretler stereotiplerin aksine, Z kuşağı okuma canlanmasının ardındaki itici güç olduğunu gösteriyor.
#BookTok bir TikTok janrası olmayı bırakıp kitapçılara sızarken, Nielsen BookData’nın yaptığı bir başka araştırmaya göre Z kuşağının yılda tahmini olarak 61 milyon kitap satın aldığını gösteriyor. Kütüphane kullanımının yeniden artması, Reese Witherspoon gibi ünlülerin de dahil olduğu kitap toplulukları ve hikaye anlatıcılığını tüm biçimleriyle yücelten bakış açısı kitap kültürünün ölmediğini aksine yeni bir anlayışla canlandığını gösteriyor. Durum böyleyken lüks markalar da bu yeniden yükselen kültürün bir parçası olmak üzere kolları sıvıyor. Dior’un book tote yani kitap çantası, Chanel’in ünlülerle kütüphane anketleri düzenlemesi, Prada’nın yeni koleksiyonunu tanıtırken yazar Mirandy July’ı dahil ettiği “Now That We Are Here” projesi, Miu Miu’nun Edebiyat Kulübü ve Valentino’nun International Booker Prize’a sponsor olması gibi girişimler kitap kültürünün moda dünyasıyla yoğun bir flört halinde olduğunu kanıtlıyor!
SİNEMA & TV
Zendaya ve Law Roach‘un sanatçıyı bir çocuk yıldız olmaktan çıkarıp bir moda ikonuna dönüştüren iş birliği uzun zamandır modaseverlerin radarı altında. Law Roach ile ilk defa 14 yaşında tanışan Zendaya’nın moda yoluyla yükselme hikayesini ilginç bulan ve kendi bakış açısıyla işlemek isteyen ilgi çekici bir isimse: Pedro Almodóvar.
İspanyol yönetmen, Vanity Fair...
Zendaya ve Law Roach‘un sanatçıyı bir çocuk yıldız olmaktan çıkarıp bir moda ikonuna dönüştüren iş birliği uzun zamandır modaseverlerin radarı altında. Law Roach ile ilk defa 14 yaşında tanışan Zendaya’nın moda yoluyla yükselme hikayesini ilginç bulan ve kendi bakış açısıyla işlemek isteyen ilgi çekici bir isimse: Pedro Almodóvar.
İspanyol yönetmen, Vanity Fair Spain’e verdiği röportajda, Roach hakkında bilgi aldığını, onun Zendaya kadar “diva” olduğunu öğrendiğini ve bu ikili hakkında, “All About Eve” ve “The Devil Wears Prada” karışımı bir film yapmayı çok istediğini belirtiyor! Roach’un çalışmasını öven ve onu “moda, sosyallik ve yaratıcılıkla” ilgili büyük bir yetenek olarak değerlendiren Almodóvar’ı etkileyen bir diğer şey ise Roach ve Zendaya arasındaki ilişkisinin gerçek sevgiye dayandığını düşünüyor olması. Zira Instagram’da çalışmayı bıraktığını haber verdiği açıklamada, “Bu iş sadece kıyafetlerden ibaret olsaydı, hayatımın sonuna kadar yapardım. Ama ne yazık ki öyle değil! Siyaset, yalanlar ve yanlış anlatılar beni bitirdi. Siz kazandınız… Ben gidiyorum” diyen Roach, Zendaya ile çalışmaya devam edeceğini belirterek, “Z ile ayrıldığımızı mı sanıyorsunuz? Biz sonsuza kadar birlikteyiz!” diye eklemişti.
BUSINESS
Çevre dostu tekstiller ve geleneksel tekniklerdeki gelişmeler, sürdürülebilir üretim süreçlerine doğru önemli bir değişim sunuyor. Çevre bilincine sahip tüketiciler sayesinde yükselen bu niş pazar artık tekstil sektöründe resmi iş fırsatları yaratma çabaları, kayıt dışı istihdam ve düşük ücretler gibi sorunları ele alarak ekonomik büyümeyi teşvik ediyor. Bu gelişimlerin bel kemiği halini alan sürdürülebilir...
Çevre dostu tekstiller ve geleneksel tekniklerdeki gelişmeler, sürdürülebilir üretim süreçlerine doğru önemli bir değişim sunuyor. Çevre bilincine sahip tüketiciler sayesinde yükselen bu niş pazar artık tekstil sektöründe resmi iş fırsatları yaratma çabaları, kayıt dışı istihdam ve düşük ücretler gibi sorunları ele alarak ekonomik büyümeyi teşvik ediyor. Bu gelişimlerin bel kemiği halini alan sürdürülebilir kumaşlar da özellikle bu alanda öne çıkan Türkiye’yi ilgilendiriyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Türkiye ofisi, EkoDoku Kadın Sürdürülebilir Yaşam Kooperatifi ile iş birliği yaparak çevre dostu tekstilleri teşvik etmek ve hızlı modanın çevresel etkilerini vurgulamak amacıyla bir girişim başlatmış durummda. ILO yetkililerinin saha ziyaretleriyle yönlendirilen ve ILO’nun teknik ve finansal desteğiyle güçlendirilen bu çaba, Türkiye’de sürdürülebilir moda uygulamalarını geliştirmeyi hedefliyor. EkoDoku, doğa bazlı kumaşlar ve geleneksel tekniklerden üretilen benzersiz bir koleksiyonun yaratılmasına öncülük etmeyi böylece de sürdürülebilir tekstilleri savunmayı ve resmi iş fırsatları yaratmayı amaç ediniyor.
HABERLER - SLIDER
COVID’un karanlık karantina döneminin derinliklerinde podcastlerin yükselişini muhtemelen hatırlarsınız. İşte bu dönemde Vogue dergisi de 1990’ların büyüleyici moda tarihini derinlemesine inceleyen 13 bölümlük bir podcast serisi olan In Vogue: The 1990s‘ı yayımlamıştı. Şimdi ise bu podcast, yepyeni bir Disney+ dizisi halinde yeniden karşımıza çıkmaya hazırlanıyor.
Süpermodellerin yükselişi, Tom Ford’un...
COVID’un karanlık karantina döneminin derinliklerinde podcastlerin yükselişini muhtemelen hatırlarsınız. İşte bu dönemde Vogue dergisi de 1990’ların büyüleyici moda tarihini derinlemesine inceleyen 13 bölümlük bir podcast serisi olan In Vogue: The 1990s‘ı yayımlamıştı. Şimdi ise bu podcast, yepyeni bir Disney+ dizisi halinde yeniden karşımıza çıkmaya hazırlanıyor.
Süpermodellerin yükselişi, Tom Ford’un Gucci dönemi, It-Girls ve onların It-Bags’leri, ve Londra’nın moda sahnesi gibi olgulara adanmış bölümlerle Vogue’un bu önemli moda anlarındaki rolü… Vogue’un “Free Your Mind” şarkısının eşlik ettiği fragmanda, In Vogue: The 90s dizisi için nna Wintour, Victoria Beckham, Gwyneth Paltrow, Kim Kardashian, Missy Elliott, Marc Jacobs, John Galliano, Tom Ford, Amber Valletta ve Sarah Jessica Parker gibi büyük isimler bir araya gelerek, o dönemin moda dünyasının ne kadar çılgın olduğunu anlatıyor.
Vogue’un diğer editörleri Hamish Bowles, Edward Enninful ve Tonne Goodman da kısa görüşlerini paylaşmak için fragmanda yer alıyor. Ayrıca Kate Moss, Linda Evangelista, Naomi Campbell, Miuccia Prada, Grace Coddington ve “daha birçok” ismin yer aldığı bölümlerden de ipuçları veriliyor. 20 Eylül’de yayında olacak serinin fragmanını izlemek için buraya tıklayabilirsiniz.
MODA
Markalar arası iş birlikleri moda dünyasının yeni normu olmayı sürdürürken HUGO, 2024 Sonbahar/Kış koleksiyonu için İstanbul merkezli sokak giyim markası Les Benjamins ile güçlerini birleştirerek Doğu’nun Batı ile buluştuğu kültürlerarasılığı keşfeden bir koleksiyon sunuyor.
2011 yılında tasarımcı ve fotoğrafçı Bünyamin Aydın tarafından kurulan Les Benjamins, , Türk...
Markalar arası iş birlikleri moda dünyasının yeni normu olmayı sürdürürken HUGO, 2024 Sonbahar/Kış koleksiyonu için İstanbul merkezli sokak giyim markası Les Benjamins ile güçlerini birleştirerek Doğu’nun Batı ile buluştuğu kültürlerarasılığı keşfeden bir koleksiyon sunuyor.
2011 yılında tasarımcı ve fotoğrafçı Bünyamin Aydın tarafından kurulan Les Benjamins, , Türk mirasını çağdaş kültürle harmanlayarak dikkat çekici hikayeler ve benzersiz bir tasarım felsefesi ile lüks sokak giyimine öncelik etmeyi sürdürüyor. Küresel anlatımızı tanımlayan zengin goblenlere (duvar kilimi) bir övgü niteliğindeki HUGO x Les Benjamins kapsül koleksiyonu da cesur ve eklektik Orta Doğu estetiğini HUGO’nun modern terzilik anlayışıyla birleştiren heyecan verici bir birliktelik olarak karşımıza çıkıyor.
Koleksiyon boyunca tekrarlayan ikonografi, sevgi, birlik ve güven hikayesini işliyor. Çizilen kuğu sembolü, Türkiye ve Almanya arasındaki birliğin simgesi olarak hizmet ederken, nakışlı gül detayları, detayları, mesafelerle ayrı düşen aileleri ve partnerleri bağlayan kalıcı sevgiyi simgeliyor. Ayrıca, “Anahtar Çocukları”nın gücünü tanıyan çift anahtar rozeti de dikkat çekiyor. Gastarbeiter’ın çocukları olan bu çocuklar, ebeveynleri çalışırken boyunlarında ev anahtarlarını taşıyarak genç yaşta bağımsızlık ve sorumluluk gösteriyor. Çift anahtar rozeti, sadece dayanıklılığı onurlandırmakla kalmayıp, aynı zamanda kapsülün bir sonraki nesil için kapıları açma, onların kendi anlatılarını yaratma hedefini simgeliyor.
BUSINESS
Hermès, Rick Owens ve The Row… Bu üç markanın ortak özelliği nedir? Artık yanıt yalnızca yüksek modanın birer parçası olmaları değil Walmart e-store’dan görünmüş olmaları! Süpermarket koridorunda yürüyüp sütle yumurta arasında bir Birkin poşeti bulsaydık muhtemelen kafamız karışırdı. Geçtiğimiz hafta sonu, birçok kişinin Walmart’ın çevrimiçi mağazasında ikinci el Birkin çantalarını 30.000 dolardan...
Hermès, Rick Owens ve The Row… Bu üç markanın ortak özelliği nedir? Artık yanıt yalnızca yüksek modanın birer parçası olmaları değil Walmart e-store’dan görünmüş olmaları! Süpermarket koridorunda yürüyüp sütle yumurta arasında bir Birkin poşeti bulsaydık muhtemelen kafamız karışırdı. Geçtiğimiz hafta sonu, birçok kişinin Walmart’ın çevrimiçi mağazasında ikinci el Birkin çantalarını 30.000 dolardan fazla fiyatlara sattığını keşfettiğinde de buna benzer tepkiler alındı.
Geçtiğimiz hafta Walmart e-store’da bu markalara ait ürünler görülünce web sitesinin ekran görüntüleri X’de viral hale geldi. Peki bu lüks ürünlerin Walmart’ta ne işi var? Editör Caroline Issa’nın Twitter’da öne sürdüğü teorilerden biri, yeni ürün bolluğunun lüks perakendeci Matches’in çöküşünden kaynaklandığı yönünde. Issa’ya göre Matches, bu yılın Mart ayında yönetime girdikten sonra hisselerinin büyük bir kısmını üçüncü bir tarafa sattı ve o da bunu Walmart’a sattı; bu yüzden şimdi Hermès, Jacquemus ve Dries Van Noten’un akınını görüyoruz! Bu yalnızca online bir teori olsa da Walmart’ın Amazon ve eBay gibi yerlerle rekabet etme amacı ve borçları birlikte düşünüldüğünde imkansız görünmüyor. Günün sonunda lüks moda dünyasının uzun zaman uzak durduğu online toplu pazar yerleri arasındaki mesafenin zannettiğimizden çabuk kapanması olası.
BUSINESS
Hiç dolaptan bir giysinize uzanıp “Bunu iş yerim için harcamayacağım” dediğiniz oldu mu? Yıllarca kabul gören iş yerine en resmi ve güzel kıyafetleri giyme anlayışı Çin’de finansal ve politik sebeplerle yerini tam tersine bırakıyor.
Ağır çalışma koşullarını ve gelir dengesizliklerini protesto etmek için başlayan Gross Outfits At Work (İş Yerinde Berbat Kıyafetler) akımı,...
Hiç dolaptan bir giysinize uzanıp “Bunu iş yerim için harcamayacağım” dediğiniz oldu mu? Yıllarca kabul gören iş yerine en resmi ve güzel kıyafetleri giyme anlayışı Çin’de finansal ve politik sebeplerle yerini tam tersine bırakıyor.
Ağır çalışma koşullarını ve gelir dengesizliklerini protesto etmek için başlayan Gross Outfits At Work (İş Yerinde Berbat Kıyafetler) akımı, “Koşulları bu kadar kötü bir iş yerinde güzel görünmek için neden para ve zaman harcayayım ki?” sorusundan doğuyor. Çin’in Twitter ve Instagram muadilleri olan Weibo ve Xiaohongshu’da başlıyan akım, aşırı soğuk havaya rağmen işvereni tarafından ofise çağrılan ve bunun için de tuhaf görünse de bedenini soğuktan koruyan bir kombin yapan Kendou isimli kişinin bu giyim tercihleri nedeniyle patronundan mobbing görmesiyle ortaya çıkıyor. 752,000 defa beğenilen ve 1.4 milyonun üzerinde paylaşılan bu video, Çin’de İşe Berbat Kıyafetlerle Git” hashtagiyle birlikte bir protesto akımına evriliyor. Modayı bir protesto aracı olarak kullanan Çinli Z kuşağı gençlerin vermek istedikleri mesaj şu şekilde: “Koşullar böyleyken işi de iş yerini de fazla ciddiye almak yersiz.”
HABERLER - SLIDER
Tüm zamanların en ünlü modellerinden Naomi Campbell, Victoria & Albert Müzesi’nde kendi sergisini açmaya hazırlanıyor.
Naomi: in Fashion başlıklı ve ziyaret edenlerin Azzedine Alaïa ve Valentino’nun kreasyonlarından, meşhur Dolce & Gabbana elbisesine kadar, Naomi Campbell için özel olarak hazırlanmış özel parçaları görebilecekleri sergide süpermodelin iş birliklerinin yanı sıra aktivizmini ve...
Tüm zamanların en ünlü modellerinden Naomi Campbell, Victoria & Albert Müzesi’nde kendi sergisini açmaya hazırlanıyor.
Naomi: in Fashion başlıklı ve ziyaret edenlerin Azzedine Alaïa ve Valentino’nun kreasyonlarından, meşhur Dolce & Gabbana elbisesine kadar, Naomi Campbell için özel olarak hazırlanmış özel parçaları görebilecekleri sergide süpermodelin iş birliklerinin yanı sıra aktivizmini ve derin kültürel etkisini kutluyor. Campbell’ın serginin açılışı için The Dorchester’daki davette moda tarihinin nadir parçalarından birini giyişi de serginin misyonuna dair ipuçları taşıyor. Naomi Campbell bu girişimiyle geleneksel olarak küratörler moda arşivleri söz konusu olduğunda tasarımcılar ya da editörler tarafından hazırlanmasına alışık olduğumuz sergi kavramına da yenilik getiriyor. Tamamen kendisinin deneyimleri üzerine odaklanan seçkide Vivienne Westwood defilesinde kullandığı, üzerinde mavi tükenmez kalemle “Naomi” yazısının bulunduğu (ve düşmesine yol açan) ikonik platform ayakkabılar gibi hikayesi olan parçalar yer alıyor.
HABERLER - SLIDER
Yılın en önemli moda etkinliklerinden Met Gala’nın 2024 teması “The Garden of Time” olarak açıklandı. Bu da pek çok ünlü ismi floral desenlerle kaplı tasarımlar içinde göreceğimiz anlamına geliyor ve modayla ilgilenen herkesin aklına “Devil Wears Prada” filmindeki ikonik, sarkastik repliği getiriyor: “Florals, for spring? Groundbreaking!” (Baharda floral desenler? Çığır Açıcı!”
Gala, her yıl olduğu gibi...
Yılın en önemli moda etkinliklerinden Met Gala’nın 2024 teması “The Garden of Time” olarak açıklandı. Bu da pek çok ünlü ismi floral desenlerle kaplı tasarımlar içinde göreceğimiz anlamına geliyor ve modayla ilgilenen herkesin aklına “Devil Wears Prada” filmindeki ikonik, sarkastik repliği getiriyor: “Florals, for spring? Groundbreaking!” (Baharda floral desenler? Çığır Açıcı!”
Gala, her yıl olduğu gibi Met’in yıllık Kostüm Enstitüsü sergisinin açılış gecesinde düzenleniyor. Bu yılın konukları ağırlayacak eş başkanlarıysa: Zendaya, J-Lo, Chris Hemsworth ve Bad Bunny. Kulağa sıradan gelen temanın arkasındaysa aslında bir hikaye var. Öyle ki Vogue temayı duyururken bize, The Garden of Time’ın sadece Met’in yosun tutan eski elbiselerine bir gönderme olmadığını, aynı zamanda J.G.’nin adı olduğunu da hatırlattı. Referans aslında Ballard’ın bir kısa öyküsüne ilişkin. Hikaye, öfkeli bir kalabalık kapılara her yaklaştığında bahçelerindeki çiçeklerden bir yaprak koparan bir kont ve karısını merkeze alıyor. Yaprak toplama işlemi zamanı tersine çevirse ve kalabalığın yavaşlamasına yardımcı olsa da, sonunda kapılara ulaşıp malikaneye hücum ederler, ancak kontu ve karısını bahçelerinde heykel olarak buluyorlar. Tema tercihi oldukça gösterişli olsa da, moda yayınları günümüzün ünlülerinin bu fikri gerektiği şekilde yorumlayamayacağı konusunda hemfikir.